Meral Akşener partisi
Siyasi hareketler, sadece devletin ekonomisinin nasıl büyüyeceğini belirlemek veya mevcut iktidardan daha iyi yönetirim şeklinde bir iddia ile ortaya çıkmakla başarılı olamazlar. Aynı zamanda, belirli bir dünya algısını insanlara vaaz ederek ortaya çıkarlar. Siyasi hareketler; din, insan ve doğaya bir bakış açısının da temsilini ortaya koyar. Bu bağlamda günümüzde seçimle iktidar belirleyen devletlerde; insanlar dört ana siyasi akım içinde yer alırlar ve bunlar adeta birbiri ile uyumlaştırılamayacak kadar zıt bakış açılarını içerir. Ana siyasi akımları; Dini, milliyetçi, liberal (sağ) ve sol olarak isimlendirebiliriz. Seçimle iktidara gelmek istiyorsanız, sizi iktidara getirebilecek kadar çoğunluğu olan bir grubun desteğini almak zorundasınız. Aksi takdirde, seçim kazanmanız mümkün değildir.
Bu dört siyasi fikir, her konuda birbiri ile uyum içinde olamazlar. Örneğin içinde farklı milletleri dışlama veya azınlık düşmanlığı eğilimi olan aşırı milliyetçilik fikri ile her milletten insanı kendi inananı yapmak isteyen dini içerikli bir fikir hareketi özünde birbiri ile çelişir. Bu, dindarlar milletini sevmez anlamında değil, sadece ilişkilerini ortak ideal olana din üzerinden tanımlar, milliyet üzerinden tanımlayacak kadar, aşırı milliyetçilik içinde davranmazlar, anlamındadır. Aslında her siyasi fikir bir parça milliyetçilik duygusunu barındırır. Fikir yelpazesindeki iki zıddı (komünizm ve aşırı milliyetçilik gibi) bir arada savunduğunuzda, insanlar sizin çelişkilerinizi yakalar ve inandırıcılığınızı kaybedersiniz.
Bu bölümlenme Avrupa da böyle gerçekleşmesine rağmen bizde daha farklı olmuştur. Avrupa da milliyetçiler dindar ile sosyalist olarak ayrılmaz. Sosyalist ise önceliği, milliyeti ne olursa olsun, fakirleri korumaya yönelik politika üretmektir. Vatanını ve milletini severler ama politikaları her milleti kapsayıcıdır. Azınlıkları kovmak istemezler. Aşırı Milliyetçi bir Avrupalı vatandaş ise azınlıkların varlığından rahatsızdır, onların haklarını kısıtlayıcı politikaların artmasını ister. Bana ne azınlıklardan der ve defolup gitmesini isterler. İkisi bir arada olmaz. Gel gelelim bizim ülkemize! Biz de durum çok farklıdır. Seçimlerde oy kullanan ama demokrasi karşıtı olan devrimciler ve İslamcılar, Sağ fikirli şeriatçı dindarlar, sol fikirli şeriatçı dindarlar, dinsiz solcular, dinsiz sağcılar, sosyalist milliyetçiler, solcu liberaller, sağcı görünümlü solcular, solcu görünümlü sağcılar, sağcı milliyetçiler, solcu milliyetçiler olarak isimlendirilebilecek birbirine uyumlu uyumsuz birçok fikri akım var.
