Tarih yalnızca geçmişin izlerini taşımakla kalmaz, aynı zamanda geleceğe de ışık tutar. Osmanlı'nın son padişahlarından Sultan II. Abdülhamid Han’ın mirası, hâlâ tartışılmaya ve konuşulmaya devam ediyor. Günümüzde bu mirası taşıyan isimlerden biri de onun torunlarından biri… Peki, hanedan mensuplarının gözüyle, Abdülhamid Han’ın bıraktığı izler nasıl okunmalı?

Theodor Herzl Ve Kral Ii. Wilhelm’in Görüştüğünü Simgeleyen Heykel Yafa Filistin Israil

Abdülhamit Kayıhan’ın söyledikleri konuyu tarihçiler çok iyi bilir diyerek söze başlayan Uğurluel; “Abdülhamid Han döneminde, Siyonistlerin, ülkemizden parayla toprak almaya çalıştıkları aşikardı. Theodor Herzl o dönemde girişimlerde bulunarak, Abdülhamid’in arkadaşı Kral II. Wilhelm’i görüşme için aracı yapmaya çalışıyordu. Filistin’deki Yafa’da Theodor Herzl ve kral II. Wilhelm’in görüştüğüne dair heykel bile var orada. Abdülhamid Han onlara toprak vermeyi reddediyor. Ve plan yaparak toprakların satın alınmasını engellemek için, Filistin topraklarını kendi şahsına geçiriyor.”

“Devletler yıkılır ama, şahısların malları baki kalır” prensibini Paris ve bütün dünya uygularken, maalesef sadece Türkiye uygulamamıştır diyerek; “Paris’te Misakı Milli’deki bazı topraklarımızdan vazgeçtiğimiz için, mesela İngiltere’nin Arjantin’de adaları vardır. Bundan vazgeçmediler, vazgeçmiyorlar. Biz vazgeçtiğimiz için, Kayıhan Osmanoğlu’nun söyledikleri doğrudur. Eğer siyaseten Filistin için, Abdülhamid Han’ın şahsı mülkü olarak yürürsek, Türkiye hak iddia edebilir.”

Dünya’daki sisteme de atıf yapan Uğurluel; “Maalesef, dünyada elinizde delil olmasından ziyade güçlü olmanız etkilidir. Türkiye hükümeti’nin kararlılığı Türkiye’nin kaderini belirleyecektir. Trump, Osmanlılar’ın Ermenileri tehcir etmesini kınıyorsunuz ama Filistinlileri tehcir etmeye kalkıyorsunuz. O zaman Ermeni tehcirine de sussunlar. Yalandan soykırım demesinler. O zaman Hitler için de masum diyebilir miyiz? Hitlere de bir şey demesinler.”

61 yıl süren BAAS rejimi’nin sona ermesi gündeme Sultan Vahidettin’in Şam’daki Sultan Selim Camii haziresinde medfun bulunan padişahın mezarının Türkiye’ye nakledilmesini beklediğini belirten Araştırmacı – Yazar Taner Özdemir’in “Bu, tarihi bir vefa borcudur.” Sözlerini sormamız üzerine Talha Uğurluel; “Bence Türkiye’ye getirilmesin. Türkiyede insanlar ikiye bölünmüş durumdalar.  Atatürkçü, Abdülhamidci , şucu, bucu… ben bunlara katılmıyorum. Nihayetinde vefat etmiş insanların hepmizin olduğu gibi başarıları ve sürçmeleri vardır. Sevdiğimiz için en iyi, sevmediğimiz için en kötü diyemeyiz.”  

Sultan Vahidettin’in naşının Türkiye dışında kalması bizim için bir kazançtır diyerek; “Bizim için bir tapudur.” Şeklinde ifade etti. Enver paşanın kabrinin İstanbul’a defnedilmesini de hatırlatan Uğurluel,  “kaç kişi ziyarete gitti? kaç kişi biliyor yerini?” diyerek “Bir gün Suriye turu yaptığınızda, ecdadımızdan birini gördüğünüzde neden İstanbul’da değil de, burada yatıyor sorusunun cevabını, işte bu konuyu orada, yattığı yerde konuşmalıyız.” şeklinde konuştu.

Editör: Fırat DEMİR