Bahçeli uzlaşılmaz koalisyon şartları öne sürerek ya erken seçime
oynuyor ya da AKP-CHP/AKP-HDP’yi koalisyonuna zorlayarak ortaya
çıkacak koalisyonlar sonucu oy oranını artırabileceğini düşünüyor.
Öne sürdüğü uzlaşılamaz şartlar ile de “prensip sahibi” parti
lideri portresi çizmeye çalışıyor.
Ancak bu arada milletvekillerinden “seçilmek için çok para
harcadık, ne olursa olsun koalisyon kurulsun çığlıkları”
yükseliyor. 2 yıl geçmeden milletvekili ayrıcalıklarına sahip
olamayacakları için ülkenin 2 yılının canına okumak istiyorlar.
Kılıçdaroğlu, Başbakanlığı Bahçeli’ye “bırakarak” büyük bir
fedakarlık örneği gösterdi!.. Böylelikle koalisyonun kurulması ve
ülkenin istikrara kavuşabilmesi için her türlü fedakarlığı
yapabilecek bir lider portresi çizerek Bahçeli ile yarışa
girdi.
Demirtaş, “Çiçek Çocuk” oyunlarına hâlâ devam ederek halkın zeka
seviyesine işaret ediyor. Ona oy veren Kürtlerin anlaşılabilir bir
tarafı varken, Türklerin zekalarıyla üstü örtülü alay ediyor.
Bütün bu göz yaşartıcı fedakarlık tabloları içerisinde sesini
çıkarmayan tek parti AKP. Önceleri hepimizi saran bir şok
dalgasından olsa da, sonraları planlı olarak devam ettikleri bir
“susma hakkını” kullanıyorlar. Ortaya çıkması muhtemel bir
istikrarsızlıktan fayda sağlayacaklarını biliyorlar. Karşılıklı
yapılacak koalisyon görüşmeleri boyunca, pazarlık payını artırmak
için yapılacak sert açıklamalardan oy kazanacaklarını biliyorlar.
Çünkü erken seçimden en kârlı çıkma ihtimali olan parti, AKP olarak
gözüküyor. Doğan grubunun ve Cemaat medyasının ısrarla CHP-MHP-HDP
koalisyonu için bastırmaları ve her ne olursa olsun kurulmalı
şeklinde ısrarları erken seçim olasılığının Cemaat için tehlikeli
olma ihtimalini anlamalarındandır.
Seçimden bu yana geçen süre içerisinde tek parti iktidarının
oluşmamasının getirdiği siyasi belirsizlik halk tarafından pek hoş
karşılanmamış durumda. Seçimin ertesinde döviz kurlarında ve faiz
oranlarında meydana gelen yükseliş ve borsadaki satış ilk aşamada
halkın gözünü korkuttu. Bu korkuyu bertaraf etmek için, siyasi
belirsizliğe rağmen, borsaya yabancı yatırımcı ciddi bir giriş
yapmaya başladı. Böylelikle “AKP’nin gitmesinin aslında önemli
olmadığı imajı” verilmeye çalışılırken, erken seçime gidilme
durumunda bile AKP’nin gitmesinin ekonomi üzerinde etkisinin
olmadığı fikri Batı tarafından enjekte edilmeye çalışılıyor. Bütün
bunlar, erken seçim durumunda AKP’nin oylarını artırarak tek başına
iktidara gelme ihtimalini azaltmak için yapılıyor. Avrupa borsaları
Yunanistan iflası ihtimaliyle yıkılmaya devam ederken, bizim
borsamız yukarıya doğru çıkıyor. Çünkü halkın üzerinde olan “AKP
olmazsa istikrarsızlık olur” fikrinin unutturulması gerekli.
Bütün bunların tek istisnası, Cemaatin elindeki partilere ait
muhtemel şantaj kasetleri olacak. Bu kasetlerin gücü, CHP-MHP-HDP
Koalisyonunu kurdurabilmeye yetecek mi onu merakla bekliyorum.
Nasıl kontrole alındıklarını bilmemekle beraber, CHP’nin zaten
kontrolde olduğu belli ama birbirinden nefret eden MHP ve HDP’ye el
sıkıştıracak kasetleri görmek isterim gerçekten.