ABD Türkiye'den ne istiyor?
Bu sorunun yanıtı;
''ABD dünyanın öteki ülkelerinden ne istiyorsa, bizden de onu istiyor!'' olmalıdır.
Ancak Ortadoğu'nun emperyalizmi için önemi göz önüne alındığında, Türkiye'de ki varlığı ayrı bir değerlendirmeyi gerektirecek önemdedir.
ABD geçmişte dünyayı Sovyet etkisinden kurtarmak ve korumak için, ülkelerle ilgilendiğine inandırmak istemiştir. Kendisinin ''HÜR DÜNYA'' olarak nitelediği ulusların, demokratik ve bağımsız olmalarını amaçladığı savındadır. Bu tür söylemler elbette genel politika söylemleridir. Gerçekte ABD'nin gözünde dünya çok küçüktür. Bu nedenle dünya ile ilgilenmelidir. İdealizmini dünyaya yaymalıdır. Çünkü ABD'nin kaderi, onu dünya liderliğine çıkarmıştır. Eski Genelkurmay başkanlarından General Tailor;
''Birleşik Amerika, hür dünya lideri olmak kaderinden vazgeçemez!'' sözleriyle ABD'nin gücünden emin ve öteki ülkelere ne denli yukarıdan bakışını yansıtmıştır.
ABD'nin 34. başkanı Einsenhower'de; ''Hür dünyayı savunma azmimizden bir şey kaybetmediğimizi belirtmeliyiz.'' diyerek dünyaya düzen verme mitinin kendilerine ait olduğunu vurgulamıştır.
ABD, kendilerine dünyayı düzene sokma mitosunun ''Tanrı'' tarafından verildiğine inanır.
Einsenhower'in rakibi başkan adayı Stevenson'un, şu sözleri bunun en somut kanıtıdır!
''Tanrı bize özgür dünyanın liderliğinden hiçte aşağı olmayan bir görev yüklemiştir.''
ABD'nin sınırsızlığına inandığı gücüne güvenerek, ihtirasının nerelere uzanmak istediğini Dean Rusk'un şu sözleriyle de anlayabilir miyiz?
''Dünya çok küçülmüştür. Toprak ile su ile atmosfer ile bunları kaplayan uzay ile... Yani dünyanın tümü ile ilgilenmeliyiz...''
Ve Türkiye, ABD'nin gözünde küçük ama dünyanın çok önemli bir stratejik noktasında bulunduğu için dikkatini çeken bir ülkedir...
Ve bu nedenle de emperyalizmin ilgi ve etki alanına girmiştir. Ama görünüşte ABD, Türkiye'ye kendiliğinden gelmedi!
ABD'yi Türkiye'ye biz çağırdık!
Dünyada emperyalizme karşı ilk ulusal kurtuluş savaşını vermiş, özgürlüğüne ve bağımsızlığına karşı kıskanç bir toplumun çocukları olarak biz çağırdık!
Hem de ulusal bütünlüğümüzü ve özgür ulus olarak varlığımızı sürdürmek için, yardım isteyerek çağırdık!
Ve işte ABD, Türkiye'ye gelirken, bizim bu isteğimizi 1947 Tarihli Kongre Yasası’nın ilk paragraflarında belgeleyerek;
''Ben Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumak için yardım edeceğim.'' diye bağırarak geldi!
ABD'nin oyun üstüne oyun sergileyerek, bizi tam bir uygar (!) yapmak istediğini şöyle açıklayabilir miyiz?
''Türkiye, bir daha elden gitmesine izin verilmeyecek bir yatırım!''
Acı...
Acının da ötesinde bir gerçek!
Ulusça bu gerçeğin farkına vardığımız gün!
Amerika'nın oyunlarından ve tuzaklarından kurtulmanın yollarını bulacağız...