TSK ve HTŞ çatışması planlıyorlar!
Türkiye İdlib operasyonunu resmi olarak başlattı. Neredeyse her
siyaset programında haritalar açılmış, uzmanlar şurayı vurursak
şöyle olur, buradan girersek bize yansımaları şu olur, burayı
kuşatırsak şu kazanımları elde ederiz şeklinde tartışmalarla
gündemde yer ediniyor. Bölgedeki aktörleri analiz ederken, düşülen
yanlışlar ve bu yanlışlardan doğan hatalı stratejik analizler,
Maalesef haber ajanslarının idlib haber politikasına da sirayet
etmiş durumda.
Bugün KGB, MOSSAD ve CIA’in çıkarlarına hizmet eden idlib
yayınlarına imza atan Müslüman medya kuruluşları yaptıkları bu
hatanın farkında mıdır? Yoksa bir yerlerden aldıkları emri mi
uygulamaktadırlar? İdlib sulh ve diplomasiyle alınabilecekken,
hatta gerekli görüşmelerde devletimiz tarafından başlatılmışken,
“İdlib operasyonu başladı! Hedef HTŞ”ve “Suriye’nin en büyük
terörist gurubu HTŞ”ibareli başlıklar atan bazı gazeteciler ve
Anadolu’nun yiğitleriyle, idlib’in gençlerini karşı karşıya
getirmek onları çatıştırmak isteyen karanlık elleri milletçe kırmak
bizim boynumuzun borcudur!
ESAS TERÖRİST HTŞ’YE TERÖRİST
DİYENLER
Suriye Muhalefetinin vurucu gücü olarak, direnişin omurgasını
oluşturan muhalif gruplardan Şam’ın Fethi Cephesi, Nureddin Zengi,
Liva el Hak, Ensaruddin ve Ceyşü’l Sünne ve bağımsız direniş
gruplarının birleştiği bir çatı organizasyon (Heyetül Tahrir-i
Şam). Uzun yıllardır Suriye’nin farklı bölgelerinde rejime ve
işbirlikçilerine nefes aldırmayan bu yapılar, içlerindeki bazı
çatlak sesler nedeniyle karalanmaya ve yok sayılmaya başlanmıştır.
Dış güçlerin idaresine girmeyen ve bağımsız olarak Suriye
direnişine katkı sağlayan her gurup bugün batı tarafından terörist
ve radikal İslamcı olarak yaftalanmıştır.
KORKMAYALIM! SURİYE MUHALEFETİNE SAHİP
ÇIKALIM!
Türkiye sahada Suriye direnişine açıkça destek verdiğini her
halükarda dile getirmektedir. Fırat kalkanı operasyonuyla başlayan
Türkiye’nin Suriye operasyonları bunun en büyük kanıtıdır. Fakat
uluslararası arenada Rusya’nın, ABD’nin ve AVRUPA’nın Suriye’deki
muhalif guruplara vurduğu “el kaideci, radikal İslamcı”gibi
yaftalar nedeniyle Türkiye sahada bu guruplara açıktan destek
veremediği gibi, destek verirsem dünya kamuoyunda suçlu durumuna
düşerim tedirginliğinde mevcut guruplara nötr yaklaşıyor.
Bakınız İran. Başta Halep olmak üzere Suriye’nin bir çok bölgesinde
kendi proxsi’si olan (Şii Katliam) şebekelerini hem siyaseten hem
de lojistik anlamda destekliyor ve arkasında duruyor. Bu katliam
şebekelerinin tarifi imkansız kanlı katliamları bu gün internet
sitelerinde, video paylaşım platformlarında boy boy yayınlanıyor.
Buna rağmen İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü
Komutanı Kasım Süleymani ile Sünni çocuk avına devam ederken biz bu
gün, El Nusra aşırıcı mı? HTŞ düşman mı gibi saçma tartışmaların
içerisinde boğuluyoruz. Eğer Bu gün Suriye muhalefeti düşerse
geride ne Ehli sünnet, ne Harici, ne vahhabi nede başka bir yapı
kalacak.