“Bütün şairler bir tek şiir yazarlar”, demiş Octavio Paz. Yüzyıllardan beri yazılan bütün aşk şiirleri de dev bir yontu gibi… Durmadan yükselen bir tek aşk şiiridir denebilir öyleyse.

'Bütün şairler bir tek şiir yazarlar', demiş Octavio Paz. Yüzyıllardan beri yazılan bütün aşk şiirleri de dev bir yontu gibi… Durmadan yükselen bir tek aşk şiiridir denebilir öyleyse. Bu dev yontu Süleyman peygamberden bu yana, değişik dillerde, değişik zamanlarda, birbirine yabancı coğrafyalarda, aşkı dile getirmiş şairlerin katkıları ile yaratılmıştır.

Teknolojik büyümenin, tüketimin, demografik kabusun, medyanın, savaşların, insan kişiliğini erozyona uğrattığı bir çağda, aşk da bu yıpranıştan payını almaktan geri kalmıyor. Yaratıcı aşk büsbütün yok olmamak için direniyor. Şiir ise onun en kadim, en güçlü desteklerinden biri... Aşkın çağlar boyunca değişik biçimler altında süregelen serüveni, insanlığın yeryüzünde varlık mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır, şiir de bu mücadelenin tükenmez bir kaynağıdır.

Dünyada ve ülkemizde toplumcu ozanlar dizeleriyle toplumu aydınlattı. Eşitlik, özgürlük, adalet isteyen türküler, şiirler, destanlar yazdı. Biz okurlar ise onları anlamaya, yorumlamaya çalıştık. Şiir, toplumun bilinçlenmesinde etkili bir araçtır. Bütün toplumlarda dilin etkisi ve güzel kullanılması sonucu coşku işlevini yerine getirir. Yeri geldiğinde toplumları sömürgecilere karşı direnişe geçirmiş, zalim yönetimleri kitlelere anlatmış, işgale karşı savaşmaya çağırmış, yeni yaşam biçimlerinin doğuşuna yol açmada katkı sunmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra duygu ve düşüncenin gelişmesine yol açmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet üzerine yazılan şiirler, türküler bunun en güzel örneğidir.

Yunusun şiirleri Moğol istilasına karşı doğarken, Köroğlu Dadaloğlu dizeleri zalim yöneticilere karşı kavgayı yöneltmiş, alevi ozanların dizeleri dogmatizme karşı aklı yücelterek, laikliğin temelini Anadolu'da atmış, pir sultan şiirleri Hızır paşaları yıkmış, Tevfik Fikret'in şiirleri Atatürk'ü beslemiş, Nazımın dizeleri sosyalist düşüncelerin serpilip gelişmesini hazırlamıştır. Ozanlar dizeleriyle düşünce özgürlüğü savaşçısı olmuş, tutuklanmışlar ve cezaevine girmişlerdir.

Şiir Arapça bir söz olup, anlamak, duyumsamak, sezmek, sezgiyle bulmak anlamına gelir. Şiirde anlam, açık seçik değil, örtülüdür. Okur, etkin bir çaba göstererek bunu başarabilir. Daha ilk şiirlerinden başlayarak, gerçekçi bir dünya görüşünü savundu. Bir gün mutlaka 1970, Yolculuk Özlem Cesaret ve Kavga şiirleri 1974 ve diğer şiir kitapları da bu çizgiyi korudu. 1979 Mustafa Suphi destanı adlı kitabını yayınladı. 1981 de Lotus Edebiyat ödülünü kazandı. Ayrıca çeviri ve deneme kitapları da vardır.

Ataol şiirleriyle topluma bir şeyler verip onları düşünmeye sevk eden, içinde yaşadığı toplumun sorunlarını, acılarını beyninde ve yüreğinde duyan ve bunları dile getiren, çözüm arayan ve gösteren, düşünce özgürlüğünü ve bağımsızlığını savunan, toplumun gerçeklerini bilen, emekten yana hem düşünen hem de düşündüklerini, davranışlarına yaşamına uygulayan bir insandır. Türkiye'de aydın olmak zor, aydın kalmak çok daha zordur. Ataol hem aydın hem de aydın kalmayı beceren nadir yazarlarımızdan biridir. Sosyal yayınlarından çıkan iki ciltlik büyük Türk şiir antolojisi adlı şiir kitabı, Tanzimat döneminden günümüze, 230 şair 1000'e aşkın şiirle Türk şiiri hakkında görüş edinmek isteyen herkesin başvurabileceği temel bir yapıttır. Şairin 1942 senesinde yazmış bulunduğu KÖR BİR adlı, aşkı konu alan şiirinden bir bölümle yazımı sonlandırmak istiyorum.

Sen

Sessiz bir kinle şehri gözlüyorsun

Kısık bir hüzünle camların arkasında

Aşka ve merhamete hazırsın

Şefkate ve nefrete ve

Acı çekmeye o uzak yollarda

Bir kuleden seyrettiği şehri

Yani bir şehvet balkonundan

Kimse bilmiyor

Geçit yok şarkısına aşkın

Ah her şey

Bir pencereden göründüğü kadar

Bir pencere kadar dünya

Bir kartpostal gibi geçtiğimiz dünya

Kalbim

Kör bir çocuk gibi düşe kalka