Hani İstanbul'un meşhur ve muhalefetin iktidarı eleştirmedeki
vazgeçilmez gündemlerinden trafik çilesidir kuşkusuz.. İşte bu
sorunun çözüm noktası olacak Yavuz Sultan Selim Köprüsü
eleştirilmeye başlandı. Bu da bize trafiğin sadece bir kılıf olduğu
çok açıktır.Ama bunlar yine hep kullanılacaktır.
3 savcı ile ilgili soruşturma başlatıldı.Sonu nereye varacak
bilinmez ama vatandaşın yargı konusundaki görüşleri olumsuz şekilde
etkileneceği aşikardır.İnsanlarımızın etkileneceği tartışılır ama
kuşku uyandıracağı bilinmelidir.Yirmi savcının daha görev yeri
değişti. Bence bu yapılan değişimler bu konularda niyetleri
cesaretlendirir niteliktedir.Çünkü bu düşünceyi besleyenlerde ''Ben
bunu yapsam en fazla görev yerim değişir'' algısı oluşur ki bu da
bu olası olayları engellemek değil hatta ''istediğinizi
yapabilirsiniz'' demenin kibarcası olacaktır.Bu konu ile ilgili
gerekli adımların atılması kanısındayım.
Evet Erdoğanın hatası vardır ki bundan yukarıda bahsettim.Ama
eleştirirken birazda yapıcı olmak gerekir. Zira iktidarın ülkemize
neler yaptığını görmek için kör olmak lazım..On iki yılda
İstanbul'da nelerin değişti...Evet siyasette eleştiri olmadan olmaz
ama siz ülkeniz adına her nerede aday olunursa olunsun güzel
adımlar en azından fikir üretmek adına anlayış benimsemek önemli
olacaktır.
Düzcede İktidar Partisinin Vekilinin yaptığı talihsiz açıklama
konusunda bir yorum yapmayacağım.Ama açıklamada trajikomik bir
ifade kullanılmış.''Konuşmalarımın basına yansıması enteresandır''
demiş.Tabiki sizin her kullandığınız kelime bir vekil olarak
dikkate alınır zira alınmasa burada ciddi bir problem vardır.
Cemaat lideri hakkında yapılan suç duyurusu da oldukça yankı
buldu.Bakalım bu olay muhalefet partilerince nasıl yorumlanacak.
Bir öngörü olarak şunu söylersek yanlış olmaz.İktidarın bu
gelişmeden nemalanmaya çalışılacağını ve iktidarın bu yapılanların
bir komplo olduğunu idda etmeye devam edeceği söylenmeye devam
edilecek.Ama iktidarın bunlara gerek duymaz çünkü vatandaşlar da
bütün bu sürecin ülkenin kalkınmaya başladığı dönemde ortaya
çıktığının farkında olduğu inkar edilemez.
Erdoğan'a ''suçsuz olduğuna inanıyorsan yargıya teslim et''
deniyor.Sizce kendisine inanmayan bir insan konuyu '' Doğru ise
evlatlıktan ret ederim'' diyebilecek konuma getirebilir mi? Bu
açıklamaya da çeşitli yorumlar gelecektir.''İnsanların gözlerini
boyuyorlar'' şeklinde... Bence siyaset dünyası dışında Türk
vatandaşlarının nasıl bir duruş sergileyeceği önem kazanmalıdır..
Sizlerden ricam bu soruyu tarafsızca değerlendirelim.