1) 'Bilirkişi' soruşturmasında İmamoğlu'na 4 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istendi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bilirkişi soruşturması tamamlandı. İmamoğlu hakkında “Yargı Görevi Yapanı, Bilirkişiyi veya Tanığı Etkilemeye Teşebbüs” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak istendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bilirkişi soruşturmasında yeni bir gelişme yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik başlatılan bilirkişi soruşturması tamamlandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İmamoğlu'nun 27 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında, bazı soruşturmalar ile kamu davalarında görevli bilirkişilerden birini soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi amacıyla alenen hedef gösterdiği iddiasıyla resen soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

İddianamede, ifadesine yer verilen bilirkişi S.B, İmamoğlu'nun açıklamalarıyla bir anda çeşitli basın yayın organları ile sosyal medyada isminin yayınlandığını, karalama kampanyasına maruz kaldığını belirtti.

S.B, bugüne kadar hiçbir şekilde hukuksuz işe imza atmadığını, sadece CHP değil diğer partilere ilişkin birçok davada da bilirkişilik yaptığını ifade etti.

"BİLİRKİŞİ VE YARGI ORGANLARININ BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMADIĞI YÖNÜNDE KAMUOYU OLUŞMASINI AMAÇLADI"

İddianamede, İBB Başkanı İmamoğlu'nun basın toplantısında bilirkişinin görev aldığı bir kısım soruşturma ve kovuşturmalardan bahsettiği aktarılarak, "Dosya içerisindeki mevcut çözümleme tutanağı ile de sabit olduğu üzere bilirkişi ve yargı organlarının bağımsız ve tarafsız olmadığı yönünde bir kamuoyu oluşmasını amaçladığı, bu şekilde oluşacak kamuoyu baskısıyla da İstanbul Adliyesi ve diğer adliyelerde görülmekte olan çeşitli soruşturma ve kovuşturmalarda yapmakta olduğu resmi bilirkişilik görevinin etkilenmeye çalışıldığı, Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmekte olan dava dosyasını etkilemeye teşebbüs ettiği" değerlendirmesi yapıldı.

4 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

İddianamede İmamoğlu hakkında, "yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs" suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istendi.

Ekrem İmamoğlu hakkında ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, 'sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır." maddesinin uygulanması talep edildi.

İddianame, değerlendirilmek üzere Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.

2) İmamoğlu’ndan iddianame yanıtı: Erdoğan’ı mertçe sandığa davet ediyorum

Hakkında açılan soruşturmalara ilişkin açıklama yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasi baskılara dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret etti. İmamoğlu, “Beni siyasette devre dışı bırakma çabasını gösteren kişinin adı belli. Sayın Cumhurbaşkanı. Hakkımda istenen 25 yılın altında Erdoğan'ın imzası var. Kendisini mertçe mindere, sandığa davet ediyorum. Kasımpaşalı gibi davransın" dedi.

“ADAY OLACAK MISINIZ?" SORUSUNA CEVAP VERDİ

Ekrem İmamoğlu, “Cumhurbaşkanlığı aday adaylığı süreci başladı. Bir belediye başkanının sizin aday olmamanız yönünde çağrıda bulunduğu konuşuluyor. Siz aday adaylığı başvurusu yapacak mısınız?” sorusuna ise şu sözlerle cevap verdi, “Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye demokrasi tarihine geçecek büyük bir demokrasi devrimini gerçekleştiriyor. Az önce söylediğim hukuksuz müdahalelerin arttığı bir dönemde, CHP en güçlü demokrasiyi tabana yayarak karar alma sürecini ortaya koymuştur. Diyor ki; cumhurbaşkanı adayımızı şimdiden belirliyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve diğer belediyelerimize yapılan saldırılara karşı, üyelerimizi ve yeni üye olacak dostlarımızı, gençlerimizi ve özellikle kadınları sürece dahil olmaya davet ediyorum. 28 Şubat’a kadar sürecek olan üyelik kampanyamıza katılmalarını bekliyorum. Sandığın meşruiyetinin en büyük sahibi gençlerdir ve onları söz sahibi olmaya çağırıyorum. Partimiz, üyelerimizin oylarıyla büyük bir katılımla Cumhurbaşkanı adayını belirleyecek. Bu bir demokrasi devrimidir! Türkiye’de ve dünyada benzeri çok azdır. Bu cesur adımı atan Genel Başkanımıza ve tüm parti yönetimimize teşekkür ediyorum.”

