İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu grup toplantısında iktidara yüklenerek ''Türkiye’nin çözülmesi sürecinin tam ortasındayız. Ölüm uykusuna direnenler korku siyasetiyle susturulmaya çalıştırılıyor. Büyük Türk milleti sahnelenen oyun belli. Sahada biten teröre siyasette can suyu verilmektedir. Hem iktidar hem açılım ortakları hem de terörist başı aynı dili kullanıyorlar.'' ifadelerini kullandı

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

Dervişoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

PARTİ SIRALARINDA KADINLARA YER VERİLDİ

İYİ Parti’nin grup toplantısında 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle parti sıralarına kadınlar öncelik verildi. Kadınların elinde Türk bayrakları ile beraber dün toprağa verilen Edip Akbayram’ın ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ şarkısı toplantıda yer verildi.

"VAATLER VATANDAŞIN KARNINI DOYURMUYOR"

Ne yıllardır tutulmayan vaatler, ne de bitmeyen laf kalabalıkları vatandaşın aç karnını doyurabilmekte veya ruhunu zenginleştirebilmektedir. Üstelik devlet kurumları da bu yalan dolu düzene alet olmuşken, vatandaş ile TÜİK arasında mahkemelik durumlar yaşanmaktadır ve bu durum iktidarı ilgilendirmemektedir.

Hükümetin milletin huzurunu sağlama ve mutluluğunu artırma sorumluluğu varken, devlete olan güven kaybolmuştur. Bu güven kaybı, milletleri içeriden yıkan bir hastalıktır. Bu nedenle verileri ve sayıları bu bağlamda değerlendirmek önemlidir. Ekonomik güven endeksi 0-200 arasında ölçülür ve 100 puanın altı, ekonomiye olan güvensizliği ve vatandaşın kötümserliğini gösterir. Sarayın isteklerini yansıtan ve güven kaybının baş aktörlerinden olan TÜİK'in Ocak/2025 güven endeksi 99,2 olarak açıklanmıştır—bu, 200 üzerinden değerlendirilmelidir. Merkez Bankası'nın Şubat ayı 'Sektörel Enflasyon Beklentileri Anketi' sonuçları da ekonomi aktörleri ile hükümet arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya koymaktadır.

Her yıl, asgari ücret komisyonu adı altında oynanan bir oyun devam etmektedir. Asgari ücretin istisnası artık standart hale gelmiş, sesini çıkarabilen sivil toplum kuruluşları kalmamıştır. Suskun bir Türkiye böylece inşa edilmiştir.

İYİ Parti lideri Dervişoğlu: Sahada biten teröre, siyasette can suyu veriyorlar

YERLİ VE MİLLİ İLHAM KAYNAKLARI KENAN EVREN VE MGK'DİR

Yerli sermaye can derdine düşmüş, yabancı sermaye zaten gelmiyor. Hukuk güvencesinin yerini TMSF keyfiyeti almıştır. Bu çarpıklığın ekonomiye vereceği tahribatı tahmin edemiyor olamazlar. Piyasa ekonomisi, girişim özgürlüğü hepsini rafa kaldırarak, tüm iktidarı saraya çektikleri gibi, tüm kaynakları da saraya çekip, işlerine gelene dağıtmak istiyorlar. Sadece işverenler değil, işçiler de aynı sopayla terbiye edilmeye çalışılmaktadır. İşverenlere nasıl TMSF sopası varsa, İşçiler için de Devlet Denetleme Kurulunun yetkileri devreye girmektedir. Bu yolla da canlarının istediği vakıf, dernek ve en önemlisi sendikalara kayyım atayabileceklerdir. Gaziantep’te olduğu gibi, hali hazırda sendika yöneticilerini keyfi tutuklatabilen iktidar, Sendika yöneticilerine de görevden el çektirilebilecektir. Bu uygulamalar, OHAL bağımlısı iktidarın, hepimize normal diye yutturmaya çalıştığı cunta yetkileridir. Yerli ve Milli ilham kaynakları da, Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi'dir.

KADININ ADI SİLİNİYOR

Saray iktidarı Kadınları, yarattığı istibdat kabusunun kurbanına çevirmiştir. Türkiye’de kadının adı, tarihte örneğine rastlanmayacak şekilde yok edilmekte ve silinmektedir. Bir taraftan gündelik şiddet ve cinayetler, bir taraftan ise işsizlik yani ekonomik şiddet! İstanbul Sözleşmesinden bir gecede çıktıklarından beri yüzlerce kadın öldürülmüştür. Sadece 2024 yılında, kaydedilen 394 kadın cinayeti vardır. 2025 yılının ilk ayında 33 kadın cinayeti işlenmiştir. Kadınların yaşamdan silinmesinin göstergesi sadece cinayetler değildir. Yaşarken de hayattan kopartılmaktadırlar. İşsizlik ve mobbing onları yaşarken öldürmenin aracı kılınmıştır. Dünya geneline baktığımızda; kadınlarda istihdam oranı ise yüzde 45 düzeyindedir. Türkiye’de ise halen yüzde 34’ün üzerine çıkamamıştır. 2024 yılı sonu itibariyle İş-Kur’a kayıtlı 2.2 milyon işsizin yarısından fazlası kadınlardır. İktidar, kadınlara, “doğurun” talimatı verirken, “Yaşayın” demeyi aklından geçirmemektedir. 2025 sözde aile yılı ilan edilirken, ailenin diğer yarısı olan kadının hali umurlarında değildir. Kadınlar, erkeklerin aldığı maaşın yarısından azını kazanmaktadırlar. Bu tablo birçok şeyi göstermektedir. Cumhuriyet fikrinden uzaklaşıldıkça, kadınlar da yaşamdan uzaklaştırılmaktadır. Çocuk yaşta evlilikler, halen toplumsal bir trajedidir. Kız çocukları çeşitli mekanizmalarla örgün eğitimden koparılmaktadır.