Şimdi gelelim Meral Akşener hareketinin dört eğilimli siyasi yelpazedeki yerini tespit etmeye ve geleceğini tespit etmeye; öncelikle Meral Akşener hareketi bir fikir hareketi değil, bir tepki hareketidir. Tabi ki Sayın Meral Akşener hanımın bir fikri vardır. 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar MHP ile hiçbir fikir ayrılığı yaşamayan Sayın Akşener, seçimden sonra Sayın Devlet Bahçeli’nin iktidara ortak olmak istememesi nedeniyle, MHP tabanının gösterdiği tepkilere sahip çıkmış, seslendirmiş ve tepki hareketinin liderlerinden olmuştur. Neredeyse Genel Kurul yapıp MHP lideri olacaktı. Ancak zaman geçmiş, MHP 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AK Parti’ye destek vermiş, referandumda birlikte çalışmıştır. Böylece MHP tabanının 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası tepkileri de ortandan kaybolmuştur. Fakat bir farkla, parti içi muhalefetin sesi olan Meral Akşener çıktığı yoldan geri dönmemiştir. Daha sonra MHP’den ihraç edilen Sayın Meral Akşener, yeni bir siyasi parti kurma çalışmalarına başlamıştır. İşte bu nedenle Meral Akşener hareketi tepki hareketidir. İnsanın fikirleri bir anda, bir seçimle, bir ayda değişmez. Ama birlikte yürüdüğü dava arkadaşlarına bir anda tepki koyarak, savunduğu davayı iktidar kılmak için aynı amaç doğrultusunda farklı bir kadro ile çalışabilir. Tıpkı nefis terbiyesi yolunda birçok tarikatın faaliyet göstermesi gibi.
Haberlerden, takip edebildiğim kadarı ile Sayın Meral Akşener’in kuracağı parti MHP tabanının sahip olduğu ülkücülük üzerine kurulan yeni bir ülkücülük hareketi olmayacak. Yeni kurulacak parti de, birçok eğilim bir arada yer alacakmış. Herkesi bir araya getireceklermiş, bu da ancak biraz milliyetçi, biraz sol, biraz dini, biraz sağ fikirlerden karma bir fikir olursa mümkün olabilir gibi geliyor bana. Sonra uzman bir kadroya parti programı yaptırılıyormuş. Benim bildiğim, parti programı iktidara gelecek ve bir siyasi fikri olan grubun, iktidar olduğunda yapılacak işleri somut olarak belirlemektir. Bu uzman kadro parti programını hangi siyasi yelpazenin ağırlığına göre yapacak. Farklı fikirlerin izdüşümünde çelişkiler olursa ne olacak? Hem serbest rekabeti artıracağız, hem de bütün alt gelir gruplarına mali yardım yapacağız fikri olursa nasıl birleştirilecek? Bence zıt fikir değil demeyin, çünkü fakirlere karşılıksız para yardımı yapılınca, serbest girişimci ucuz işçiyi rahatça bulamaz, dolayısıyla Çin gibi ülkelerin firmaları ile fiyat kırma noktasında rekabet edemez. Çok kafam karıştı benim.
Ülkücü gömleği çıkardığını söylemeyen Sayın Meral Akşener, MHP’den farklı fikirleri savunduğunu söylüyor ama siyasi yelpazenin neresinde olduğunu da anlayamadım. Ancak daha fazla oy almak için herkesin oyuna talip olmak için her fikrin savunuculuğu yaparsa hiç kimse ona inanmaz. Seçim başarısı gösteremez. Ama haberlerden okuduğuma göre her yelpazenin fikrini savunmaya doğru gidiliyor gibi. Bu fikri rahmetli Özal, ihtilal sonrası denemişti, başarılıda oldu. Ama ilk seçim yasaklarının kalktığı ve herkesin girebileceği serbest iktidar yarışının olduğu seçimlerde, seçimleri kaybetti ve iktidardan uzaklaştı. Serbest siyasi rekabetin olduğu ortamlarda, çelişkiler çabuk görülür. En az çelişkisi olanlar iktidar olur. Çünkü inandırıcılığı yüksek olur. Söylemleri ile eylemleri farklı olanlar ise iktidardan düşer. Tıpkı özgürlükçü olduğunu söyleyip, başörtüsü yasağını savunan DSP’nin düştüğü gibi. Çünkü en az oy isteyenler kadar oy verenlerinde aklı var.
Bence Başkanlık sisteminden sonra zaman içinde Türkiye de siyasi yelpaze, dine yakın sağcılar ile dine az yakın solcular olarak ikiye ayrılacak. Zamanla dine uzak olan tüm fikirler taraftarlarını kaybedecektir. Kısacası gelecekte koyu yeşiller ile açık yeşiller kalacaktır. Meral Akşener hareketi bu renklerden birine dahil olacak veya kaybolacak, bakalım ne olacak? İnşaallah yaşarsak hep birlikte göreceğiz…