Dervişoğlu, ziyarette Serpil Gül'ün annesi Hediye Kartal ve kardeşleri Uğur Kartal, Abdullah Kartal ve Selda Yılmaz ile görüştü.
Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Dervişoğlu, yakın zamanda yaşanan ve Serpil Gül’ün vefatıyla sonuçlanan elim olay nedeniyle aileyi ziyaret ettiğini belirtti.
Aile büyükleri ve merhumenin kardeşleriyle görüşerek üzüntülerini ve taziyelerini ilettiğini belirten Dervişoğlu, "Bu acı olayın bir daha yaşanmaması için dava sürecini yakından takip edeceğimizi ve ailenin yanında olacağımızı vurguladım. Ayrıca, şu anda çocuk esirgeme kurumunda bulunan çocuklarımızın geleceği için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğimizi ifade ettim" dedi.
"BU DURUMUN DİNİMİZLE VE TÖREMİZLE UZAKTAN YAKINDAN BİR İLİŞKİSİ YOKTUR"
Dervişoğlu, yürürlükteki 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu'nu hatırlatarak, "Ancak bu yasadaki hükümler yeterince caydırıcı olmadığı için 2024 yılının ortalarına kadar 249 kadın şiddete uğradı. Son 10 yılda ise 4 bin 719 kadın katledildi, bunlar arasında çocuklar da bulunuyor. Bu cinayetlerin yüzde 70'i eş, eski eş veya aile bireyleri tarafından işlendi. Yaşama hakkı insanın en temel hakkıdır ve bu hakkın gasbedilmesine yönelik her türlü şiddet kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
Geleneklerle, dinle veya töreyle ilişkilendirmenin kesinlikle doğru olmadığını vurgulayan Dervişoğlu, "Bu, aslında bir vahşettir. Koruma ve uzaklaştırma kararı alınmasına rağmen, çantasında bu kararla dolaşan kadınlar bile sokak ortasında öldürülebiliyor. Bu durumun dinimizle ve töremizle hiçbir ilişkisi yoktur. Burada söz konusu olan bir gelişmemişlik sorunudur. Kişilerin kendi adlarına adaleti sağlama çabalarının da kabul edilebilir bir yanı bulunmamaktadır" şeklinde konuştu.
Dervişoğlu, adalet duygusunun zedelenmesine neden olan bu tür cinayetlerin bir daha yaşanmaması için toplumun tüm kesimlerinin harekete geçmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Biz, böyle bir adımı insanlık, ülkemiz ve ailemiz adına atıyor ve bu işin sonuna kadar takipçisi olacağımızı bildiriyoruz. Umarım yaptıklarımız, söylediklerimiz ve attığımız bu iyi niyetli adımlar toplum tarafından doğru anlaşılır ve kabul görür. Ayrıca, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasına vesile olur" değerlendirmesinde bulundu.
Bu vahşetin önlenmesi için kanuni düzenlemelerin de gerekebileceğini vurgulayan Dervişoğlu, şunları söyledi:
"Çünkü görülüyor ve anlaşılıyor ki bu yasa yeterli değil. Sanıklar, kravat takıp mahkemede düzgün beyanlarda bulununca iyi hal hükümlerinden yararlanıyorlar. Oysa bu cinayetlerin doğru bir biçimde anlaşılması, neye sebep olduğunun doğru biçimde görülmesi, aile duygusunu nasıl zedelediğinin anlaşılması, sadece bir pencereden değil, iki taraftan birden baktığımızda neye mal olduğunun anlaşılması lazım. Aileyi koruma kanunu çıkarıyorsunuz ama baba cezaevinde, anne mezarda, çocuklar çocuk esirgeme kurumunda kalıyor. Bu durum kabul edilemez. Sanıklar cezalandırılmalı ki bu suçlar tekrar etmesin."
Müsavat Dervişoğlu, bunun için üzerlerine düşen tüm sorumluluğu yerine getireceklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu duruşumuz herkese örnek olmalıdır. Cinayetlere makul gerekçe arayan herkes insanlığa ihanet ediyordur. Bir cinayete makul gerekçe arayan herkes bu cinayetin faillerinden biridir. Bu yüzden hakimlerimiz, savcılarımız ve hukuk camiası meseleye doğru bir yerden bakmalıdır. Bu suçların mağduru olan ailelerin yanında olacağız. İl başkan yardımcılarımız avukat olarak bu davaya müdahil olacaklar, ailemizin yanında duracaklar. Ben de Ankara'dan süreci takip edeceğim ve konuyla ilgili Adalet Bakanı ile de görüşeceğim."