Bundan bir kaç gün önce yolda yürürken önümüzden giden iki genç delikanlı birbiriyle hem şakalaşiyor hemde hızlı adımlarla yürüyüp durakta bekleyen halk yolcu otobüsüne yetişmeye çalışıyorlardı. Gençlerden biri ayakta duracak hali yok gibiydi.
Bundan bir kaç gün önce yolda yürürken önümüzden giden iki genç delikanlı birbiriyle hem şakalaşiyor hemde hızlı adımlarla yürüyüp durakta bekleyen halk yolcu otobüsüne yetişmeye çalışıyorlardı. Gençlerden biri ayakta duracak hali yok gibiydi. Diğer genç arkadaşı ise, ayakta ve yürümekte zorluk çeken arkadaşına aynen şöyle sesleniyordu:" Kim sana bu kadar iç dedi. Sen kaç tane hap aldın oğlum. Seni bir evine yetiştireyim de başıma bela olma." Diyordu.
Işte şimdiki gelen genç neslimiz bunlar. Bu gençleri uyuşturcu
batağına götürenler kimler? Gençler nasıl bu hapları, esrarı ve
eroini temin ediyorlar. Artık okul önlerine kadar gelip giren bu
mafya örgütünü neden görmüyoruz.? Neden gözlerimiz kör gerçekleri
göremiyoruz? Türkiye'de eğitimin dibe vurduğunu biliyormusunuz?
Üniversiteyi bitiren gençler, kuzunun hangi hayvanın yavrusu
olduğunu ve ya buzağının hangi hayvan yavrusu olduğunu bilmiyorsa
bu kimden sorun var acaba? Verilen eğitimi eğitim değil. Yada
çocuklar aile eğitiminde ve kültüründen uzak mı yetiştiriliyor?
Bunların cevaplarını konuşmak gerekmez mi?
Maalesef tv programlarından konuşan ve söz hakkı verilen
Akademisyenler ve öğretim görevlileri yanlızca sırf konuşma
olsun diyerek hem insanların zamanını almaktalar hemde başka
konulara girerek gündem yaratmaktalar. Her bir açık oturumda
konuşulan 2020 de hangi parti kiminle koolesyon yapacak? Kimler
hangi partiyi kuracak? Ve 2020 hangi parti kazanacak? Daha neler
neler...
Neden gerçek yaşanan durumlar varken bunlara çare aranmıyorda
hep boş şeylerle birbirimizi oyalayıp gidiyoruz. Neden çözümler
konuşulmuyor? Şu anda devlet okullarında her sınıfta 55-60
öğrencinin bulunduğu ve öğretmenlerin nasıl bir eğitim
verebileceğini düşünebiliyormusunuz? Bundan dolayı aileler
çocuklarını yüklü bir para ile özel okullara gönderdiğini artık
bilmeyen yoktur sanırım. Neden bu sorunlara çözüm aranmıyorda
gündemde olmayan konular hep akademisyenler ve öğretim görevlileri
tarafında konuşuluyor. Bunlara sorulmaz mı, " siz okullarda
ve üniversitelerde gençlere gündem dışı olan olaylarımı
anlatıyorsunuz? " Insan dünü ve yarını konuşmamalı. Önce yaşadığı
günü yani bugünü konuşmalı. Çünkü geçmiş geçmişte kalmış
yapabileceğin birşey yok. Gelecekte ise herşeyin her an
değişebileceği için tahminler havada kalır. Fakat bugün
yapabileceğin çok şey olabilir.
Bakın, yüzbinlerce gencin bu pis uyuşturcu madden hayatını
kaybettiğini ve ailelerin nasıl perişan olduklarını biliyormusunuz?
Türkiye'de üniversite bitirmiş ne kadar insanımız işsiz
dolaşıyor? Ve şuanda Diyarbakır'da günlerdir sesini yükselten
yüreğindeki acıları artık içine sığdıramayan acılı analarımız var.
Bunların sorunlarına çözüm aramak varken "Dün ve yarın" konuşulmaz.
"Bugün" konuşulur.
Allah'a emanet olun.