Günahsız yavrular
Maalesef 23 Nisan günü yine bir yavrunun canını acıtılar. Acıtmak yetmedi onun ve ailesinin hayatını kararttılar kendini bilmez hadsizler... Acaba bundan sonra o şahıslar nasıl nefes alıp verecekler... Nasıl kıydınız o mahsum, herşeyden habersiz yavruya. Bu bir değil, yıllardır çocuklara yani kız ve erkek çocuklarına küçük yaşta yapılan tecevüzlerin sonu gelmedi ve gelmiyor.
Çocuk demek; Hayat,huzur, neşe demek.
Çocuk demek; Karanlıkta çıkmış yeni hayatlara
açılan kapı demek.
Çocuk demek; Saf,tertemiz bir yüz demek.
Çocuk demek; Acıları sevince döndürmek demek.
Çocuk demek; Yaşamların başlangıcı hüsranların
bitmesi demek.
Çocuk demek; Bereket, bolluk,tokluk demek.
Çocuk demek; Zengin,fakir ayırmadan din, dil,ırk
ayırımını bilmeden aynı ortamda birlikte oyun oynamak demek.
Çocuk demek; Kışı, bahara çevirmek demek.
Çocuk demek; Kötü insanı tanımayıp bir tatlı
şekerle kandırmak demek.
Çocuk demek; Hayatın hep güzel yüzünü bilen
kötülükten haberi olmayan demek.
Böyle mahsum çocuklara kıyılır mı?
Gözleri kör olmuş, yanlız uçkunlarına düşkün olan
bu canilerin ne bu dünyada yeri var, nede ahirete yeri
olacaktır. " O kirli elleriyle nasıl dokundun o melek yüzlü
yavruya ve nasıl kıydın o minik bedene."
Çocuk istismarına derhal idam gelmeli ki gözü
çocukları kesen bu canilerin amellerine ulaşmasından
caydırıcı olsun.Yoksa daha ne Ayşeler, ne Fatmalar bu yollarda
geçecektir.
Suskun kalmakla ancak bu olayların tekrarıyla karşı
karşıya gelmek demektir.
Küçük bedenler dilsiz olabilir,fakat büyükler
onların dili olmadıkça daha ne kadar çocuğu bu utanmazlara kurban
vereceğiz?