U.T.D.'ye doğumundan sonra solunum sistemi ve sindirim kanalında hasara yol açan genetik hastalık 'Kistik fibrozis' teşhisi kondu. Hastalığın tedavisi için yıllık iki kutu ilaç reçete edildi. Aile, yurt dışından temin edilen ve kutusu yaklaşık 800 bin TL olan ilacın SGK tarafından karşılanması için başvurdu, ancak SGK, ilaç geri ödeme listesinde bulunmadığı gerekçesiyle başvuruyu reddetti. Bunun üzerine aile, avukatları aracılığıyla dava açtı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda, U.T.D.'ye 'Kistik fibrozis' tanısı konulduğu ve dava konusu ilacın çocuk için hayati önem taşıdığı, tıbbi açıdan zorunlu olduğu, iyileşmesine katkıda bulunacağı, mevcut tedavi yöntemlerine göre çok daha etkin ve yararlı olduğu belirtildi.
Mahkeme kararında, Anayasa'nın 'Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı', 'Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması' ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde geçen 'Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur' maddelerine atıfta bulunarak, U.T.D.'nin tedavisinin sürdürülmemesi durumunda ciddi zararın meydana geleceği ve etkin ilacı kullanamama nedeniyle anayasal güvence altında olan sağlık ve yaşama hakkından mahrum kalacağı vurgulandı. Sosyal devlet anlayışına vurgu yapılarak, "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlüdür" denildi.
Mahkeme, davayı kabul ederek, SGK'nın başvuruya ilişkin işlemini iptal etti ve ilacın tedavi boyunca kesinti yapılmadan SGK tarafından karşılanmasına hükmetti.
Davacı ailenin avukatı Eliz Atlı, U.T.D.'ye doğduktan yaklaşık 15-20 gün sonra 'Kistik fibrozis' tanısı konduğunu belirterek, ilacın ömür boyu sürecek bir tedavi planının parçası olduğunu ve yurt dışından özel sipariş usulü ile getirildiğini söyledi. Atlı, SGK'nın tedaviye erişim hakkının karşılanması gerektiğini belirterek, ilacın etkinliği ve güvenilirliğinin kanıtlandığını ifade etti. Mahkeme kararının, çocuğun ömür boyu ilaca erişim hakkını güvence altına aldığını belirtti.