İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, 2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 5 daimi üyesi ile Almanya arasında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın (KOEP), ABD'nin Mayıs 2018'de tek taraflı olarak çekilmesi nedeniyle tıkanma noktasına geldiğini belirterek, 3 Avrupa ülkesiyle 13 Ocak'ta yeni görüşmeler yapılacağını açıkladı.
İran resmi haber ajansı IRNA'nın haberine göre, Garibabadi başkent Tahran'da düzenlenen bir etkinlikte nükleer müzakerelere dair bilgiler paylaştı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Garibabadi, "İran ile 3 Avrupa ülkesi (Almanya, İngiltere, Fransa) arasındaki yeni görüşmeler 13 Ocak'ta gerçekleştirilecek. Artık öngörüler peşinde değiliz, daha önce de ifade ettiğimiz üzere bu bir müzakere değil, sadece bir görüşmedir." şeklinde konuştu.
Toplantının müzakere olmadığını vurgulayan Garibabadi, bu görüşmenin, müzakerelerin yeniden başlaması durumunda hangi çerçeve ve yöntemle yapılacağını belirlemek ve daha fazla istişare yapmak amacıyla gerçekleştirileceğini ifade etti.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen nükleer anlaşma, İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'nın yanı sıra Almanya (5+1) arasında 14 Temmuz 2015'te imzalanmıştı.
Ayrıca, 2017'de başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump, iki yıla yakın süren dolaylı görüşmelerin bir sonuç vermemesi üzerine Mayıs 2018'de ülkesinin anlaşmadan tek taraflı çekildiğini açıklamıştı.
Nükleer müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik çabalar sonuç vermemiş ve İran uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirmişti.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Mariano Grossi, Aralık 2024'te yaptığı bir açıklamada, Tahran ziyaretinde İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile görüştüğünü ve müzakerelere başlama aşamasında olduklarını aktarmıştı.
Grossi, "Daha önce Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) vardı ama artık yok. Daha fazla da gerek yok. İran, nükleer gelişim düzeyine ulaştığı için uranyumu neredeyse askeri seviyede zenginleştiriyor, bu nedenle farklı bir yol bulmamız gerekiyor. Bu süreçte UAEA'nın önemli bir rol oynamasını umuyorum." demişti.