Bursa'da ziyaretlerde bulunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bursa Valiliğinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

EĞİTİM HAKKI ANAYASAL GÜVENCE ALTINDA

Sokaklara çıkarak eylemlere katılan sendikalar ve eğitimciler hakkında konuşan Bakan Tekin, "Eğitimci olarak mevzuya bakmanın yanı sıra, üniversitede yıllarca anayasa hukuku ve siyaset bilimi dersi anlattım. Mevzuya, temel hak ve hürriyetler açısından da bakmak gerekiyor. Bir eğitimci olarak okullarımızda eğitim öğretimin aksatılmasından rahatsızım. Bunu durdurmak için yani eğitim öğretimin aksamadan devam etmesini temin etmek için her türlü tedbiri alacağımızı da açıkladık. İnsan hakları teorisi açısından baktığımızda da temel hakla hürriyetlerle ilgili bütün uluslararası literatürü kabul ettiği skala ve değerlendirme kriterleri vardır. Bütün insanların vazgeçilmez devredilemez temel hak ve hürriyetleri vardır. Hayat hakkını ve vücut bütünlüğünün korunma hakkı devredilemez. Bu türden haklar vardır. Kişinin kişiliğine sık sıkıya bağlı haklarıdır. Eğitim öğretim de bu anlamda anayasamızda güvence altına alınmış bir haktır."

SENDİKAL ÖZGÜRLÜKLER BAŞKASININ HAKKINI ENGELLEYEMEZ

"Yine uluslararası literatürde üzerine basa basa tekrarlamamız gereken bir şey var. Bir temel hakkın kullanımının ana kıtası bir başkasının hakkının engellenmemesidir. Bir başkasının temel hakkı elinden alınmamasıdır. Dolayısıyla sendikal hürriyetler de anayasamızda ve ilgili mevzuatta güvence altına alınmıştır. İnsanlar sendika özgürlüklerini kullanabilir. Kullanmalılardır. Devlet de bu hakları güvence altına almak durumundadır. Ben de bir akademisyen olarak, Milli Eğitim Bakanı olarak sendikal özgürlükleri kullanmasını garanti altına almakla mükellefim. Ancak benim yapmam gereken başka bir şey daha var. İnsanlar sendika özgürlüklerini kullanırken, başka birisinin temel hak hürriyetini elinden almaması gerekir. Bunu temin etmek de benim görevimdir. Dolayısıyla bana hiç kimse, ‘Sendikal hürriyetimi kullanıyorum. O yüzden bugün okula gelmeyeceğim. Vatandaşların çocukları da ne yaparsa yapsınlar. Başına ne gelirse gelsin' diyemez. Bunu diyen kişi, temel hak ve hürriyeti kullandığını iddia ediyorsa yanılıyor. Bu, bir başkasının temel hak ve hürriyetinin elinden alınmasıdır. Bir anayasal suçtur. Kanunlara aykırı bir davranıştır."

EYLEMLERE KATILANLARA YAPTIRIM UYGULANACAK

"Ben de Milli Eğitim Bakanı olarak, bize emanet edilen çocuklarımızın en temel haklarından bir tanesi olan eğitim hakkının sağlıklı şekilde kendilerine verilmesini temin etmekle mükellef bir görevliyim. Dolayısıyla bu anlamda çocuklarımızın eğitim öğretim hakkının kullanılmasını sağlıklı bir şekilde kullanmasını engelleyen, engellemeye teşebbüs eden her kim varsa bunu kendilerine yönelecek yaptırımları da katlanmakla da mükelleftir. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu eylemlere katılan arkadaşlarımıza, gerekli adli ve idari mekanizmaları işleterek hukuki sınırlarımız içerisinde gerekli yaptırımları uygulayacağız." ifadelerini kullandı.

ÖĞRETMEN ATAMALARINDA HAKSIZLIK İDDİALARINA YANIT VERDİ

Öğretmen atamalarında haksızlık yapıldığı iddialarıyla ilgili soru üzerine Bakan Tekin, şöyle devam etti:

"Yaklaşım farklılığından kaynaklanan bir durum söz konusudur. Çocuklar bize emanet ediliyor. Bize emanet edilen çocuklara en iyi öğretmenleri seçmek için mülakat uygulaması yapacağımızı ilan ettik. KPSS sınavına ilave olarak yapılan bu mülakat, kimsenin hakkını yemeyecek şekilde yapılacaktır. Mağdur olduğunu iddia edenler, mülakata karşı olduklarını ifade ediyorlar. Ancak bu mağduriyet değildir. Eğer ‘mülakata girdik, adaletsizlik yapıldı’ diyen varsa, bu mağduriyet için gereken adımlar atılacaktır. Bu tür mağduriyetlerin önlenmesi için birçok tedbir aldık."

"Her mülakata davet edilen kişiye hangi müfredattan soru sorulacağı açıkça belirtilmiştir. Örneğin, ortaöğretim ve matematik öğretmeni olacak adayımıza sadece 9. sınıf matematik müfredatından soru sorulacağını söyledik. Mülakata giren adayların kişisel bilgileri, jüri üyeleri tarafından bilinmemektedir. Adayın adı, memleketi ya da mezun olduğu üniversite hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Adaylar, 11 haneli bir numarayla tanımlanır ve jüri üyeleri, hangi adayla mülakat yapacaklarını bilmez. Ayrıca, aday mülakat sırasında jüri üyeleri hakkında da hiçbir bilgiye sahip değildir."

"Her adaya verilen soru kağıdının altına el yazısıyla yanıtlarını yazarak zarf içerisine koyması sağlanır. Hakkının yendiğini düşünen adaylar, kamera kayıtlarını izleyerek şikayetlerini dile getirebilirler. Hukuksuzluk ya da hak yenmesi söz konusuysa gereği yapılacaktır."

Kaynak: İHA