"TÜSİAD KONUŞMUŞ, KONUŞACAK"

TÜSİAD'a başlatılan soruşturmaya değinen İmamoğlu, "Ekrem İmamoğlu'na yapılan bu taciz, bu süreç o kurum ve kuruluşların içinde olan kişilere yapılsa, size, ailenize, kuruluşunuza yapılsa ne yapacaksınız, mutlu mu olacaksınız? Olmayacaksanız siz de ses çıkaracaksınız. O nedenle TÜSİAD konuşmuş, konuşacak. Ben olsam TÜSİAD üyelerinin yerinde konuşurum, hepsi tek tek konuşmalı" dedi.

"KENDİSİNİ MERTÇE MİNDERE, SANDIĞA DAVET EDİYORUM"

Basın mensuplarının sorularını yanıtladıktan sonra X hesabından paylaşım yapan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek "Hakkımda 25 yıl hapis cezası istenen davaların altında Sayın Cumhurbaşkanının imzası vardır, başkasının değil, kimseyi kandıramazsınız. Kendisini mertçe mindere, sandığa davet ediyorum. Kasımpaşalı gibi davransın, Bizans oyunlarıyla yargı aracılığıyla ayak oyunları yapmayı bıraksın. Bu millet cesur olanı, mert olanı sever" dedi. 

3) Fahrettin Altun’dan İmamoğlu’na tepki: İftiralarla Cumhurbaşkanımızı yıpratmaya çalışmak ne size ne de milletimize fayda sağlar

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarına yanıt verdi.

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Altun, "Devletimizin bağımsız yargı organlarına intikal etmiş meselelerde yürüyen hukuki süreçlerin özellikle muhalefet siyasetçileri tarafından devamlı surette Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la bağdaştırılmaya çalışılması, hem Sayın Cumhurbaşkanımıza atılan büyük bir iftiradır hem de yargı süreçlerini akamete uğratma çabalarıdır" ifadelerini kullandı.

Altun, şöyle devam etti: "Millete hizmet anlamında heybesinde bir kırıntı dahi bulunamadığı için önüne gelene iftira atıp hakaret eden, kirli siyasi hesaplarını ve ilişkilerini gizlemek amacıyla türlü hezeyanlarla gündemi meşgul etme çabasını alışkanlık edinen, işini yapmak, şehrine hizmet etmek yerine her gün “Tayyip Erdoğan keşke beni muhatap alsa” diye debelenip duran tipler bilmelidir ki…"

"Siyasi hayatı ve mücadelesi yarım asra yaklaşan Sayın Cumhurbaşkanımızı bu tip iftiralarla yıpratmaya çalışmak ne size bir şey kazandırır ne de milletimize" diyen Altun, şunları söyledi:

"Unutamayacağınız bir ders olarak ayrıca hatırlatmak isteriz ki Milletimiz 2023 seçimlerinde tercihini yapmış, ip gibi dizilip karşısında konumlandığınız Recep Tayyip Erdoğan hepinizi birden sandıkta net bir şekilde mağlup etmiştir.

Kendini millete hizmete adamış ve gece gündüz bu uğurda çalışan bir siyasetçiye, bütün mücadelelerini milletiyle birlikte vermiş bir lidere, Sayın Cumhurbaşkanımıza saçma sapan ithamlar yöneltenlerin önce Recep Tayyip Erdoğan’ı iyice okumalarını, anlamalarını, nihayetinde gerçekleri görüp bu hatalarından dönmelerini tavsiye ediyoruz."

4) Ümit Özdağ'ın "Cumhurbaşkanı'na alenen hakaret" suçundan 4 yıl 8 aya kadar hapsi istendi

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 4 yıl 8 aya kadar hapis talebiyle iddianame düzenlendi.

