Bir devlet kendi vatandaşını yetiştirirken ne yapar? Mensup olduğu milleti, kendine öğretir. Kim bu millet? Nerden gelmiş? Tarihi nedir? Dili, töresi, inancı, itikadı nedir?

Bir devlet kendi vatandaşını yetiştirirken ne yapar?

Mensup olduğu milleti, kendine öğretir.

Kim bu millet? Nerden gelmiş?

Tarihi nedir? Dili, töresi, inancı, itikadı nedir?

Onu öğretir.

Kendine güveni öğretir ki,

Milletler mücadelesinde geri kalmasın.

***

Tabii ki, Türkiye'yi Türk olmayanlar,

Müslümanlığı düşman bilenler idare ederse,

Biz de olduğu, gibi, cahil, kendini bilmez,

İslam'ı yaşamaz, kendi milletine güvenmez.

Düşmanı olan milletlere karşı aşağılık hissi duyar.

Şu anda, paramparça, birbirini sevmeyen gençlik,

Düşmanı olan Batı hayranı durumuna düşer.

Fulbrigith Anlaşması ile Milli eğitimi ABD büyük elçisine verirsen,

Olacağı budur.

Tabii ki, Türk-İslam davası güden,

Kendi milletini seven, İslam'ı yaşayanları tenzih ederiz.

***

Eğitim, ana okulunda başlar.

Çocuğa önce kendini öğretmek lazım.

Bunun için de, ilk öğretilecek kitap,

Dünyada ilk ansiklopedi olan, Divanı lügat üt Türkü okutmaktır.

1074 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır.

Kitapta Türk ne demek açıp bakalım?

***

Türk: Allah'ın selamı üzerine olsun, Nuh'un oğlunun adı. 'İnsanın üzerinden uzun bir süre geçmedi mi?) (K 76 : 1) Ayetinde Adem'in (sav) adı nasıl insan olarak geçiyorsa, Allah, Nuh'un oğlu Türk'ün evlatlarına seslenirken de bu adı kullanır. Bu ayette genel bir ad, bir kişi için kullanılmıştır. 'Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik. Yalnız inanıp iyi işler yapanlar hariç' (K 95:4-6) Ayetindeki kullanımda bir topluluk adıdır. Zira kimse bu kelimenin kapsamı dışında değildir. Aynı şekilde Türk, Nuh'un oğlunun adı olduğunda bir tek kişiyi bildirir. Oğullarının adı olduğunda, 'İnsan' kelimesi gibi bir topluluğu ifade eder. Çoğul veya tekil olarak kullanılır. Aynı şekilde Rum adı İshak'ın (sav) oğlu Esav oğlu Rum'un adıdır. Oğulları da bu adla anılmıştır.

Biz diyoruz ki Türk, Allah'ın verdiği bir addır. Bize ehli mübarekten, şeyh ve İmam el Hüseyin ibn Halef el Kaşgari dedi. Ona da Garki demiş. İbni Ebid Dünya diye tanınan şeyh Ebu Bekir el mugid el Cercerani'nin ahir zamana dair (el müellif fi ahiri'z zaman) adlı kitabında aktardığı ve isnat zinciri Peygambere (sav) dayanan bir hadise göre, Allahü teala: 'Benim bir ordum vardır, Ona Türk adını verdim, Onları doğuya yerleştirdim. Bir halka kızarsam, Türkleri o halk üzerine musallat kılarım' diyor. İşte Türklerin bütün mahlukattan üstünlüğü şudur : Cenabı hak onlara isim vermeyi kendi üzerine almıştır. Onları arzın en yüce ve havadar yerine yerleştirmiştir. Onlara kendi ordum demiştir. Bunun yanında onların; güzellik, zariflik, incelik, terbiye, hürmet, büyüklere saygı, sadakat, tevazu, haysiyet ve cesaret gibi, her biri sayısız methi mazur gösterecek erdemlerini zikretmeye gerek yoktur.

Kaçan körse anı Türk, Türk kavimleri onu gördüğünde, (onun Türk olduğunu görür)

Ayda anıg aydaçı, Derler ki, şeref

haysiyet,( bu adama) yaraşır.

Mungar tegir ulugluk,

Munda naru keslinur. Ondan sonrası mahrum kalır.

Kelimenin tekil biçimi Türk'ken, çoğulu da böyledir.

Kim sen : Sen kimsin? Sorusunun cevabı, Men Türküm dür.

Türk su (asker)si atlandı. Türk ordusu ata bindi.

***

Şimdi kim olduğunuzu anladınız mı?