7 Haziran 2015 seçimlerindeki milletvekili aday adaylığım sürecinde şok bir etkiyle karşılaşmıştım: Ünye Ticaret erbaplarının oy çoğunluğunun temsilcisi Durmuş Zor, desteğini istediğimde gülümsedi ve ekledi: Haydi hayırlısı ama sen hocasın alışkınsındır, bize bol bol nutuk atarsın seçilirsen! Sesindeki tonla da bütünleşen yüzüdeki anlam, halkın sesini duyuran bir filozofun resmiydi adeta.
7 Haziran 2015 seçimlerindeki milletvekili aday adaylığım sürecinde şok bir etkiyle karşılaşmıştım: Ünye Ticaret erbaplarının oy çoğunluğunun temsilcisi Durmuş Zor, desteğini istediğimde gülümsedi ve ekledi: Haydi hayırlısı ama sen hocasın alışkınsındır, bize bol bol nutuk atarsın seçilirsen! Sesindeki tonla da bütünleşen yüzüdeki anlam, halkın sesini duyuran bir filozofun resmiydi adeta.
Düşünekaldım olduğum yerde bir süre, sonra şafaklayıp ne istediğini sordum. Siyasetçi nutuklarından bıktıklarını, halkın sürekli bağlı olduğu STK'lara dert yandığını, nutuk atması gerekenlerin kendileri olduğunu söyledi. Desteğini istemeye gittiğim diğer STK başkanlarına da bu açıklamaya ne dediklerini sordum. Onlar da aynı fikirdeydiler. El ele demokrasiye çıkış yolunu gördüm böylece. Nasıl mı?
Sivil toplum kuruluşları halkla el ele sürekli bilgi ve fikir alış verişi içinde. Bu gerçek, sivil toplum kuruluşlarının millî irade temeli olduğunun açık kanıtı. Halk, artık ülke sorunlarının çözümü konusunda belli kadroların nutuklarını dinlemekten hoşlanmıyor. Kendi söz ve karar mekanizmasının özlemini çekiyor. 970 ilçenin sivil toplum kuruluşları (oda-dernek-sendika-vakıf…) dayanışma platformlarında bütünleştirebilir. Bu platformaların genel kurullarının oy çokluğuna göre yürütülen siyaset ve yönetim icraatları halkın sesini yansıtır. STK'lar kendilerinin ülke yönetiminde söz sahibi olduğunu görünce sorunlar hakkında düşünme ve çözümler üretme istişarelerine başlarlar. Bu sayede halkın da kendi kendini eğitmesine fırsat verilmiş olur. Kanıt mı? ÜNİÇAP!
28/12/2015 akşamı, 5253 Sayılı Dernekler Kanunu'nun 2/f maddesi ve Dernekler Yönetmeliği'nin 94. Maddesi gereği ÜNİÇAP (Ünye İkice Çaybaşı Akkuş Sivil Toplumun Sesi Platformu) için 4 ilçeden STK'lar bir araya geldi. İstişare sonucu şu amaç için dayanışma kararı verdiler: Halkla sürekli temas halinde olan sivil toplum kuruluşlarının kendi alanlarıyla ilgili çalışmalarının sonucunda ortaya çıkan fikirlerin kamuoyuyla paylaşılması ve ilçelerimizin yararına hizmetlerin üretilmesine katkı yapmak için ilgili ve yetkililerle iletişim halinde olmak.
Gerekli gördükçe bir araya gelen ÜNİÇAP'ın bütçesi yok, masraf olursa dayanışma veya sponsorla karşılanıyor. Herkes başkan. Yönetim grubu oluşuyor böylece. Halktan yansıyan sorun ve öneriler, istişare toplantılarında kararlaştırılıyor; medyaya sunulurken çözüm odağı yöneticilere de ziyaretlerle iletiliyor.
Son bir araya gelişleri bu ayın üçüydü. Yanlarındaydım. 4 yıl önce ilk istişare toplantılarında bizim nutkumuzu Meclise götürmek üzere seçilemedin ama yazarımız olup yine sesimizi duyurabilirsin demişlerdi de ben de onlara şu sözü vermiştim: Ne diyorsanız o! Yeterki objektif gözle herhangi bir çıkar ve taraf gözetmeden halkın sesini dile getirin!
Hep iletişim halindeyim kendileriyle. İnternet, vatsap, telefon görüşmelerim hiç eksik olmadı 4 yıldır. Onların görüşlerini dile getirdiğim hiçbir yazımda da mahcup olmadım şükür. Medyaya güvenin % 30 olduğu ülkemizde bunun önemi büyük. Ülkede ilk bir toplumsal dayanışma örneği gösteren ve hiç dağılmadan son toplantıya kadar gelen STK başkanları Durmuş Zor, Adnan Sobi, Ali Özkan, Ahmet Ekici, Hasan Çalışkan, Ali Kemal Çiçek, Hasan Çalık, Mahmut Küçük, Hacer Ay, Ahmet Kaya, Halil Altun, Musa Kıranlı, Davut Şişman, Mustafa Güneşdoğdu, Baki Yılmaz, Zekeriya Kışla ve giderilemez mazereti nedeniyle gruba gelemeyen fakat gıyabında koordinatör seçilen Musa Özgür Kıroğlu ile Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman Beylere teşekkürlerimle halkın sesi olma yolunda başarılar diliyorum. Son toplantıda görev alan sözcü ve dört organize koordinatörünü de kutluyorum. Başarılı çalışmalar yapacaklarına inancım tam.
Ünye'deki bentoniti işleyerek temizlik, tarım ürünlerini koruyucu ve sağlığa yararlı takviye edici gıda üreticisi iş insanı Hamit Tecer Bey yemek verdi ÜNİÇAP'a, ürünlerinin de ilçe ekonomisine katkılarını anlattı böylece. Sağ olsun, var olsun. İlçelerimize katkıları daim olsun inşallah!
Büyük Şehir Belediye Başkan Vekili Adem Atik Bey de konuklarıydı. Görüşleri, önerileri dikkatle dinledi, notlar aldı; bazı sorunları da hemen oracıkta telefonla çözüverdi. Üst düzey bir yöneticinin ziyareti beklemeden, davet üzerine bu dayanışma grubunun konuğu olması ne büyük hassasiyet ve nezaket! Yönetimde doğru bilgilere ulaşarak başarılı olmanın yolu bu işte! Kendilerini yürekten kutluyor, Ordu tarihine geçecek başarılı hizmetler diliyorum. Kendisini bu göreve getiren Dr.Hilmi Güler'i de kutluyorum. Kimi okurlarımın kendisine yöneltilen yüksek maaş eleştirine açıklama yapmıştım. Acaba objektif olacağım sözümü sürekli hatırlatıp bunu işlememi istemeniz fitne olmuyor mu? Arge başkanlığından tanıdığım Güler'in liyakati tartışılamaz. Bakanlığı da tarihteki yerini almadı mı? Teknik yönetim bilgisi gerektiren birikimine görevler verilmişse ret mi edecekti? Çok yönlü değerlendirme, bilgi, belge edinmeden dedikodu temelinde yıkıcı eleştiriler, hizmet korkusu yaratmadı mı yıllarca bu ülkede? ÜNİÇAP mensuplarının halkın sesi çalışmalarına ilgiyle gerçekleri iyi öğrenmek mümkündür.
Ülkemizin medya, siyaset ve yönetim insanlarına acizane önerim, ülkede bir ilk ÜNİÇAP modeline dikkat! Milletçe cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. Birlik, dirlik içinde nice bayramlara…