Dön bir bak kendine; Kudüs’ü savunacak kadar Müslüman mısın?
Yine bir Haçlı Birliği, Kudüs'e saldırdı!
Ve bu defa, bütün Hristiyan mezhepler bir arada!
Normal şartlarda, Hristiyanlarda mezhepler asla bir araya gelmez!
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u kuşatmaya başladığında Bizans Kralı, Papa’ ya haber göndererek, kiliselerini birleştirme teklifinde bulunur. Bunun üzerine; Ortodoks halk, kralın bu kararını protesto eder ve Katoliklere borçlu kalmaktansa, Osmanlı Halkının yönetimine girmeyi tercih ettiklerini!” belirtirler. Ve duygularını "Katolik külahı görmektense; Osmanlı sarığı görmeyi yeğleriz!" sözleriyle ifade ederler.
Birbirlerinden bu kadar nefret ederler; ama baktığımızda iki grupta haça iman etmiştir!
Mesela Ermeni diye bir millet yok iken Katolikler, Ortodokslara karşı böyle bir millet oluşturmuştur.
Buna rağmen Ermeniler, Ortodoksluğu tercih etmiştir, fakat özünde ne Ortodoks olabilmişlerdir, ne de Katolik!
Ve nihayetinde de kiliselerini ayırmışlardır!
Şimdi gelelim Trump'a!
Dini ne?
Hristiyanlara "Dinin nedir?" diye sorulduğunda "Hristiyan'ım!" demezler!
Dinin ne? "Katolik'im!"
Dinin ne? "Ortodoks'um!"
Dinin ne? "Evangelist'im!"
Dinin ne? "Amiş'im!" (Modern dünyayı kabul etmeyen, Hala at arabası kullanan bir Hristiyan mezhebidir."
Birbirlerine borçlu kalmaktansa “Osmanlı sarığı görmeyi yeğleyen!” mezhepler, ortak oldu ve Kudüs'e "Evet!" dedi.
Hz. İsa, Yahudi soyundan gelmiş ve Yahudiler'e peygamber olarak gönderilmiştir. Hz. Meryem, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya, aynı şekilde Yahudi idi. Ve Hz. İsa Yahudiliği tamamlayan ve Hristiyanlığın kurallarını koyan bir kitap getirdi.
Şimdi bu kadar millet birleşti; "Kudüs tekrar başkent olsun!" dedi, ama İsrail'in!
Kudüs, İsrail'in başkenti olduğu zaman; Yahudilerin başkenti olacak!
Bu durumda Hristiyanlar sormaz mı "Biz neredeyiz? Kutsal babamız oradan göğe çıktı, kutsal İsa Babamızın kilisesi orada, 200 yıllık Meryem Ana kilisemiz orada?"
Evet, normal şartlarda itiraz etmeleri gerekir. Fakat etmiyorlar!
Trump'ın diğer ABD başkanlarından farkı, Katolik olmasıdır! Bugün ABD'nin ikinci Katolik başkanı, Trump'tır.
Şu şartlarda İsteyen istediği kadar yürüsün, istediği kadar hoplayıp- zıplasın! İsterse ABD Konsolosluğu önünde oturup, açlık grevi yapsın!
Onlar yüne Kudüs'e girecekler!
Diyelim ki Kudüs başkent oldu; Bu defa başka bir felaket bekliyor olacak dünyayı...
Neden? Çünkü; bu meselenin unutturulması gerekiyor!
Medya ve diğerleri ilgiyi farklı bir yere çekmeli ki; onlar orada istedikleri şeyi rahatça yapabilsinler!
Buna da "Şeytanın rüşvet alıp- verme meselesi!" derler...
Bunların analizini yapmadan; kimse Kudüs'ü yazmasın! Kudüs hakkında fikir yürütmesin! Yorum yapmasın!
Aksi takdirde yazılanlar ve söylenilenler; kopya olacak ve ezberden öte gidemeyecektir!
Bir de Kudüs hakkında yorum yapmadan önce kendimize dönüp, şunu sormak lazım; "Ben Kudüs'ü savunacak kadar Müslüman mıyım?"
Tüm samimiyetimle söylüyorum; Kudüs'ü dünyada savunacak tek bir gurup var;
Onlar da Filistin'de yaşıyor!
Diken kimin koluna batıysa; acıyı o çeker!