EVREN MEZARINDAN KALKSA ERDOĞAN'LA GURUR DUYARDI

Barış, kardeşlik öyle mi? Halen bedenimizde izlerini taşıdığımız 12 Eylül’ün darbeci ve cuntacıları da bunları söylediler. “Bu darbeyi dirlik ve düzen için yaptık, “kardeş kavgasına son vermek için” dediler. Cemse cemse sokaklardan topladıkları insanları dört bir yanda kurdukları işkence fabrikalarında öğütürken, “İşte bu anayasa dediler” anarşi ve terörü ortadan kaldıracak! Kenan evren şimdi kalksa mezarından, yetiştirdiği bu en büyük eseriyle gurur duyardı. Recep Tayyip Erdoğan! Tam onun arzu ettiği gibi bir dikta rejimi kurdu. Üstelik bunu apoletle de değil, kravatla gerçekleştirdi. Öyle ki artık, nereden ve nasıl aldığını kendisinin de bilmediği başkomutan sıfatıyla konuşuyor. Muhalefet partilerini tehdit ediyor. Bu arada aynı onlar gibi barış ve demokrasi getiriyor Türkiye’ye. Ve artık onların 12 Eylül’le kurumsallaştırdığı vesayetten, Kendisine devşirdikleri de yetmiyor.

İYİ Parti lideri Dervişoğlu: Sahada biten teröre, siyasette can suyu veriyorlar

'BÜYÜK BİR OYUN BU'

Normalleşme ve yeni anayasa laflarının dolaşıma sokulduğu, bu senaryosu ithal planı anlatıp duruyoruz. Erdoğan’a ikmal kapılarını açan şartların bugünküyle aynı olduğunu görüyoruz. Türk milletinin üzerinde oynanan büyük oyun bu. Türkiye çölde vahaydı, yıkılmaz bir kaleydi. Erdoğan bunun aparatı, o projenin eş başkanı olarak göreve geldi. Bir yüzükle geldiği görevde yanlarına verilen ortakları FETÖ ile birlikte Atatürk dönemindekini kuralları zayıflattılar.

‘TERÖRİSTLE BİLE BARIŞTIN AMA…’

Sayın Erdoğan kanımıza sebep olan teröristle barıştın ama fitreye muhtaç haline getirdiğin emeklilerimizle bir türlü barışamadın.

Borç içinde yüzen işçilerimizle bir türlü barışamadın. Demokrasi ile, adaletle barışamadın. Bugün o makamlarda oturmanı sağlayan Cumhuriyet ile barışamadın.

Trump ile, Netanyahu ile barıştın ama Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ile bir türlü barışamadın. Sen Recep Tayyip Erdoğan yedi düvel ile barıştın ama Türk milleti ile barışamadın. Barış ve kardeşlik öyle mi?”

'TERÖRE SİYASETTE CAN SUYU VERİLMEKTE'

Türkiye’nin çözülmesi sürecinin tam ortasındayız. Ölüm uykusuna direnenler korku siyasetiyle susturulmaya çalıştırılıyor. Büyük Türk milleti sahnelenen oyun belli. Sahada biten teröre siyasette can suyu verilmektedir. Hem iktidar hem açılım ortakları hem de terörist başı aynı dili kullanıyorlar.

Neymiş efendim bu mesele Meclis’te halledilecekmiş. Ana muhalefet olarak demokratikleşmeye varlarmış. Bu terör örgütü 41 yıldır hangi amaçla silah kullanıyor. Siz terörü bitirmiyor teslim oluyorsunuz. Siz Türkiye’yi terörden kurtarmıyor, terörü devletleştiriyorsunuz. Aklınıza başınıza alın. İktidarınıza zaman kazandırmak için Türkiye’nin geleceğini ateşe atıyorsunuz. Sizinki siyaset değil felakettir. Buna izin vermeyeceğiz.

Terörsüz Türkiye masalının Türksüz Türkiye planı olduğunu her fırsatta hatırlayacağız. Türk insanı artık vatanı sayılmayacak bir memlekette yakılmak istenecektir. Yakılmak istenen Cumhuriyetimiz, hepimiziz.

Kaynak: Haber Merkezi