Osmanlılar Birinci Dünya Savaşında Almanlarla Mücadele Ettiler mi?
Şimdi bazıları diyecek ki tabi ki etmediler, nerden
çıkarıyorsun böyle şeyleri? diye
Onlara kızmıyorum, çünkü bize ezberletilmiş bir tarih var ve
zihnimiz bunun dışında bir şeyi almıyor, alamıyor çünkü lüzumsuz
bir sürü bilgiyle doldurdular, sonra da düşünmeyelim diye geçim
derdi, iş derdi, evlilik, kadın derdi, çocuk derdiyle bizi
oyaladılar. Bununla da yetinmediler; ne kadar çalışsak da bir türlü
geçinemez olduk...
Bizi bizden aldılar ve köleleştirdiler birilerine... Köleleştik ama
efendimizi bile bilmiyoruz, hatta köle olduğumuz bile bilmiyoruz.
Çünkü köle olduğumuzu bilsek isyan ederiz ama bunu bile bilmiyoruz.
En tehlikeli köle köle olduğunu bilmeyen ve bundan mutlu
olandır.
Ne diyordu değirmenci dayı;
Bu nasıl çark ulan:
Buğday bizim,
Ezilen biziz.
Un olan biz,
Aç kalan hepimiz.
Kim bu doymak bilmeyen şerefsiz!
Şimdi baştaki soruya dönelim...
Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarına yaklaşıyoruz. 28 Mayıs 1918’de
Azerbaycan Milli Şurası tarafından Azerbaycan Cumhuriyeti’nin
kurulduğu bütün dünyaya ilan edildi. Mehmet Emin Resulzade, kurulan
ilk Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıydı. Kafkaslarda bir oyunlar
tertipleniyor. Sovyet Rusya Ermenileri destekliyor ve onlar da
Bakü'ye girip binlerce Azeri Müslümanını öldürüyor. Peki onlar
kimden yardım isteyecekler? tabi ki halifeden yani
Osmanılardan.
Osmanlı ordusu; 15 Eylül 1918’de Bakû’ya girmeyi başardı. Bakû en
zor günlerinde Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu
tarafından kurtarıldı ve Türk ve Müslüman kimliğini muhafaza etmesi
sağlandı. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti Gence’den sonra Bakû
oldu. Bütün bir yirminci yüzyıl boyunca varlığını sürdüren 1920
sonrası Sovyet hâkimiyetine rağmen Bakû’nun Türk ve Müslüman
kimliğine zarar verilemedi.
Enver Paşa ve Almanlar
Bakü'de zengin petrol yatakları vardı ve bundan dolayı Ruslar
buraya önem veriyordu. Aynı zamanda Almanlar da buraya önem
veriyordu. İngiliz birlikleri de Kafkaslardaydı. Enver Paşa, ise
petrol derdinde değil, Müslümanların esarete düşmemesi ve
topraklarının yağmalanmaması derdindeydi. Bu nedenle Afrika'da
bulunan kardeşi Nuri Paşa'yı Kafkaslarda kurduğu Kafkas - İslam
ordusunun başına getirdi. Aslında ordu, Osmanlı ordusuydu. Sadece
Almanları ve İtilaf devletlerini kışkırtmamak için bu ismi
vermişti.
Osmanlı Ordusu Kafkaslarda ilerleyince Ruslar Almanlara bu orduyu
durdurması için baskıda bulundular. Almanlar, Osmanlı Devletini
sıkıştırmalarına rağmen Enver Paşa dinlemedi. Bu dönemde her ne
kadar Almanlar, bizim müttefiğimiz olsalar da el altından Ruslarla
görüşüyorlardı. Osmanlı ordusu Almanları dinlemeyince Kafkaslarda
Almanlar önümüze çıktılar. Enver Paşa, Nuri Paşa'ya Almanları
vurmasını emretti. Alman kuvvetleri Kafkaslarda Osmanlıların önünde
dağılmış ve artık ok yaydan çıkmıştı. Enver Paşa, Nuri Paşa'ya
önüne bundan sonra Almanlar dahi çıksa dinlememesini emretti.
Enver Paşa'nın bu gayreti Bakü'yü ve Azerbaycan'ı kurtardı. Enver
Paşa, böyle gözünü karartmamış olsaydı belki de Azarbaycan'da Azeri
bırakılmayıp bölge tamamen Ermenilere peşkeş çekilebilirdi.
Evet, Enver Paşa'nın hataları vardı. İttihat ve Terakki adına ll.
Abdulhamid'i devirmişlerdi. Ama bu durum onu tamamen kötü adam
olarak görmemizi sağlamaz. İyiliklerini ve doğru yaptıklarını da
unutmamak lazım. Sonuçta, artık bizim için bir tarihtir herkes ve
biz de doğru ve yanlışları ile değerlendirmeliyiz.
