SURİYE'DE NE YAPMALIYIZ

Türkiye; Suriye’de öyle bir çamura saplandı ki,

Maddi, manevi, ekonomik, siyasi ve askeri yönden,

Büyük tehlikelerle karşı karşıyadır.

***

Önce bölünme tehlikesi daha da artmıştır.

Sadece PKK ile uğraşırken,

Şimdi de PYD, YPG ve onlara açık destek veren ABD,

Başımıza bela oldu.

İsrail, düşmanlığını ortaya koydu.

İlave olarak, Suudlar, Mısır ve BAE yeni bir askeri blok,

Yeni bir askeri tehdit oluşturuyor.

Bu sorunlara ilave olarak,

Bir de 4 milyon mülteci Türkiye’ye doldu.

***

Bu sorun nerden çıktı?

Ahmet Davutoğlu’nun, Ümeyye camisinde,

Cuma namazı kılma hevesinden oldu.

ABD, Beşar Esad çekilsin diye,

Açıklama yapınca, Türkiye hemen çekil arkadaş dedi.

Suriye’yi karıştırdı.

***

Tabii ki, İran ve Rusya da olaya müdahil olunca,

Ne Esad çekildi, ne Cuma namazı kılındı.

Davutoğlu, bayan Clinton’a çak da yapsa,

Türkiye bir kere belaya bulaşmış oldu.

Türkiye için bölünme riski arttığı gibi,

Bir de Beka meselesi çıktı.

Artık ne yapılmalıydı?

Yeni bloklar oluştu,

Türkiye, İran ve Rusya olaya el koydu.

Çünkü her Suriye görüşmesinde ABD, Türkiye’yi dışlıyordu.

Bu sefer de Türkiye ABD yi dışladı.

Her şey tersine döndü.

***

Bu bataklıktan kurtulmanın yolu,

Türkiye, hatasını kabul edip,

Hatta özür dileyip,

Esad’ın başkanlığına razı olmalıdır.

Yüzbinlerce insanın hayatına mal olan,

Türkiye’nin geleceğini, yani bekasını ilgilendiren bu konuda,

Hatadan dönmek en iyisidir.

***

O zaman Suriye’den Amerika da çekilir, Rusya da…

Hatta biz de çekilelim.

Mülteciler yurtlarına dönsün.

Suriye’de barış meydana gelsin,

O zaman ne PYD, ne YPG kalır?

Ne Amerika kalır? Ne de İsrail?

Türkiye, yeni Astana sürecinde,

Acilen bu girişimi yapmalıdır.

Hatanın neresinden dönersen kardır.

Kuru inat akıllıca değildir.