SORUŞTURMA TAMAMLANDI

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında 19 Ocak 2025'de partisinin il başkanları istişare toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sarf ettiği sözler gerekçesiyle yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Ümit Özdağ 'şüpheli', Recep Tayyip Erdoğan ise 'müşteki' sıfatıyla yer aldı.

"ERDOĞAN'IN CUMHURBAŞKANLIĞI GÖREVİ İLE ALAKASI YOKTUR"

Hazırlanan iddianamede, Ümit Özdağ'ın kullandığı ifadelerin Cumhurbaşkanı'nın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici söz ve beyanlar olduğu aktarıldı. Şüpheli Özdağ'ın ifadesine de yer verilen iddianamede, "Sarf etmiş olduğum sözlerin herhangi bir yerinde hakaret bulunmadığı gibi Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı görevi ile alakası yoktur. Belirttiğim gibi konuşma içeriği Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Genel Başkan' sıfatıyla sarf etmiş olduğu sözlere cevap niteliğindedir" dediği belirtildi.

4 YIL 8 AYA KADAR HAPİS TALEBİ

Hazırlanan iddianamede şüpheli Ümit Özdağ'ın "Cumhurbaşkanı'na alenen hakaret" suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Öte yandan, şüpheli Özdağ'ın tutuklu olarak bulunduğu üzerine atılı 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama' suçundan ise soruşturma işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.

NE OLMUŞTU?

Özdağ Antalya'da yapılan konuşma nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açtığı soruşturma kapsamında Ankara'da gözaltına alınmıştı. İlk aşamada "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla gözaltına alınan Özdağ bu suçlamadan serbest bırakılmış, ama dosyaya Suriye ve sığınmacılar hakkındaki açıklamaları da eklenince "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasından tutuklanmıştı.

5) Ankara’da Birleşik Metal-İş Sendikası’nda silahlı saldırı: Şube başkanı, sekreteri öldürüp intihar girişiminde bulundu

Ankara'da Birleşik Metal Sendikası'nın Şube Başkanı Deniz Ilgan, tartıştığı Şube Sekreteri Erdinç Koç'u tabancayla vurarak öldürdü. Koç olay yerinde hayatını kaybederken, saldırı sonrası Ilgaz da hayatını son verdi.

SENDİKA BAŞKANI İLE SEKRETERİ ARASINDA TARTIŞMA ÇIKTI

İddiaya göre, Çankaya ilçesinde Birleşik Metal İş Sendikası Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan ile Şube Sekreteri Erdinç Koç arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. 

Kavgaya dönüşen olayda Ilgan, yanındaki tabancayla Koç'a ateş etti. 

TABANCAYLA İNTİHAR ETTİ

Ilgan, daha sonra tabancasıyla intihar girişiminde bulundu. 

ÇOK SAYIDA POLİS SEVK EDİLDİ

İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. 

KOÇ OLAY YERİNDE HAYATINI KAYBETTİ

Sağlık ekipleri, Koç'un olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi, ağır yaralanan Ilgan ise hastaneye kaldırıldı.

6) Bakan Yerlikaya: Uyuşturucuyla mücadele kapsamında 2024'te günde ortalama 118 tutuklama oldu

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, uyuşturucuyla mücadelede kararlılık vurgusu yaparak, "Göreve geldiğim günden bu yana 54 bin 876 tutuklama oldu. 2024 yılında günlük ortalama 118 tutuklama oldu." dedi.

Bakan Yerlikaya, Sinop’ta Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde düzenlenen Türkiye'nin Huzuru Toplantısı’na başkanlık etti.

"2024 YILINDA GÜNLÜK ORTALAMA 118 TUTUKLAMA OLDU"

Toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Yerlikaya, suç ve suçlularla mücadelede kararlı olduklarını belirtti. Sinop’un Türkiye’nin en huzurlu şehirlerinden biri olduğunu vurgulayan Yerlikaya, kentte emniyet ve jandarma ekiplerince gerçekleştirilen operasyonlara ilişkin bilgi verdi.

