Seçim sonuçlarına ilişkin olarak kamuoyu araştırma şirketlerinin
yaptıkları anket çalışmalarına istinaden biz de geleneğe uygun
olarak seçim sonuçlarıyla ilgili tahminlerimizi yazalım istedik.
Seçimden sonra sonucu doğru tahmin etmeye ne kadar yaklaştığımızı,
nerelerde yanıldığımızı, nereleri neden doğru tahmin ettiğimizi
değerlendiririz.
AKP %44,5
CHP %25,7
MHP %15,5
HDP %9,8
Burada ülke gidişatını derinden etkileyebilecek tek parti var o da
HDP. Barajın tam altında olduğu görülen HDP’nin barajı geçmesi
ancak bir şekilde mümkün olabilir, o da CHP’den umudu kesen
seçmenin, AKP’nin Başkanlık Sistemini getirmesinin önüne
geçilebilmesi ve Meclis’in parçalı bir yapıya bürünerek oy
çokluğuna ulaşılmasının engellenmesi için HDP’ye yönelmesidir.
Zaten Demirtaş, üç dakikalık ünlü basın bildirisinde; “Seni Başkan
yaptırmayacağız.” söylemiyle konuya açıklık getirmiş, bu konudaki
söylemini seçim kampanyası boyunca sürdürmüştü.
Peki Başkanlık Sistemini Demirtaş neden istemiyor? Çünkü Başkanlık
Sistemi ile birlikte Abdullah Öcalan’ın hapisten çıkması ve Kürt
hareketinin başına geçmesi kuvvetle muhtemel. Tabii ki Selahattin
Demirtaş bunu istemiyor. Öcalan hapisten çıktığı andan itibaren,
onun tarafından bertaraf edileceğini biliyor. Öcalan’ın hapisten
çıkması için en büyük şart ise şiddet olaylarının bitmesidir.
Şiddet olayları bitmeden, yapılacak bir tahliyeyi Türk halkına
anlatamazsınız. Demirtaş bu yüzden, alabildiğince şiddeti
körüklüyor ve Öcalan’ın mezarına toprak atmaya devam ediyor.
AKP’nin, “iktidarın doğal yıpratıcılığına” ve Bekir Coşkun’un
ısrarla “AKP’ye hâlâ oy verenler var ya, onlar her şeyi hak ediyor”
söylemine rağmen bu oy oranlarına ulaşması ise kim ne derse desin
gerçek bir başarı ve Türkiye’nin yapısının değiştiğine dair güzel
bir işaret olacaktır.
CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun “arkasındaki güç kimse eğer, aynen
orada durmaya devam etsin” demekten başka söylenecek bir söz yok
galiba.
MHP’de Devlet Bahçeli ise, her yazımda bahsettiğim gibi, ülkücü
gençliğin “zaptedilmesi” noktasında yaptığı işler bile bütün
eksilerini götürmeye yeter. Sezar’ın hakkı Sezar’a.
Görünen o ki Türkiye’nin geleceği ve istikrar için yine 3 partili
bir Meclis ve tek başına 330 milletvekiline sahip olacak olan
AKP’ye ihtiyaç var.