İstanbul büyükşehir Belediye (İBB) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şam ziyaretinin iptal edildiğini açıkladı.
"TBB VE İBB ADINA ŞAM'A HEYETLER GİDECEKTİ"
İptal kararını doğru bulmadığını ifade eden İmamoğlu şunları söyledi, “Şam benim ziyaretim değil. Kişisel anlamda bir seyahat değil. TBB ve İBB adına Şam'a heyetlerin gideceğini ifade etmiştim. Dışişleri Bakanlığı ile de temas kurarak başta Şam olmak üzere giderek milletimizi en üst seviyede güçlü bir biçimde demokratik laik bir Suriye devletinin kurulmasına nasıl katkı sunabileceğimize dair konuşmuştuk."
"ŞAM VALİSİ, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ZİYARETİNDEN SONRA OLACAK DİYE İPTAL ETTİ"
Pazar günü saat 14.00'e randevu verildi ve planlamalar başladı. Şam Valisi, TBB heyetinin ziyaretini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinden sonra olacak diye iptal etti. Bu iptali kabul etmiyorum bu çok yanlış bir duruştur. En üst seviyedeki ziyaretler öncesi bu tip görüşmelerin katkı sunacağını düşünüyorum. Buradan bu vahim ayıbın içinde kim varsa uyarıyorum. Şam Valiliği'ni de uyarıyorum. Ülkemizin diğer kurum ve kuruluşlarını da başta Dışişleri Bakanı ve Bakanlığını olmak üzere bu sürece müdahil olma konusunda uyarıyorum. "
"6 SAAT SONRA İPTALİ İÇİN KİMLER DEVREYE GİRDİ?"
Randevu verilmesinin ardından 6 saat sonra iznin iptal edilesine tepki gösteren İBB Başkanı İmamoğlu "Teyitli bir randevunun 6 saat sonra iptali için kimler devreye girdi bu soruları soruyorum ama cevabını da biliyorum. Birileri devreye girdiyse o birilerinin kim olduğunu herkes biliyor. Neden bu ziyaret daha sonraya bırakılsın ki? Şam'a çok sayıda kuruluş gitti. Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlet. Bu devlet bir kişiyle tanımlanamaz. O bir kişiden çok büyük bir yapıdır. Türkiye bir kişiyle sınırlandırılamaz. Bunu iyi anlamaları lazım." ifadelerini kullandı.
Suriye’de Esad Rejiminin Çöküşü ve HTŞ'nin Zaferi
Suriye'de 13 yıldır süren iç savaş, 12 gün süren yoğun bir çatışmanın ardından Esad ailesinin 54, Baas Partisi'nin ise 61 yıllık iktidarını sonlandırdı. Savaşın son dönemi, muhalif güçlerin büyük bir zafer elde etmesiyle noktalandı. İşte bu sürecin ana hatları:
HTŞ ve Muhaliflerin Hızla İlerleyişi
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de bulunan ve yaklaşık 4 milyon insanı yöneten Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), 27 Kasım 2024’te Türkiye'nin de desteğiyle Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) yardımına başvurarak “Saldırganlığı Caydırma - Rad'ul Udvan” operasyonunu başlattı. Bu operasyona hızla ilerleyen muhalifler, 28 Kasım’da Halep'i Şam’a bağlayan otoyolu kesip, 46. Alay Üssü ve sekiz köyü ele geçirdi.
Halep ve Şam'ın Düşüşü
29-30 Kasım tarihlerinde Halep, muhaliflerin eline geçti. Bu gelişme üzerine Rus ve Suriye hava kuvvetleri, 2016'dan sonra ilk kez muhaliflerin ele geçirdiği pozisyonları bombaladı. Ancak bu saldırılar, muhaliflerin ilerlemesini engellemekte yetersiz kaldı. HTŞ'nin kontrolündeki gruplar sırasıyla Hama, Humus ve 8 Aralık'ta başkent Şam'ı ele geçirdi. Esad'ın hükümeti sona erdi ve muhalifler başkenti kontrol altına aldı.
Esad’ın Moskova’ya Kaçışı
Bu büyük yenilginin ardından Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Rusya'dan aldığı "insani gerekçelerle" sığınma hakkı kapsamında ailesiyle birlikte Moskova'ya uçtu. Esad’ın kaçışı, Suriye'deki rejimin sonunun simgesi oldu.
HTŞ Lideri Colani’nin Açıklaması
HTŞ lideri Ahmed Hüseyin el-Şara (Colani), aynı gün Suriye devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, Esad'ı devirdiklerini duyurdu. Bu zafer, HTŞ ve diğer muhalif gruplar için tarihi bir başarı olarak kaydedildi.
Uluslararası Tepkiler ve HTŞ’nin Yeni Durumu
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere ve Türkiye, HTŞ'yi terör örgütü olarak kabul etmeye devam etse de, uluslararası ilişkilerde önemli bir değişim yaşandı. Birçok ülke, HTŞ ile işbirliği yapmaya başladı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, HTŞ’nin fiilen artık bir terör örgütü olmadığına dikkat çekti. Bu açıklama, HTŞ'nin uluslararası arenada daha geniş bir kabul gördüğünü gösteriyor.
Bu gelişmeler, Suriye'deki iç savaşın sona erdiğini ve yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. HTŞ’nin zaferi, sadece Suriye’deki siyasi yapıyı değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda bölgedeki uluslararası ilişkilerde de önemli değişimlere yol açtı.