Uyuşturucuyla mücadelede son üç yılda artan operasyon ve tutuklama sayılarına dikkat çeken Yerlikaya, Narkotik Vaka Analiz Sistemi'ni (NARVAS) işaret ederek, "Göreve geldiğim günden bu yana 54 bin 876 tutuklama oldu. 2024 yılında günlük ortalama 118 tutuklama oldu. Basit ortalamayı söylüyorum. Ama bu demek değildir ki mücadelede gevşeme var. Zinhar böyle bir şey mümkün değil. Biz her gün vites artırıyoruz. Ama burada en büyük gücü de vatandaşlarımızdan alıyoruz. NARVAS’tan gelen ihbarları değerlendirdiğimiz yapay zeka esaslı bu yazılım sistemiyle çok daha proaktif hale getiriyoruz çalışmalarımızı." ifadelerini kullandı.

Vatandaşların desteğinin önemini berliten Yerlikaya, "O yüzden Sinoplu hemşehrilerimize diyoruz ki gördüğünüz, duyduğunuz, işittiğiniz, doğru olup olmadığına bakmayın lütfen, ama lütfen bu uyuşturucuyla ilgili bir şeyi hissettiğiniz zaman 122'yi arayın, biz gereğini yapalım. Hızımıza hız katarsanız hep birlikte şehrimizin huzurunu özellikle uyuşturucuyla mücadelede daha güçlendirmiş olursunuz" çağrısında bulundu.

"SUÇ ÖRGÜTLERİNE KARŞI KARARLILIĞIMIZ SÜRÜYOR"

Terörle mücadelede de kararlı olduklarını belirten Yerlikaya, kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirdiklerini söyledi. Türkiye genelinde hırsızlık vakalarının 2024'te bir önceki yıla göre 71 bin azaldığını aktaran Yerlikaya, aranan şahısların yakalanması konusunda emniyet ve jandarmanın gece gündüz çalıştığını dile getirdi.

Ruhsatsız silah taşıma cezalarının artırıldığını hatırlatan Yerlikaya, "Şehir eşkıyalarına karşı çok kararlı bir duruş sergiliyoruz. Suç örgütlerine yönelik operasyonlarımızın sonuçları rakamlara da yansıyor." dedi.

2024 yılında Türkiye genelinde 870'in üzerinde suç örgütünün çökertildiğini belirten Yerlikaya, Sinop’ta 4 organize suç örgütünün tespit edildiğini ve bu kapsamda 8 kişinin tutuklandığını ifade etti.

"TRAFİK KAZALARINDAKİ CAN KAYIPLARINI EN AZA İNDİRMEK İSTİYORUZ"

Trafik kazalarına karşı yürütülen çalışmalara da değinen Yerlikaya, "2023'te kaza yerinde günlük ölüm sayısı 8,2 iken, 2024'te bu sayı 7,4'e düştü. Ancak biz bir can kaybını bile kabul etmiyoruz. Her yıl denetimlerimizi artırıyoruz ve teknolojiyi yoğun şekilde kullanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Polis ve jandarmanın yaka kamerası kullanımına yönelik altyapının da güçlendirildiğini belirten Yerlikaya, trafik güvenliğini sağlamak adına yatırımların devam ettiğini sözlerine ekledi.

7) Bakan Şimşek: Hedef bütçe açığını yüzde 3'e düşürmek

Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Suudi Arabistan tarafından El Ula şehrinde düzenlenen Gelişmekte Olan Piyasa Ekonomileri Konferansı'nda konuştu.

Enflasyonla mücadeleyi ve mali disiplinin korunmasını öncelikli hedefler olarak gördüklerini ifade eden Şimşek, fiyat artışlarının yüksek seviyelerde kalmaya devam ettiğini ancak enflasyonda düşüş eğiliminin sürdüğünü vurguladı. Hizmet fiyatlarının dirençli seyrettiğine işaret eden Şimşek, özellikle kira ve eğitim alanlarında geçmiş dönem enflasyon verilerine dayalı fiyat artışlarının sıkça yaşandığını söyledi.

Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların enflasyon yönetimini zorlaştırdığına dikkati çeken Şimşek, beklentilerin iyileşme gösterdiğini ancak hanehalkı ve şirketler nezdinde bu sürecin piyasalara kıyasla daha yavaş ilerlediğini dile getirdi.

