Başbuğla Türk dünyasını gezimizde çok önemli olaylarla karşılaştık. Bütün Türk cumhuriyetlerinde siyasi teşkilatlanmalar da vardı. Aşağı yukarı bazı devletlerde Türkçü hareketin genç liderleri vardı.
Başbuğla Türk dünyasını gezimizde çok önemli olaylarla karşılaştık.
Bütün Türk cumhuriyetlerinde siyasi teşkilatlanmalar da vardı.
Aşağı yukarı bazı devletlerde Türkçü hareketin genç liderleri vardı.
Bunlar partiler kurmuşlardı.
Mesela Kazakistan'da Alaş partisi, Kırgızistan'da dirkeliş partisi gibi…
Alaş kelimesi Kazakça Alaş Han dan gelmektedir.
Kurtuluş, yeniden kuruluş manasında bir slogandır.
Kırgızistan'da da dirkeliş yani diriliş partisi vardı.
Yeniden canlanma, milli diriliş manasındadır.
Bazı şair,yazar, gazeteci ve düşünürler milli heyecan taşıyorlardı.
Çünkü, Sovyet emperyalizminin Komünizmi sistem olarak seçmesi,
Bu yüzden İslam'ı ve Türklüğü dışlaması, hatta parçalaması,
Sovyetler'deki Türklere çok acı çektirmişti.
Bilhassa Stalin dönemi uygulamaları, Türk düşünürlerin çoğunu yok etmişti.,
Bu sistemin dağılması, yeni uyanış hareketleri milli yapıyı da harekete geçirmişti.
Yani uyuyan aslanı Türklüğü uyandırmıştı.
***
Bu uyanışlar; Başbuğu kaygılandırdı.
Acaba bir iç savaş mı çıkar?
Büyük bir Türk nüfus ta kayıplar mı doğar diye?
Aynı düşünce Ruslarda da doğmuştu.
Bağımsızlığını kazanan milli devletlerde Rus nüfus, katliama uğrar diye…
Sovyetlerin Ankara büyükelçisiÇernişev, konuyu Başbuğa açtı:
Ne yapmalıyız?
Bilhassa Ukrayna halkı Ruslara karşı hınç besliyordu.
Başbuğ bu konuyu yavaş atlatmak için;
İngilizlerin kurduğu,' İngiliz milletler topluluğu'na benzer bir yapı teklif etti.
Bunun üzerine' Bağımsız devletler topluluğu' kuruldu.
Hatta 'Karadeniz işbirliği teşkilatı' da bu fikirden doğdu.
Ama Ukrayna, Rusların olduğu hiçbir uluslararası teşkilata girmiyordu.
Yani Ukraynalılar, yeniden milletleşme, devletleşme çabası içinde idiler.
Bizimkiler onları ikna etmek istediklerinde;
'Osmanlı devletler teşkilat'ını kurun girelim diyorlardı.
Bunu bazı Balkan devletleri de teklif etti.
Yani Türkiye'nin liderliğini istiyorlardı.
Tabii ki; Türkiye, Batı Dünyasının bir parçası olduğu için;
Batı nasıl Osmanlıdan nefret ediyorsa, Batının Türkiye içindeki gizli teşkilatları da;
Osmanlı sözünü duyunca irkiliyordu.
Yani Türkiye'de bütün devlet ve hükümet başkanları ile,
TSK komuta kademesi de, Ya mason, ya CIA ajanı veya Sabatayistti.
Bu hiç gündeme getirilmedi.
***
İşte bu ortamda yani Sovyetlerin dağılması ile,
Türk cumhuriyetlerinin de başkanları eski komünistti.
Bunlar da Türk milletinin birliği için kuşkulu davrandılar.
Kendi devletleri içindeki, milli uyanışlara izin vermediler. (devam edecek)