2014 yılının 6-8 Ekim tarihleri arasında, ülkemizde "Kobani Olayları" olarak anılan Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin çağrısı üzerine, Irak ve Şam İslam Devleti'nin Suriye'nin Halep ilinin Kobani kasabasını kuşatmasını protesto etmek amacıyla Türkiye'nin çeşitli illerinde gösteriler düzenlemiş olup bu saldırılar sonucunda ise birçok kişi yaşımını yitirmişti. Bunlardan biri olan Yasin Börü ve arkadaşları ise, kurban eti dağıttıkları sırada göstericilerin saldırısına uğramış ve katledişmişlerdi.
Yakın zamanda ise mahkeme kararı cezaları belirledi. Buna göre, Selahattin Demirtaş'a 42 yıl, Figen Yüksekdağ'a 30 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata'nın tutukluluk süreleri göz önüne alınarak tahliye edilmelerine karar verildi. Sırrı Süreyya Önder ise beraat etti. Bu karar, özellikle Demirtaş ve Yüksekdağ'a verilen cezaların siyasi bir boyutu olduğu iddialarını beraberinde getirdi. Demirtaş, verilen cezaların siyasi olduğunu belirterek eleştirdi.
Bu kararın ardından, yazarımız Arzu Erdoğral'a konuşan, Yasin Börü'nün annesi
"Kaç yıl verseler de benim acım soğumaz, ben evladımı kaybettim, acım hafiflemiyor. Selahattin Demirtaş evlatlarını görüyor, ailesini görüyor. İlahi adaletin vereceği cezayı bekliyorum. Davaya siyasi demişler. İster adı Özgür Özel olsun ister başka biri olsun fark etmiyor. Onlar hep HDP’nin yanında yer aldılar. Bizi hiç anlamadılar. Yasin’i ve diğerlerini hiç çocuk olarak görmediler, o gözle bakmadılar. Eğer o gözle baksalardı böyle konuşamazlardı. O nedenle dediklerinin hiçbir önemi yok." ifadelerine yer verdi.