"Hiçbir şey iyi politikaların yerini tutamaz. Mühim olan sağlam politikalar ve bu politikaların iyi uygulanmasıdır." diyen Şimşek, bu yıl sıkı para politikasına daha sıkı maliye politikasının eşlik edeceğini, bunun yanı sıra gelir politikalarının da destekleyici bir rol üstleneceğini kaydetti.

Enflasyondaki düşüş sürecinin bu yıl da devam edeceğini belirten Şimşek, bu durumun piyasa beklentilerini daha da olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti.

BÜTÇE AÇIĞI HEDEFİ YÜZDE 3

Bütçe disiplini konusunda değerlendirmelerde bulunan Şimşek, Türkiye'nin son iki yılda deprem ve yeniden inşa çalışmaları kapsamında 74 milyar dolarlık harcama gerçekleştirdiğini anımsattı.

Şehirlerin yeniden inşası için yapılan harcamaların gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 6’sının üzerinde olduğuna dikkati çeken Şimşek, bu sürecin yalnızca konut projeleriyle sınırlı kalmadığını, altyapı yatırımlarını da kapsayan kapsamlı bir yeniden yapılanma çalışması olduğunu belirtti.

Geçen yıl bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 5 seviyelerinde gerçekleştiğini hatırlatan Şimşek, bu yıl için hedefin bütçe açığını yüzde 3'e düşürmek olduğunu, kamu borcunun GSYH'ye oranının ise yüzde 25 seviyesinde seyrettiğini sözlerine ekledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe disiplininin yalnızca borç sürdürülebilirliği açısından değil, aynı zamanda enflasyonla mücadelede ve fiyat istikrarının sağlanmasında kritik bir rol oynadığını belirtti.

Uluslararası ekonomik gelişmeleri değerlendiren Şimşek, gelişmekte olan piyasalar açısından güçlü dolar ve yüksek vadeli ABD hazine tahvili getirilerinin zorlayıcı bir ortam oluşturduğuna dikkat çekerek, Türkiye'nin de bu küresel eğilimlerden etkilenebileceğini ifade etti.

Türkiye'nin son dönemde güçlü dolar ve yüksek ABD tahvil getirileri karşısında daha dirençli hale geldiğini belirten Şimşek, geçmişte yatırımcı ilgisinin sınırlı olduğu portföy girişlerinde son dönemde bir geri dönüş yaşandığını ancak yabancı payının hâlâ görece düşük seviyelerde bulunduğunu kaydetti.

CARİ AÇIK YÖNETİLEBİLİR SEVİYEDE

Şimşek, Türkiye’nin geçen yıl cari açığını GSYH’nin yaklaşık yüzde 0,7’sine kadar düşürmeyi başardığını, bu yıl bir miktar genişleme yaşansa da açığın yönetilebilir seviyede kalacağını dile getirdi.

"Geçtiğimiz 18 ayda Merkez Bankasının net rezervleri yaklaşık 125-130 milyar dolar seviyesinde iyileşti." diyen Şimşek, önceliklerinin yatırım ortamını güçlendirmek ve dalgalı sermaye girişlerine olan bağımlılığı azaltmak olacağını belirtti.

Türkiye’nin ekonomik büyüklüğüne işaret eden Şimşek, "Türkiye önemli bir pazar. Kişi başına düşen GSYH yaklaşık 15 bin dolar seviyesinde bulunuyor. 1,3 trilyon dolarlık bir iç pazarı var." ifadelerini kullandı.

"DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARI ÇEKMEYE BAŞLAMAYI UMUYORUZ"

Şimşek, doğrudan yabancı yatırımların artırılmasının öncelikli hedefleri arasında olduğunu belirterek, "Anlamlı doğrudan yabancı yatırımları tekrar çekmeye başlamayı umuyoruz çünkü bunlar borç üretmeyen girişler." değerlendirmesinde bulundu.

