İyi Öğretmen Algısı
Kişisel ihtiyaçlara, ihtiraslara, ideolojilere ve hırslara dayalı olarak günümüzde şekillenen algılar doğrultusunda, toplumda bilinmezliklerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Toplumu bu bilinmezliklerden çıkaracak olanlarda dün olduğu gibi, bu günde öğretmenlerdir. Çünkü öğretmen, “her türlü bilinmezliğe, karanlığa ve dayatmalara karşı en büyük silahı olan kalemiyle mücadele eden ve bu uğurda toplumu daima karanlıklardan kurtaracak yıldızlar yetiştiren kişi ya da kişilerdir.” Tıpkı Eğitim şehitlerimiz Aybüke ve Şemsettin öğretmenimiz gibi…
Bunu teoride toplum olarak çok iyi bilmemize rağmen uygulamada yaptıklarımız çelişkileri beraberinde getirmektedir. Ortaya çıkan bu çelişkilerde öğretmenlik mesleğine karşı;
İyi öğretmen diye bir algı mı var…
Öğretmen zaten iyidir…
Ya da öğretmen iyi olmalıdır…
Ya da iyi olmak zorundadır, gibi sınıflamaya dayalı anlamsız algıların oluşmasına sebep olmaktadır. Bu algılar, toplum olarak bizim “öğretmen” kavramını mesleki olarak tam anlamıyla yapılandırıp öğrenemediğimizin en önemli göstergesidir. Bu göstergeden dolayı da öğretmenin toplumda ki değeri gün geçtikçe azalmaktadır. Bu azalışın ortaya çıkaracağı sonuçların, parlak olmayacağı da açıktır. “Eğitimsiz ve bilinçsiz bir gençlik, her anlamda karanlık yarınlar…”
Eğitim-öğretime başlayacağımız günlerin arefesinde, yazılı ve görsel medya aracılığıyla öğretmenlikle ilgili yukarıda verilen sınıfsal algıları ortaya atıp topluma empoze eden uzman görünümlü diplomalı cehalet temsilcilerine verilecek en güzel cevap, Hz. Peygamberin “Ben ancak bir öğretmen olarak gönderildim” şeklindeki hadisi şerifidir…
Toplumun kandilini her şartta elinde tutmaktan çekinmeyen öğretmenlerimize saygı temennisiyle...