“Türk Silahlı Kuvvetleri görülen lüzum üzerine yönetime el koymuştur” bu sözlerin sahibi, 12 Eylül askeri darbesinin bir zamanlar kudretli paşası 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, geçtiğimiz günlerde Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) 98 yaşında öldü.

Darbeci Kenan Evren, bu ülkenin başına yakın tarihinde gelmiş en kanlı askeri darbelerinden birinin 1 numaralı ismiydi. Netekim Kenan Evren yıllar sonra “Bir sağdan bir soldan, asmayalım da besleyelim mi, biz o gün doğru olanı yapıtık bugün olsaydı yine aynısını yapardım” sözleriyle vicdansızlığını bir kez daha ispatlamıştı.

DARBENİN AYAK SESLERİ

Dışardaki ağa babaları içerideki marabalarını harekete geçirmiş, üniversiteler karıştırılıyor, ülke gençliği her gün sağcı-solcu-ülkücü-devrimci yaftasıyla birbirlerine kırdırılıyordu. Yüzlerce vatandaş nereden ve kimden geldiği bilinmediği mermilerin hedefi haline geliyordu. Her gün onlarca siyasi suikast haberleri çarşaf çarşaf çıkıyordu gazetelerde. Birbirinden değerli isimler hayatının baharında kirli oyunlara kurban veriliyordu. 20’ye yakın ilde sıkı yönetim olmasına rağmen ülke genelinde olaylar durdurulamıyor. Kardeş kanı oluk oluk akmaya devam ediyordu. Ülke ekonomisi yerle bir olmuş, fırsatçılar her köşe başını kapmış, ekmekten tutun da suya varıncaya kadar herşey karaborsaya düşmüş, karaborsanın yakıcı ateşi ortalığı kasıp kavuruyordu. Kısacası güzel Türkiye’m felç olmuş, ülke adeta iç savaşı yaşıyordu.

DÖNEMİN SİYASETÇİLERİ BİLEK GÜREŞİNE TUTUŞMUŞLARDI

Ülkede bunlar yaşanırken Meclis’te kendilerine rol biçilen siyasetçi figürler ise birbirleriyle bilek güreşine soyunarak var olan alevi daha da körüklemekle mesaisini harcıyorlardı. Dönemin siyasetçileri şuanki manzarayı aratmayan üsluplarla tartısız, ölçüsüz her söyledikleri sokakta karşılık buluyor sıkılan kurşunlara, akan kanlara bir yenisi ekleniyordu.

TANKLARIN NAMLUSU MİLLETE DÖNDÜ

Artık vakit gelmiş, şartlar oluşmuştu dışarıdaki ağa babalarının ve içerideki marabalar açısından. Milyonlarca vatandaşın dişinden tırnağından biriktirerek devlete verdiği vergiler sayesinde alınan tankların namlusu kendisine dönmüş, devletin tüm kurumları tek tek işgal edilmişti. Bütün bunları yapanlar kılıfı da hazırlamıştı. “Türk milleti adına ülkeyi koruma ve kollama görevi doğrultusunda, ülke yönetimine el konulmuştur.” deniliyordu. Her şeyin eskisinden daha iyi olacağını zanneden vatandaş yanıldığını kısa bir zaman sonra anlamıştı ancak iş işten çoktan geçmişti.

DARBECİLER KORUYUCU ZIRHA SIĞINDILAR

TBMM ve hükümet fesh edilmiş bütün ülkede sıkı yönetim ilan ediliyordu. Katliamlar, cinayetler, faili meçhuller, idamlar, sürgünler, fişlemeler... birbirini ardına yaşanıyordu güzel Türkiyem’de. Bütün bunları yapan darbeciler, gün gelir kendilerinde hesap sorulur endişesiyle silahların gölgesinde hazırladıkları anayasaya geçici madde koymayı da ihmal etmiyordu.

HALK O ZIRHI TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATTI

Darbeciler millete hesap vermemek için giydikleri korucuyu zırhı 2010 tarihine kadar giyebildiler. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda Türk milleti, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını engelleyen anayasının geçici 15. maddesi halkın oyuyla tarihin çöplüğüne atıverdi. Böylelikle milletin kanından beslenenlerin yargılanmasının önü de açılmış oldu.

ŞİMDİ HESAPLARIN ŞAŞMAYACAĞI MAHKEMİ-İ KÜBRA'DA HESAP VERME VAKTİ

Dünya mahkemeleri, darbeci paşaları yargılayarak, müebbet hapis cezası verilmesinin yanında Orgenerallik rütbesinin erliğe düşürülmesine karar verdi. Dönemin sözde kudretli paşaları dünya mahkemelerince en tepeden en aşağılara düşürüldü. Zira hesapların şaşmayacağı, zerre hayrın ve zerre şerrin hesabının sorulacağı Mahkeme-i Kübra’da durum ne olacak? Ne çetin bir hesap, ne korkunç bir son aman Yarabbi!

Ey Ümmet’-i Müslüman, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.
Ey Ehli Beytin göz bebeği evliyaullah’ın önde gelen ismi Muhammed Raşit Erol, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.
Ey Milli Görüş’ün lideri Necmettin Erbakan, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.
Ey Türk milliyetçiliğin gözde önderi Başbuğ, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.
Ey Alperenlerin ve milyonların gönlüne taht kurmuş Muhsin Yazıcıoğlu, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.
Ey Erdal Eren, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.
Ey Mustafa Pehlivanoğlu, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.
Ey Berfo Ana, Kenan Evren’i nasıl bilirsiniz.

Ey Türkiye’m Kenan Evren’i nasıl bilirdiniz.