Enflasyonun düşürülmesi ve mali disiplinin güçlendirilmesiyle portföy yatırımcılarını vadeyi uzatmaya teşvik edeceklerini ifade eden Şimşek, "Hükümet olarak gelecek yıldan itibaren net dış borç ödeyicisi olmak istiyoruz." dedi.

Borç yönetim stratejileri kapsamında iç tahvil piyasasının daha da geliştirileceğini vurgulayan Şimşek, lira cinsinden, daha az değişken faizli ve sabit kuponlu borçlanma enstrümanlarıyla vadeyi uzatmayı hedeflediklerini kaydetti.

Türkiye’nin ticaretinde doların güçlü seyretmesinin olumsuz etkilerine değinen Şimşek, ülkenin ham madde ithalatının ağırlıklı olarak dolar cinsinden yapıldığını, ihracatının ise büyük ölçüde Avrupa ve Avro Bölgesi’ne yöneldiğini hatırlattı. Dolar cinsinden borçlanma maliyetlerinin yüksek olduğunu da sözlerine ekledi.

"YAPAY ZEKA DÖNÜŞTÜRÜCÜ BİR TEKNOLOJİ"

"Yapay zeka, dönüştürücü bir teknolojidir ancak aynı zamanda yıkıcı da olabilir." ifadelerini kullanan Şimşek, küresel gelir eşitsizliği ve yapay zekaya hazır ülkelerde servetin yoğunlaşması gibi endişelere dikkat çekti.

Yapay zekanın üretkenliği artırma potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, ancak iyi yönetilememesi durumunda bazı olumsuzlukların ortaya çıkabileceğini belirtti.

8) Ankara'da 3.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi

Ankara'da hissedilen deprem korku ve paniğe neden oldu. AFAD depremin büyüklüğü 3.5 olarak açıkladı. Merkez üssü Yenimahalle olan deprem Ankara'nın bir çok ilçesinde hissedildi. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy depremin zemin odaklı olarak şiddetli hissedildiğini belirtti. ABB Başkanı Mansur Yavaş deprem sonrası kentte herhangi olumsuz bir durumun olmadığını açıkladı.

9) Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, yarın Türkiye'ye geliyor

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, yarın Ankara'yı ziyaret edecek. Zelenski, burada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beştepe'de bir görüşme gerçekleştirecek.

ZİYARETİ İLETİŞİM BAŞKANI ALTUN DUYURDU

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine Türkiye'ye geleceğini duyurdu.

İKİ LİDER BEŞTEPE'DE GÖRÜŞECEK

İletişim Başkanı Fahrettin Altun Altun yaptığı açıklamada "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın davetine icabetle ülkemize resmi bir ziyaret gerçekleştirecek olan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile 18 Şubat Salı günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görüşeceklerdir. Görüşmelerde, Türkiye -Ukrayna stratejik ortaklık ilişkileri tüm veçheleriyle gözden geçirilecek, iki ülke arasındaki iş birliğinin daha da güçlendirilmesi maksadıyla atılacak adımlar ele alınacaktır. Ziyaret kapsamında ayrıca Ukrayna'daki son gelişmeler ile diğer bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunulacaktır." ifadelerini kullandı. 

SUUDİ ARABİSTAN’A GİTMEYECEK

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirme yönünde Rus ve ABD heyetlerinin yarın Suudi Arabistan'da yapacağı görüşmeye katılmayacaklarını, görüşmenin sonuçlarını da kabul etmeyeceklerini bildirdi.

10) İsrail ordusu Lübnan'da Hamas yetkilisi Muhammed Şahin'in öldürdü

İsrail ordusunun, Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bir aracı hedef aldığı bildirildi.

İSRAİL İHA İLE SALDIRI YAPTI

Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberinde, İsrail ordusuna ait bir insansız hava aracının (İHA) Sayda kentinin kuzeyinde bir aracı hedef aldığı aktarıldı.

Kentin sahil yolunda Sayda Belediye Stadyumu yakınında meydana gelen saldırının ardından olay yerine ambulans ve itfaiye ekiplerinin sevk edildiği kaydedildi.

1 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Saldırıda 1 kişinin hayatını kaybettiği ve ölen kişinin kimliğinin belirlenmesi için çalışmaların sürdüğü belirtildi.

