İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ahmadian yaptığı açıklamada "Siyonist rejimin Suriye topraklarını işgal etmesiyle birlikte, önümüzdeki yıllarda kendini gösterecek yeni bir direniş doğdu" dedi.
Oman Dışişleri Bakanı ile yaptığı bir toplantıda Ahmadian, İran’ın "direniş ekseni"nin – Tahran tarafından desteklenen bölgesel milislerden oluşan bir ağ – 8 Aralık'ta İran’ın uzun süredir müttefiki olan Esad'ın düşmesinin ardından "zayıflamadığını" ısrarla vurguladı.
Esad, "Hayat Tahrir el-Şam" (HTŞ) grubunun önderliğindeki muhalif güçlerin hızla bir saldırı sonucu başkent Şam'ı ele geçirmesinin ardından Suriye'yi terk etti.
İsrail, Esad'ın düşmesinin ardından Suriye'deki askeri tesislere yüzlerce hava saldırısı düzenledi ve bu saldırıların amacının, bu tesislerin düşmanların eline geçmesini engellemek olduğunu belirtti.
İsrail birlikleri ayrıca, 1967 Arap-İsrail savaşında ele geçirdiği Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki BM gözetimindeki tampon bölgedeki stratejik noktalara da yerleşti. Bu hamle, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından iki ülke arasındaki 1974 ateşkesini ihlal olarak nitelendirildi.
İran, İsrail'in Suriye'deki toprakları ele geçirmesini kınadı.
Tahran'ın bölgedeki müttefikleri, 2023'teki Gaza savaşıyla başlayan çatışmalarda Hamas'ın Gazze'deki ve Lübnan'daki Hizbullah'ın İsrail ile mücadelede ağır darbe aldı.
Pazartesi günü yapılan toplantıda Ahmadian, İran'ın nükleer silah edinme amacını terk etmediğini ve "nükleer doktrininde bir değişiklik olmadığını" ifade etti.
Geçen ay İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı The Guardian gazetesine verdiği röportajda, Tahran'daki tatmin edilmemiş taahhütler (örneğin yaptırımların kaldırılması) konusunda duyulan hayal kırıklığının İran'ın nükleer politikasını değiştirme konusunda bir tartışmaya yol açtığını söyledi.
İran, barışçıl amaçlarla nükleer enerji hakkını savunuyor ve silah geliştirme amacını sürekli olarak reddediyor.