REİS’İN ÇİLESİ
Çanakkale geçilmez mührünü tarihe vuramasaydık, 7 düvele karşı Kurtuluş Savaşı verebilir miydik? Vatan Ana ve Tarih Dede tipleriyle yaşattım öğrencim gençlere bu tarihi. Sonra dalga dalga Almanya da dahil 107 yerde sahnelendi: Çanakkale’de nasıl gönüllerde totemleşip milletiyle bütünleşmişti Gazi M.K. Atatürk? Nice oyun içinde oyunları nasıl bozmuştu? Cumhuriyeti kurmak için neler ve kimlerle ne mücadeleler vermişti? Cumhuriyet sonrası kendine suikasta kadar varan çilesi, hiç bitmiş miydi? Tek dişli Batı Canavarıyla oynadığı satarancı nasıl kazanmıştı? Çok partili hayata geçiş denemeleri niye sonuç vermemişti? Milleti Ortadoğu bataklığından çekip çıkarmak için hangi algı operasyonlarıyla nasıl mücadele vermişti? Onu çok genç yaşta kaybettikten sonra neler getirildi bu milletin başına?
Kim, hangi algı operasyonları üretti de memleket elden gidiyor gerekçesiyle darbeler yaptırdı ardı ardına? Sağ sol çatışmaları ardından getirdikleri askerî yönetimin zulmüyle güneydoğu terörünü de sardırıp başımıza demokrasimizi vesayet oligarşisiysiyle dışgüdümlü yaptılar yıllarca! Allah aşkına düşünelim: Merhum Demirel kaç kez gitti geldi? Niye? Sonunda da çanak tuttu 28 Şubat vesayetine yine göndermesinler diye. Merhum Ecevit’e de önce azınlık sonra da koalisyon hükümeti kurdurmayı hangi algı operasyonuyla başardılar? İdam cezasını kaldırma kararının altına Sayın Bahçeli hangi algıyla imza atmıştı? Bugün meydanlarda idam diye niye bağrıyor millet? Merhum Ecevit’i devlet idare edemez diyebilmek için nasıl hasta etmişlerdi? Onu kasıtla hasta etme suçunu da dünyaca ünlü bilim adamımız Sayın Haberal’a yıkmadılar mı? 5 yıl tutuklu yargı süreci sonunda beraat etmedi mi?
Son 16 yıllık süreçteki olayları da sonuçlarını yaşadık, gördük. Gösterdiği dirayetle oluşan sonuçlar destanlaştırdı Reis’i. Ancak yeni yeni üretilen algı operasyonlarıyla süreç devam ettiriliyor. Adalet ve Kalkınma davasını birlikte kurduğu arkadaşları bile farklı kamuoyu algıları oluşturularak farklı düşünme noktasına getirilebiliyor. Görev tevdi ettikleri ve rakipleri eliyle içeriden, terör sarmalı ile ekonomik saldırı yaratan hain ve düşmanlar eliyle de dışarıdan yıpratılmak isteniyor Reis.
Dikkat! Oyumu Reis’e vereceğim ama Ak Parti’ye vermem sözünün kaynağı ne? En yakınlarından gelen iç saldırının sonucu bu. 2002 ruhundan iyice uzaklaştığı halde hâlâ Reis’e yakın olabilen fakat halktan uzaklaşıp kibirleriyle makamlarında yaylananlar var. Dava arkadaşlarını bile kabul etmiyorlar özel kalemlerine. Halktan yansıyan dertlere, zulmedici haksızlıklara kulaklarını tıkamış durumdalar. Makam derdiyle birbirini gölgeleme yarışındaki hesap peşinde koşturanlar çoğalırken hasbî davrananlar iyice azaldı. Uyarılar faydasız, niyetler alınlarda yazmıyor. Büyük çile bu! Taban ve STK temayüllerini iyi ölçerek halkın sesini duyabilme gücüne erişmekle bitirilebilir mi? Çok zor.
Altmış sekizlerde devrimci hareketin ABD düşmanlığı ardından aşama aşama sağ sol çatışmasına götürülmüştük. O devrimci hareketin içinden ezilmişlik, devrimcilik adına başlatılıp sürdürülen terör hareketi şimdi sınırlarımızın dışını da sardı. Ne gariptir ki geçmişte karşı olduğu ABD desteğinde! Hep birlikte soralım şimdi: Bu ne yaman çelişki? Onları çözüm süreciyle barış ve dostluğa götürmeye çalışmadı mı Reis? Başarılı olabildi mi? Oyun içinde oyunlar kurgulanmadı mı? Bu çile, Reis üzerinden millete değil miydi? Bütün partilerin bu acı gerçeğe kafa yorması, çile üretme yerine kılavuz yol açmaya çalışması gerekmez mi?
Herkes kullandığı dile dikkat etmeli ki hainler ve düşmanların tuzağına düşmeyelim yeniden. Çatışma dilinden onların senaryolar üretmesine kaynak olabileceğimizi hesaba katmalıyız.
Yanıdakiler de rakipleri de iyi bilsin ki Reis, çeker çilesini ama milletince terk edilmez! Sonuçta çile millete. Millî muhayyilemizin tarihî gerçeği böyle diyor.