İtfaiye ekiplerinin araçta çıkan yangını söndürdüğü, hayatını kaybeden kişinin cesedinin çıkarıldığı belirtildi.

ARAÇ TAMAMEN YANDI

Basına ve sosyal medyaya yansıyan görüntülerde hedef alınan aracın tamamen yandığı görüldü.

İSRAİL ORDUSU: HAMAS YETKİLİSİ ÖLDÜRDÜLDÜ

Öte yandan İsrail'de yayın yapan Kanal 12'nin haberinde, saldırının suikast girişimi olduğuna işaret edilerek, "bir Hamas yetkilisinin" hedef alındığı öne sürüldü.

İsrail ordusu da yaptığı açıklamada Hamas yetkilisi Muhammed Shaheen'in öldürüldüğünü duyurdu. 

11) İngiltere Başbakanı Starmer: Tüm Avrupa'nın savunmaya daha fazla harcama yapması gerekiyor

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ülkesinin ulusal güvenliğinin kuşaklar boyu sürecek bir sorunla karşı karşıya olduğunu belirterek, tüm Avrupa'nın savunmaya daha fazla harcama yapması gerektiğini ifade etti.

Starmer, Fransa'da düzenlenecek Ukrayna konulu acil toplantı öncesinde İngiltere'nin Bristol şehrinde basına açıklamalarda bulundu.

İngiltere'nin "ulusal güvenlik söz konusu olduğunda kuşaklar boyu sürecek meydan okumayla karşı karşıya olduğu" uyarısında bulunan Starmer, "Açıkçası acil soru, Ukrayna'nın geleceği ve bundan sonra ne olursa olsun Ukrayna'yı mümkün olan en güçlü konuma getirmeye devam etmeliyiz ve barış olursa ki hepimiz barış istiyoruz, bunun kalıcı olmasını sağlamalıyız." dedi.

Başbakan Starmer, İngiliz hükümetinin stratejik savunmayı gözden geçirdikten sonra savunma harcamalarını yüzde 2,5'e çıkarma taahhüdünü yerine getirmek için yol haritası belirleyeceğini vurguladı.

Starmer, "Avrupalı müttefiklerimize verdiğim mesajın bir parçası da hepimizin hem kabiliyet hem de harcama ve finansman konusunda adım atmamız gerektiğidir. Buna İngiltere dahil, işte bu yüzden daha fazla harcama yapma taahhüdünde bulundum." diye konuştu.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de 61. Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı açıklamada, Avrupa'nın savunma harcamalarını artırması gerektiğini vurgulayarak, yeni harcama hedefinin mevcut yüzde 2 seviyesinin "çok üzerine çıkacağını" ve ABD'nin bu taahhüdü yakından izleyeceğini ifade etti.

Müttefikler arasındaki uyum ve ABD'nin ittifaka olan bağlılığının devam etmesi konusunda iyimser olduğunu belirten Rutte, ayrıca Avrupalı müttefiklerin mevcut harcama düzeylerinin yetersiz olduğunu ve savunmaya yaptıkları mali katkıları artırmaları gerektiğini dile getirdi.

12) Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: ABD, Ukrayna krizinin çözümüne yardımcı olabilir

13) İsrail Başbakanı Netanyahu, devam eden yolsuzluk davasında onuncu kez hakim karşısına çıktı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hakkındaki yolsuzluk suçlamaları kapsamında açılan dava çerçevesinde onuncu kez mahkemeye çıktı.

Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, Netanyahu, 10 Aralık 2024'ten bu yana devam eden dava sürecinde onuncu kez duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada, mahkeme heyeti ile Netanyahu’nun avukatları arasında zaman zaman hararetli tartışmalar yaşandı. Hakimler, savunma sırasında söz almak isteyen Netanyahu’nun talebini, avukatlarla görüştükleri gerekçesiyle reddetti ve yerine oturmasını istedi. İsrail Başbakanı, bu duruma şaşkınlıkla tepki gösterdi.

Mahkeme heyeti, Netanyahu’nun birçok duruşmaya katılmaması nedeniyle dava sürecinin uzadığına dikkati çekerek, savunmasını kısa tutmasını talep etti.