KAFKAS İSLAM ORDUSU
Kafkas İslam Ordusu, Osmanlı Devleti’nin Mart-Ağustos 1918
tarihleri arasında kurulduğu Doğu Ordular Grubuna bağlı bir askeri
birimdir. Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın emriyle ve tamamen
Müslümanlardan oluşmaktaydı. Faaliyetleri 1. Dünya Savaşı’nda
Kafkas Cephesi’nde yer almıştır. Alman baskısı yüzünden Osmanlı
ordusu değil, Enver Paşa’nın fikri düşüncesiyle Kafkas İslam Ordusu
olarak isim değiştirildi. Kafkas İslam Ordusu komutanı Enver
Paşa’nın üvey kardeşi Nuri Paşa’dır. Rütbesi bir kademeye alınarak
tümgeneralliğe yükseltilmiştir. Kâğıt üstünde “ordu” olarak
adlandırılsa da 3 tümenden oluşması ve bu tümende yoğun
çatışmalarda eriyen Kafkas Ordular Grubu’nun ve 9. Ordu ile Doğu
Ordular Grubuna bağlı bir kolordu olarak yapılandırılmıştır. 3
tümenden (12.000 – 14.000) oluşan orduya Azerbaycan Türkleri 5.
tümen ve Dağıstanlı 4 tümen gönüllülerin katılımıyla toplam 20.000
civarında bir güce erişmiştir.
Enver Paşa’nın üvey kardeşi olan Nuri Paşa’nın komutanlığında
Azerbaycan ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti vatandaşı Dağıstanlı
gönüllülerden oluşmaktadır ve harekât başlamıştır. Azerbaycan’da
ilk savaş Gence’deki Ermeni mahallesinde silahları toplarken çıktı.
Kafkas İslam Ordusu Gence’den sonra Bakü’ye ilerlerken 2 Nisan
1918’de Van’ı işgalden kurtarmış Ali İhsan Sabis Paşa komutasındaki
Osmanlı Ordusu’nda 8 Haziran 1918’de Tebriz’i aldı.
Enver Paşa'nın kardeşi olan Nuri Paşa'nın komutanlığında, Azeri ve
Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti vatandaşı Dağıstanlı gönüllülerden
oluşmaktadır. Gönüllüler dahil 20.000 kişidir.
Azerbaycan'da ilk savaş Gence'deki Ermeni mahallesinde silahları
toplarken çıktı. Kafkas İslam Ordusu Gence'den sonra Bakü'ye
ilerlerken, 2 Nisan 1918'de Van'ı işgalden kurtarmış olan Ali İhsan
Sabis Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu da İran sınırını geçerek 8
Haziran 1918'de Tebriz'e girdi.
Kafkas İslam Ordusu'na bağlı birlikler Bakü Muharebesi'ni kazanarak
15 Eylül 1918'de Bakü'ye girdi,bu savaşlarda 1130 Osmanlı askeri
öldü. Ekim ayı başında bir Osmanlı müfrezesi de kuzeye ilerleyip
Derbent'e ve Mahaçkale'ye girdi ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'ne
askeri destek verdi.
30 Ekim tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi'ne göre Osmanlı
Devleti'nin savaştan önceki sınırlarına çekilmesi gerektiğinden
Kafkas İslam Ordusu 16 Kasım’da Bakü'yü terk etti ve 15 Aralık 1918
tarihinde Osmanlı askerlerinin Azerbaycan'dan çekilmesi
tamamlandı.
Kafkas İslam Ordusu'nun askeri kısmının çoğu Doğu Anadolu'ya
döndüğünde 15. Kolordu'ya katıldı. Daha sonra komutanlığına Kâzım
(Karabekir) Paşa'nın atanacağı bu kolordu ile Ali Fuat Paşa'nın
Filistin Cephesinden salimen Ankara'ya getirdiği 20. kolordu,
Kurtuluş Savaşı başladığında silahlarını teslim etmeyen ve
askerlerini de terhis etmemiş olarak işgalcilere karşı koyan iki
güç odağı olmuşlardır.
AZERİLERİN ENVER PAŞA İÇİN YAZDIKLARI ŞİİR
BU ŞİİR ENVER PAŞA ADINA YAZILMASINA RAĞMEN, CUMHURİYET DÖNEMİNDE
ATATÜRK'E UYARLANMIŞTIR.
Hoş gelişler ola, kahraman Enver Paşa
Bir emir ver orduna, Kafkas Dağı'nı aşa
Askerin, milletin, bayrağınla çok yaşa
Arş arş arş ileri ileri, dönmez geri, Türk'ün askeri
Sağdan sola, soldan sağa Al da Bayrağın düşman üstüne
Cephede mitralyöz, ayna gibi parlıyor
Türkistan Türkleri bayrak açmış bekliyor
Arş arş arş ileri ileri, dönmez geri, Türk'ün askeri
Sağdan sola, soldan sağa Al da Bayrağın düşman üstüne
NOT: Nuri Paşa, daha sonra Cumhuriyet dönemin ilk silah fabrikasına yaptı ve bu silahlar yurt dışından da büyük talep aldı. Fakat daha sonra nasıl olduğu bilinmeyen bir yangınla bu önemli fabrikamız kül oldu.
Nuri Paşa, 2 Mart 1949'da silah fabrikasında yaşanan bir yangını kontrol altına almak ve ambarlarda hazırlanmış mühimmata sirayet etmesini önlemek için fabrikaya girdi; ancak büyük bir patlama sonucu yaşamını yitirdi.
O dönem, Nuri Killigil'in dış pazarlara açılması
küresel rakiplerini rahatsız etmiş; savcılık, ihmal ve kaza yönünü
araştırarak kasıt ve sabotaj olması ihtimali üzerinde durmuştu,
ancak bu araştırmalardan sonuç alınamadı.