BİZ ASLA AK PARTİYE OY VERMEYİZ - İZMİR

Değerli dostlarım sevgili okurlarım,

Türkiye’nin 3.büyük şehridir İzmir.Egenin incisi bu güzel şehre iki kere gitme fırsatı buldum.İlk gidişim 2006 da ikincisi 2010’daydı.İzmir,İstanbul,Bursa ve Konya’dan sonra beğendiğim şehirlerdendir.

Fakat 2006’da gittiğimde körfezin çok kötü koktuğunu ve plansız imarın,gece kondular şehri haline getirdiği İzmir’in o güzel tepelerinde manzarayı nasıl bozduğunu görmüştüm.

Havalimanından bir taksi ile şehir merkezine doğru giderken şoför ile kısa bir de sohbetimiz oldu.

Bir yere gittiğimde siyasi nabız ölçmek için genelde o beldenin berberine,kahvehanesine girer ordaki insanlarla sohbet ederim,Taksi şoförleri de buna dahildir.Genel bir siyasi tablo çıkar.

Hatta bugün bile siyaset araştırması,anketleri yapan kurumların başvurdukları yerlerdir buralar.

O gün taksi şoförüne havalimanından şehir merkezine giderken,yol boyunca gördüğüm çirkin yapılaşma ve girişte bizi karşılayan ağır kokuyu sordum.

Bu şehrin belediyesi hiç çalışmıyor muydu?

Taksi şoförü benden yaşlıydı,

Bana “Ah kardeş ah hiç sorma !Bu güzelim şehir bakımsızlıktan ne hale geldi.Hep söyledik,söylüyoruz da keşke Tayyip Bey ya da Kadir Topbaş gibi, bir başkanımız olsa bu şehir İstanbul’dan sonra muhteşem bir şehir olurdu”diyerek yakındı.

Bunun üzerine ben ona dedim ki “siz de halk olarak öyle bir başkanınızın olması için mücadele edin,Ak Partili adaylara oyunuzu verin ki o saydığın belediye başkanları gibi İzmir’e hizmet getirsinler.”

Ben dedim demesine ama şöför bi anda bana dönerek “Beyefendi biz asla Ak Partiye oy vermeyiz benim babam Chp’liydi ben de ona veriyorum bu asla değişmez “demez mi.

İçimden bu ne lahana bu ne turşu diye geçirmiştim.Gene de sormadan edemedim.”Hem şikayet edersiniz hizmet yok dersiniz,hem size hizmet etmeyen,bu şehri bu hale getirenlere oy verirsiniz,siz hizmet istemiyor musunuz?

Adam “Biz Ak Parti’ye oy verirsek ve başa getirirsek,bazı alanlarda hürriyetimizi kısıtlar,malum içki meselesi “dedi.

Ben adama İstanbul’u örnek verdim”az önce imrendiğin keşke İzmir de öyle olsun dediğin bu şehirlerin hangisinde kimin hürriyeti kısıtlanmış,hangi mekan içkili olduğu için kapatılmış”dedim.

Tabi cevap vermedi.Taksiden inerken son söz olarak “siz gene de iyi düşünün madem hizmet istersiniz,bunu adresi bellidir kendiniz için bu tercihi yapın” dedim ama adamın da son sözü “Chp’den başkası olmaz biz böyle gördük böyle kabul ettik”oldu.

Lafı daha fazla uzatmak istemedim,parasını ödeyip şehir merkezinde gezmeye başladım.Hakikaten şehrin durumuna çok üzülmüştüm.

Sonraki yıllarda 2010 gibi tekrar İzmir’e gittiğimde körfez gene aynı şekilde pis kokuların esiriydi ve şehir gecekondular şehriydi.

Önümüzdeki belediye seçimleri için İzmir Belediye Başkan adayı olarak Ak Parti’den Sayın Nihat Zeybekçi tayin edildi.

Peki Ak Parti İzmir’de nasıl bir yol haritası çizecek,bu yarışı nasıl kazanacak?

Ciddi bir kesim var ki hizmet falan umurlarında değil.Yeterki –kısıtlanacağını zannettikleri-hürriyetlerine dokunulmasın.Tek bildikleri babadan dededen gelen bir politik görüşle çalışıp çalışmayacağına bakmadan kör bir partizanlıkla Chp’ye oy vermek.

Güzelim şehir yağmur yağar sel altında kalır,toplu taşıma yetersiz,yollar yetersiz devletin yaptığı İzban ile bir parça nefes alan şehir halkı belediyeden de hizmet almamaya alışmış görünüyor.

İzmir’li kardeşlerim inşallah bu seçimde hizmeti ön planda tutarak tercihte bulunurlar.

İzmir körfeziyle,havasıyla,körfezi bir dantel gibi saran tepeleriyle,bir dünya şehri olmaya aday,yeter ki hizmet getirecek başkanına kavuşsun.

Sayın Zeybeğin geçmişiyle ve İzmir’de çevresiyle bu işi hakkıyla kavrayacağına inanıyorum.

İzmir halkına tavsiyem bir dört yıl deneyin,mesele parti meselesi değil,hizmet meselesi.Zeybek,sizden biri aranızdan çıkan,hizmete hazır,proje üreten,ne yapacağını bilen,şehircilikten anlayan biri.İzmir bambaşka bir çehreye kavuşacak buna inanıyorum.

Sadece bu güzel şehir için dört yıl bir fırsat verin,bence denemeye değer.

Evet dostlarım,temiz ve güzel bir İzmir görmek ümidiyle Allaha emanet olunuz!