DURUŞMAYA "ACİL GÜVENLİK İSTİŞARESİ" NEDENİYLE ARA VERİLDİ

Netanyahu, duruşma sırasında iki kez ara talebinde bulundu. İlk arada, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Duruşmanın ilerleyen bölümünde, kendisine iletilen bir zarfı aldıktan sonra, "Üzgünüm, gerçekten gitmem gerekiyor." diyerek mahkemeden ayrılma talebinde bulundu.

Netanyahu’nun mahkemeden ayrılmasının, İsrail ordusunun Lübnan’ın Sayda kentinde üst düzey bir Hamas komutanına düzenlediği suikastin hemen ardından gerçekleşmesi dikkati çekti. İsrail basını, verilen 20 dakikalık aranın, bu saldırıya ilişkin yapılan "acil güvenlik istişaresi" nedeniyle olduğunu öne sürdü.

NETANYAHU DAHA ÖNCEKİ DURUŞMALARA KATILMAMIŞTI

Netanyahu’nun 10 Aralık 2024’te başlayan dava sürecinde haftada üç kez mahkemeye çıkması planlanmıştı. Ancak ameliyat olması, işgal altındaki Suriye toprağı Hermon Dağı’na ziyareti ve ABD gezisi gibi çeşitli nedenlerle daha önceki birçok duruşmaya katılmadığı biliniyor.

İsrail Başsavcısı Avichai Mandelblit, 21 Kasım 2019'da dönemin Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında üç ayrı yolsuzluk dosyasında "rüşvet, emanete ihanet ve kişisel amaçlar için görevi kötüye kullanma" suçlamalarıyla dava açılmasını talep etti.

Netanyahu, görevdeyken yargılanan ilk İsrail Başbakanı olarak tarihe geçti. İlk duruşması 24 Mayıs 2020'de Kudüs Bölge Mahkemesi'nde görülürken, ilk kez 10 Aralık 2024'te Tel Aviv Bölge Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.

BEZEQ DOSYASI

Netanyahu hakkındaki en dikkat çeken suçlamalar arasında, Shaul Elovitch’in sahibi olduğu Bezeq telekomünikasyon şirketine mali ayrıcalıklar sağladığı iddiası bulunuyor. Savcılık, Netanyahu’nun, Bezeq’e ait "Walla News" adlı haber sitesinde ailesi lehine haberler yapılması karşılığında şirkete 276 milyon dolar değerinde mali imtiyaz sağladığını öne sürüyor.

Netanyahu’nun, İletişim Bakanlığı Genel Müdürü Avi Berger yerine seçim kampanyasını yöneten Shlomo Filber’i göreve getirerek Elovitch lehine hükümet politikası yürüttüğü de suçlamalar arasında yer alıyor.

RÜŞVET VE HEDİYELER

Netanyahu, İsrailli Hollywood yapımcısı Arnon Milchan ve Avustralyalı milyarder James Packer’dan 283 bin dolar değerinde şampanya, puro, mücevher ve uçak bileti almakla suçlanıyor. İddianamede, bu hediyelerin Netanyahu’ya siyasi fayda sağlamak amacıyla verildiğine dair yeterli delil bulunduğu ifade ediliyor.

BASIN ETKİSİ VE YASA DÜZENLEMESİ

Dava dosyalarındaki bir diğer suçlama ise Netanyahu’nun, Yedioth Ahronoth gazetesi sahibi Arnon Mozes ile yaptığı iddia edilen anlaşma. Savcılık, Netanyahu’nun, gazetenin yayın politikasının kendi lehine şekillenmesi karşılığında, rakibi Israel Hayom gazetesinin rekabet gücünü azaltacak yasal düzenlemelerin hükümet tarafından geçirilmesi konusunda uzlaştığını iddia ediyor.

Yargılama sonunda suçlu bulunması halinde 10 yıla kadar hapis cezası alabileceği belirtilen Netanyahu, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddederek masumiyetinde ısrar ediyor ve iddiaları kabul etmiyor.

Kaynak: Haber Merkezi