Bartın'da AK Parti'nin merkez ilçe ve Amasra 8'inci olağan kongrelerine katılan Adalet Bakanı Yılmaz TTunç, Amasra ilçesindeki bir otelde düzenlenen kongrenin çıkışında gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.
"GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ SALDIRGANI YAKALAMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPIYORLAR"
AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığına maskeli saldırgan tarafından parke taşlarının atılmasına ilişki soru üzerine Tunç, saldırıyı kınadıklarını ve lanetlediklerini dile getirdi.
Şiddeti önlemek, teröristleri bu ülkeden temizlemek için üstün gayretin söz konusu olduğunu vurgulayan Tunç, "Güvenlik güçlerimiz saldırganı yakalamak için çalışma yapıyorlar. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından hızlı şekilde soruşturma başlatıldı. Saldırganların yakalanmasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. Kısa süre içerisinde yakalanacağını tahmin ediyoruz. Ben buradan, Beylikdüzü İlçe Başkanı'mızın şahsında teşkilat mensuplarımıza, Beylikdüzü halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Adli soruşturmayı da takip ediyoruz." diye konuştu.
İMAMOĞLU’NA SÜRGÜN TEPKİSİ: ABESLE İŞTİGAL
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davanın hakiminin değişmesinin "sürgün edildiği" şeklinde değerlendirilmesine de tepki gösteren Bakan Tunç, "Bunların ne söylediklerinden kendilerinin de haberi yok. Yani başka şeyler söyleyeceğim ama bulunduğum makam buna el vermiyor. Söylediği hakim, sürüldüğünü iddia ettiği hakim, o mahkemede, yüksek seçim kurulu üyelerine 'ahmak' dediği iddiasıyla yargılandığı mahkemede, hakimin reddi talebinde bulundukları hakim. Yani 'Bu hakim bizim davamıza bakmasın' diye dilekçe verdikleri, reddi hakim yaptıkları hakimin başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayinini, sanki davanın mahkeme hakimini sürdüler şeklinde değerlendirmek tamamen abesle iştigal.
“MANTIK DIŞI BİR YORUM”
Yani buna cevap vermeye bile değer bulmuyorum ama maalesef kendi reddi hakim talebinde bulundukları, 'Bu hakim bizim davamıza bakmasın' dedikleri hakimi 'Hakimler ve Savcılar Kurulu başka bir yere tayin edip sürdü' şeklinde, 'sürgün' şeklinde yorumlamak, mantık dışı bir yorum. Maalesef bunlar oluyor. Bu arkadaşın sağa sola sataşacağına İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım. Seçildiği günden bu yana maalesef bu tür abes ve iştigalleri görüyoruz. Özellikle yargıya yönelik en son söyledikleri sözleri reddediyoruz. Türk yargısına kimse hakaret edemez. Yargımız tarafsız ve bağımsızdır. Anayasamızın 138. maddesi çerçevesi içerisinde yargı makamlarına hiç kimse talimat veremez, emir veremez. Yargı makamları da hiçbir talimatı dikkate almaz. Bağımsız ve tarafsız yargımız, kararlarını hukuk çerçevesi içerisinde, anayasa ve kanunlar çerçevesinde kendi vicdanlarına göre karar verirler ki son verdiği örnek hakimi reddedeceksin, bu hakim benim davama bakmasın diyeceksin, reddi hakim talebinde bulunduğunu unutacaksın, sonrasında da hâkimin tayini çıktığında bu hakimi niye sürdün diyeceksin. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bir kere ne söylediklerinden haberleri yok bunların" ifadelerini kullandı.
OBJETKİFLİK ELEŞTİRİSİ
Bakan Tunç, hukuk endeksleri üzerinden yargıya yönelik açıklamalar hakkındaki yorumunda, bunların objektif kriterlere göre oluşturulmuş endeksler olmadığını belirtti.
"Hukuka güven endeksi dediğimiz, özellikle muhalefetin sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği, Türkiye'nin hukuk endeksinde dünyanın geri sıralarında olduğunu söylemeleri bir kere Türkiye gerçekleriyle bağdaşır durum değil." diyen Tunç, bu endeksleri düzenleyenlerin, masa başında nasıl bu endeksleri düzenlediklerini, Türkiye’de kimlerle konuştuklarını ve Türkiye’de hangi anketlere dayandıklarını çok iyi bildiklerini söyledi.
- "170 GAZETECİYİ ÖLDÜREN İSRAİL, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE OLACAK, ÖYLE Mİ?
Tunç, endeksin, eski ABD Barolar Birliği Başkanı'nın kurduğu dernek tarafından oluşturulduğunu bildirerek, "Dünya Adalet Projesi. Bu dernek bağışlarla yürüyor. Bağışları yapanlar da ilgili kurum, kuruluşlar. Birinci bağışçı Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı. İkinci, üçüncü, dördüncü bağışçılar ilk 20, ilk 50'ye baktığınız zaman bağış yapanın daha ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla parayla sıralama belirleyen bir endeksi burada baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir. Biz buna müsaade etmeyiz." dedi.