ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık dönemi boyunca ekonomik politikalarının merkezine koyduğu "tarife" (gümrük vergisi) kelimesini en sevdiği kelime olarak tanımladı. Bir konuşmasında, "Tarife, İngilizce’deki en güzel kelime, sevgiden bile daha güzel" ifadelerini kullanarak bu kelimeye olan ilgisini vurguladı.
Ancak Trump’ın bu favori kelimesi, aslında yüzyıllar boyunca farklı diller arasında dolaşmış bir kelime tüccarı gibi. Arapçadan Farsçaya, Türkçeden Latinceye, Fransızcadan İngilizceye uzanan bir serüvenin ürünü.
Kelimenin Geçmişi Ne?
İngilizce'deki tariff kelimesi, Fransızca tarif ve İtalyanca tariffa kelimelerinden türemiştir. Ancak daha da geriye gidildiğinde, kelimenin Osmanlı Türkçesindeki "ta‘rife" (gümrük vergisi cetveli) kelimesinden geldiği görülüyor.
Osmanlıca'da kullanılan bu kelimenin kökeni ise Farsça "ta‘refe" (belirlenmiş fiyat, makbuz) ve en nihayetinde Arapça "ta‘rīf" (tanımlama, bildirme, duyuru, vergi listesi) kelimesine dayanır. Bu kelimenin kökenindeki "ʿarafa" (bilmek, tanımak) fiili, ticaretin temelindeki "fiyat bilme ve belirleme" işlevini yansıtıyor.
Ancak bazı tarihçilere göre, kelimenin kökeni farklı bir hikâyeye de dayanabilir. İspanya’nın güneyindeki Tarifa kasabasının ismi, Müslüman komutan Tarık bin Ziyad’ın ordusundaki Tarıf bin Malik’ten gelir. İlk gümrük vergilerinden biri burada uygulandığı için, kelimenin bu bölgeden türediği de öne sürülmekte.
Trump ve Tarifeler
Trump, ticari tarifeleri ABD ekonomisini koruma yöntemi olarak görse de, ekonomistler bu vergilerin aslında Amerikan ithalatçılar ve tüketiciler için ek maliyet ortaya çıkardığını vurguluyor. Trump’ın en sevdiği kelime olan "tarife", tarih boyunca diller ve imparatorluklar arasında dolaşmış ve nihayet küresel ticaretin değişmez bir parçası haline gelmiş.
Tıpkı ticari mallar gibi diller arasında dolaşan bir kelime olan "tarife", Trump’ın politik söylemlerinde sıkça yer alsa da, kökeni Doğu'nun ticaret geleneklerine ve tarihine kadar uzanan uzun bir serüvenin ürünü.