İkinci dünya savaşından sonra, Emperyalist ülkeler, çok insan kaybetti. Çok maddi ve manevi kayıpları oldu. Adete fakirleştiler… Tabii ki en büyük kayıpları sömürgeler oldu.
İkinci dünya savaşından sonra, Emperyalist ülkeler, çok insan kaybetti.
Çok maddi ve manevi kayıpları oldu. Adete fakirleştiler…
Tabii ki en büyük kayıpları sömürgeler oldu.
Dünyanın yarısını sömüren Batılılar, yani Avrupalılar;
Bu güçlerinden mahrum oldular.
İnisiyatif Amerika'nın eline geçti. Gerçi Amerika da Batılıdır.
Ancak Amerika, 10 ailenin servetidir. Yönetim onlardadır. Yani Yahudilerde…
***
ABD, eline geçirdiği bu gücü, Milletler Cemiyeti kurarak devam ettirmek istedi.
Onun için, temel prensibi; güya 'İnsan hakları', ' Hukukun üstünlüğü' ve 'Demokrasi' olarak ilan etti.
Zayıf, güçsüz, çaresiz, ve dolaylı olarak, emperyalizmin gizli derneklerine kayıtlı dünya yöneticileri;
Bu esasları kabul ederek, birleşmiş milletleri kurdular.
Ama bütün yetki ve yönetim daima ABD nin elinde oldu.
ABD, önünde engel çıkaracak 4 ülkeyi de güvenlik konseyine aldı.
Kendisi dahil, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa' veto hakkı olan daimi üye' oldular.
Ama Birleşmiş Milletler, 1948 yılından beri, imza attığı temel prensiplere asla riayet etmedi.
Hiçbir sorunu çözmedi. Hiçbir ülkede etkili olmadı.
Çünkü Birleşmiş Milletlerin bütün masraflarını Amerika karşıladı.
Hatta ABD başkanı küçük Bush, 'isterseniz Birleşmiş Milletleri kapatayım' dedi.
***
Birleşmiş Milletler kurulduğundan beri,
İlk defa bir lider, 'Dünya beşten büyüktür' dedi.
Bu beş ülke, birleşmiş milletler güvenlik konseyinin daimi üyeleridir.
Bu ülkeler içinde hiç İslam ülkesi yoktur.
Çünkü bütün İslam ülkeleri Emperyalistler tarafından, aç, sefil ve fakir bırakılmışlardır.
Bu ülkelerin başına, daima kendi gizli teşkilatlarına bağlı kişileri oturtmuşlardır.
Bu yolla daima, onların yer altı, yer üstü kaynaklarına el koymuşlar,
Onlarda, hiçbir suretle, kendilerine karşı gelecek takat bırakmamışlardır.
Yani hep, Efendi-köle muamelesi yapmışlardır. Tıpkı Osmanlıya yaptıkları gibi…
***
Birleşmiş milletlerin bu yapısına, hiçbir ülke muhalefet edemedi.
Hiçbir ülke itiraz edemedi. Çünkü bütün askeri ve siyasi güç ABD nin elinde idi.
ABD de; PENTAGON un yani CFR nin kontrolündedir.
Bu yapıya karşı gelmek için, ülkelerin elinde askeri güç olması gerekir.
Bu bakımdan Rusya bile, pek emperyalizme baş kaldıramadı.
Erdoğan'ın 'Dünya 5 ten büyüktür' sloganını destekledi.
Çünkü, Çin ve Rusya bile bu emperyalist güce itiraz edemedi.
Şu anda Rusya'yı bataklığa çektiler, çırpınıp duruyor.
Son Birleşmiş Milletler genel kurul zirvesinde, Zelenski bile,
Güvenlik Konseyinin yetersizliğinden şikayet etti.
Çünkü Birleşmiş milletlerin, ne İnsan hakları, ne hukukun üstünlüğü,
Ne de demokrasi diye bir derdi yok.
Bütün bu değerleri istismar ve yeni sömürü düzeni için bir aracı olarak kullanmaktadır.
Zaten Amerika kızdığı ülkelere, 'Canımı sıkma! Yoksa demokrasi getiririm ha!' diye tehdit etmektedir.
***
Peki; Sayın Erdoğan'ın emperyalizme açık baş kaldırışı boşta mı kalacak? Elbette hayır!
Dünyanın statükosu, gittikçe Erdoğan'ı haklı çıkarmaktadır.
Güney Amerika ülkeleri, Afrika ülkeleri, Rusya, Çin, Türk ve İslam ülkeleri,
Yeni bir cephe oluşturacak gibi görünmektedir.
Bu bakımdan, Türkiye; bir Cihan devleti olma yolunda ilerlemektedir.
Çünkü İlahi Takdir öyle görünüyor. Kutlu olsun…