MUHARREM İNCE

Emekli olmama yakın günlerde Hürriyet gazetesi mesleklerle ilgili bir dürüstlük anketi yayınlamıştı. Manşet şöyleydi: En Dürüst Öğretmen! Şimdi “Türkiye’ye güvence, Muharrem İnce! sloganıyla cumhurbaşkanı adayı bir cumhuriyet öğretmeni var. Öğretmene güven, kendisi için bir avantaj.

Merak eden “TRT Klibi Cumhuriyet Öğretmeni Şiiri” yazıp youtube sitesinden izleyebilir. 1981’de ülke darbe yönetimindeyken bu şiirle seslenmiştim gençliğe: “Hırsız önce ışığı söndürür, sonra çalar; cumhuriyeti çalmak isteyenler olabilir yavrum ama biz sönmeyeceğiz!” demiştim. Neydi derdim? Türkiye, mahkûm edilmek isteniyordu vesayet oligarşisine. Bağımsız olamasın diye(!) Yönetim erkine haince sızmalarla sağ sol çatışması için hamasetler, faili meçhuller, krizler…derken güdümlü duruma getiriliyordu demokrasimiz. Hükümet liderleri yıldırılıp duruyordu ki yıl 2002, bir dirayet dur dedi buna!

Millî muhayyilemizdeki adalet, kalkınma, ileri ülke olma davasını ortaya atıp da yürüyünce millet de yürüdü ardından. Yanındayken ağa kapılan, kaçan, kaş yapayım derken göz çıkaran, hesabî eylemlerle menfaat sağlayan çok oldu. 15 Temmuzla son bulan süreci çok yazdım, tekrara gerek yok. Son olarak da düşman, Batıdan çeşitli ithamlarla sınırlarımızdan da terör organizasyonlarıyla saldırılarını açık etti.

Sayın İnce, ince eleyip sık dokumalı. Başarı için millî muhayyilede var olan güven önyargısı yetmez. Halkın cebine, insanları ezen büroksariye, adaletsizliklere, işsizliğe, yoksulluğa çare projelerle konuşmalı. Karşısında 16 yıldır olaylarla millet gönlünde destanlaşmış, hatalı konuşsa bile psikolojik sahiplenilme durumuna gelmiş bir lider var. Büyük orandaki insanımız, onu Reis lakabıyla totemleştirdi. Sayın İnce, birkaç sosyolog ile el ele destan kültürümüzü incelemeli ve asla tahrik ve çatışma diline kapılmamalı. Çünkü bu dil Reis’e yaradı hep, yine yarar. Sayın Bahçeli, Reis’e yönelttiği hakaretlerden dönüp şimdi niye onun kolu kanadı oldu? Bu dönüşü çok iyi analiz etmeli.

İki ayyaş, tezek… gibi argo kullanmayacağım demesi güzel. Halkı Atatürk diye haykırtması da. Ancak Reis de Atatürk diyor artık. Milletin destan muhayyilesinde onun nasıl bayraklaştığını görmüş olmalı. Seksen öncesinde siyaset dili tuzaktı millete.Vebal adıyla romanlaştırdım o dönemi. Ders alınmalı.

Reis, satranç masası koydu Sayın İnce’nin önüne: Aday oldun da ne yapacaksın? Projelerini anlat diyor. Sayın İnce, eğitimden başlayarak alternatif projelerini halk diliyle sıralamalı her gittiği yerde.

1-Müfredatları gereksiz bilgilerden arındırıp işe odaklamak, böylece elinden iş gelen insan yetiştirmek, bu sayede de işsiz insan bırakmamak ve öğretmen gönül gücüne ulaşmak için ne yapacak?

2- “İşsizlik yasak artık, mermiyi değil işi finanse edeceğiz; çevre kirliliğinden yangınlara önlem orman içi temizliğine kadar devletin yerleştirebileceği çok iş sahası var.” diyebilmek için nasıl bir sistem kuracak?

3-Sağlık sistemini alanın duayenlerinden oluşan bir üst kurul eliyle dengeli yönetmek, herkese parasız hizmet vermek, sağlık turizmini geliştirmek; sürekli medyada konu edilen hastalık kaynağı gıda ve tarım ürünlerinden korunma politikasını düzenlemek için neler yapacak?

4- Çalışan az, çalıştıran çok alıyor; bu haksızlık diye maaş uçurumlarını ortadan kaldırabilecek mi?

5-İyi eğitimli polis ve profesyonel askerlerle iç barışı sağlayıcı güvenlik sistemi kurabilecek mi?

6-Bağımsız adalet sistemiyle vatandaşın vicdanını rahatlatabilecek mi? Toplum içinde yaşaması sakıncalı adî ve terör suçu işleyenler dışındakilere para ya da hizmet ceza yasası çıkarabilecek mi?

7-Komisyonculuk soygununu durduracak iletişim ağıyla alınıp satılan her şeyi vatandaşlara devletçe belirlenen ücretler karşılığında ulaştırabilecek mi, bunun için nasıl bir sistem kuracak?

Bunlar STK soruları. Çok iletildi bu köşeye. Dikkat çekebilecek daha başka projeler de var mı? Halk, damarına girecek bir dille duymak istiyor. Reis totemi yerine Hoca lakabıyla geçmek istiyorsa ince fikirler üretmeli Sayın İnce, gerilim tuzağına düşmeden.

Bir başka konu da Başkanlık. Millet çoğunluğu sistemi onayladı ve millî kültürümüze de uygun. Lakin her eylemini, vekillerini STK genel kurullarının oy çokluğu vasıtasıyla halkın seçtiği Meclisin denetlediği cumhurbaşkanıydı savunduğum. Halkla iletişim halindeki STK temsilcileri böyle diyordu.

Diğer adaylara da demokrasi adına önerilerim aynı, samimiyetle milleti için hizmet yarışına girdilerse hepsine başarılar dilerim. Hayırlısı kimse o kazansın, milletimiz bu seçimle daha da güçlü olsun!