Suriye’nin yeni yönetiminde Savunma Bakanı olan Merehaf Ebu Kasra, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG), Suriye Silahlı Kuvvetleri içinde "özel bir yapı" olarak varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığını açıkladı.
Şam’daki Savunma Bakanlığı merkezinde Reuters ile yaptığı röportajda Ebu Kasra, SDG liderliğinin bu konuda net bir tutum sergilemekte isteksiz davrandığını ve bunun herhangi bir birleşme veya uzlaşma girişimini zorlaştırdığını ifade etti. Ebu Kasra, Suriye ordusunun SDG'yi bireyler olarak kabul edebileceğini, ancak SDG'nin önerdiği gibi bir blok olarak katılımın mümkün olmadığını vurguladı.
Suriye’nin Kontrol Çabaları
Savunma Bakanı’nın açıklamaları, Şam yönetiminin müttefiklerinin desteğiyle ülkenin tamamında kontrolü yeniden sağlama çabaları sürerken geldi. Bu bölgeler arasında SDG’nin kontrol ettiği, ABD’nin doğrudan koruma ve destek sağladığı kaynak zengini bölgeler de bulunuyor. Bu bölgeler, yerel ve bölgesel aktörler arasında başlıca gerilim noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
Son yıllarda Suriye hükümeti ve SDG arasındaki ilişkiler inişli çıkışlı bir seyir izledi. Şam, Kürt savaşçıları kendi ordusuna katmaya çalışırken, SDG siyasi ve idari özerklik için garanti talep etti. Ancak Ebu Kasra’nın açıklamaları, Suriye’nin yeni yönetiminin daha sert bir tutum benimseyeceğini ve Kürtlere ordu içinde herhangi bir özel statü tanımayı reddedeceğini gösteriyor. Bu durum, yeni bir gerilimin kapısını aralayabilir.
SDG ve Bölgesel Gerilimler
SDG, şu ana kadar Savunma Bakanı’nın açıklamalarına resmi bir yanıt vermedi. Ancak gözlemciler, bu açıklamaların, Kürtlerin Şam’ın şartlarını kabul etmesi veya olası bir askeri müdahale ile karşı karşıya kalması için bir baskı unsuru oluşturabileceğini belirtiyor.
Öte yandan, ABD’nin bölgedeki rolü, Kuzeydoğu Suriye’deki durumun şekillenmesinde kritik bir etken olmaya devam ediyor. Washington, SDG’yi IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon çerçevesinde bir müttefik olarak desteklerken, Şam’ın bu bölgelerdeki nüfuzunu yeniden tesis etme çabalarını karmaşıklaştırıyor.
SDG, karmaşık bir jeopolitik sıkışıklık içinde bulunuyor. Türkiye, SDG’yi terör örgütü olarak sınıflandırdığı PKK’nın bir uzantısı olarak görüyor ve Kuzey Suriye’de askeri operasyonlarına devam ediyor. ABD ise IŞİD’e karşı savaşta SDG’yi ana müttefik olarak görerek askeri ve lojistik destek sağlıyor.
Bununla birlikte, Washington, SDG’ye desteğini sürdürürken, Türkiye’nin tepkilerini de kontrol altında tutmaya çalışıyor. Ankara’nın Kürt silahlı yapısını dağıtma baskısına karşı ABD, hassas bir denge politikası izliyor. Bu durum, Şam’ın Türkiye ve ABD arasındaki bu gerilimden sıyrılarak ülkede Ankara'nın da desteğini alarak düzen sağlamaya çalışıyor.
