Ahiliğin Türk kültürüyle ortaya çıktığını izleyicilere aktaran Prof. Dr. Hüsamettin Erdem 'Ahilik dediğimiz zaman da aklımıza kesinlikle 1071 geliyor, Sultan Alparslan geliyor. Çünkü Malazgirt Savaşı'yla malum olduğu üzere Alparslan Anadolu kapılarını Türklere açmış oldu. İşte Anadolu Selçuklular dönemi diye nitelendirdiğimiz dönemi şöyle bir ne diyelim gözden geçirdiğimizde burada birtakım kurumlar oluşuyor. İşte bu kurumlardan birisi Ahilik. Ve Osmanlı diye nitelendirdiğimiz yine bu Türk devlet anlayışının bir devamı olarak varlığını sürdüren ve o Osmanlı fikrini oluşturan, onun altyapısını oluşturan anlayışın altında da gene bu Selçuklu ruhunu oluşturmuş olan Ahilik bir çeşit Osmanlı'nın da kuruluş temelini oluşturuyor, ortaya koyuyor. Dolayısıyla ve baktığımız zaman da Ahilik aslında sosyal, kültürel ve iktisadi yanı olan tamamen Türk patentiyle oluşmuş, tamamen Türk düşüncesiyle örf ve geleneğiyle oluşmuş. Ama biraz sonra arka planında bahsedeceğimiz İslam inanç, ahlak ve aynı zamanda değerlerinin yatmış olduğu bir kurum olarak bundan bahsedebiliriz. Bu sebepledir ki Türk kültür ve medeniyet tarihi açısından baktığımızda Ahilik çok önemli bir yere sahip.' ifadelerini kullandı.

"AHLAKİ YAPININ KORUNMASI İÇİN ÖNEMLİ BİR KURUM"

Ahiliğin toplum düzeni üzerindeki önemine vurgu yapan Erdem 'İslam'ın değerlerini Ahilik kendisine temel esas ilke alıyor ve özellikle de toplumdaki dini ve ahlaki yapımın korunması noktasında ve toplumsal barışı sağlama ve bunu sürdürme noktasında yine devlet ve millet bütünleşmesi noktasında çok bize örneklik teşkil edebilecek önemli bir kurum.' diye konuştu.

Ahiliğin hayatın tamamına sirayet etmesi gerektiğini söyleyen İstiklal Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Ömer Akdağ 'Şimdi siz konuşmaya başlarken mukaddime de şöyle bir ifade kullandınız. Aylık haftasındayız bunu bir yıl bunu tatbik etmeliyiz idrak etmeliyiz kutlamalıyız. Halbuki bir haftalık dediniz ben de diyorum ki bir ömür boyu olması lazım bir yıl da yetmez bizim için bir hayat nizamıdır bu. Hatta şöyle diyebiliriz; bugünlerde de bir sıkıntılarımız var dünyada da var bizde de sıkıntı var. Bu sıkıntıdan kurtulmak için bir bahara ihtiyacımız var şöyle denebilir herhalde Ahilik Türk'ün baharı olmalıdır' diye konuştu.

"AHİLİK ANLAYIŞINI SOSYAL YAPIDA OLUŞTURMALIYIZ"

Ahiliğin ticaretteki önemine vurgu yapan Akdağ 'Günümüzde pazarlık yaparız değil mi hocam? Pazarlık diye bir bizde bir gelenek var. Genellikle kurban bayramlarında ortaya çıkar. Çünkü Kurban Bayramı bir ibadettir manevi bir ibadettir. Pazarlık yaparız. Peki pazarlık nedir? Pazarlık sizin de bileceğiniz gibi herkesin de bileceği gibi karşılıklı alıcı ve satıcı arasında fiyatta mutabakata varmak ama aşağı indirerek mutabakata varmaktır. Satıcı bir fiyat söyler alıcı o fiyata aşağı çekmeye çalışır buna pazarlık diyoruz. Bu pazarlık değil ahilikte bu pazarlık değildir. Ahiliğin vermiş olduğu anlayıştaki pazarlık şudur; Karşımızda satıcı var diyelim ki Hüsamettin hocam örnek vereyim. Hüsamettin hocam Ordulu. Diyelim ki fındık firması var. Hüsamettin hocam kaç para verdiler fındığa 95 TL verdiler değil mi? Ben alıcıyım, hocam satıcı firma. Ben müşteriyim hocam diyor ki kilosu 95 TL. Ahilikte ben diyorum ki Hüsamettin o 95 değil 98 hatta 100 olabilir diyorum ben müşteri olarak. Hüsamettin hocam diyor ki hayır maliyeti bu diyor. Ben diyorum ki belki maliyeti daha yüksektir diyorum ben. işte ahilikte böyledir aşağı doğru çekmek değil. Peki bunun arka planında ne var niye böyle yapıyor Ahilik? sebep şu kul hakkı meselesi var kul hakkı. Kul hakkı çok önemli. Çünkü Ahiliğin beslendiği kaynak İslam yani Kur'an-ı Kerim ve sünneti seniyye. Böyle olunca ben ne kadar aşağı doğru çekerim ne kadar kırpabilirim diye düşünmüyorum ahilikte. Ben fazla vereyim diyorum yani belki öyledir benden gitsin, benim alacağım olsun diyorum. Biz bu anlayışı sosyal yapıda oluşturabilirsek meseleyi kökten ve çok meseleyi çözeriz' ifadelerini kullandı.

Ahilikte ticareti öğrenmenin yolunun İlmihal'den geçtiğini söyleyen Akdağ 'Bunu nasıl temin edeceğiz. Ben diyorum ki ilmihal öğrenerek. İlmihali küçümsemeyelim. Mesela şöyle bir bilgi de var; Anadolu'da alışveriş meselesi ilmihal meselesi demektir. Hal ilmi yani ilmihal hal ilmi. Davranış bilimi olarak da anlayabilirsiniz.' dedi.

Prof. Dr. Ömer Akdağ Ahilik anlayışında gücün haklının yanında olduğunun altını çizdi. Akdağ 'Ahilikte Haklı olan güçlüdür. Biz bunu temin etmemiz lazım yani iktisadi yapımızın sosyo-ekonomik yapımızın özüne bu anlayışı getirebilirsek meseleyi kökten çözeriz diye düşünüyorum' ifadelerini kullandı.

Akdağ. Ahiliğin dinin ve hayatın bir bütün olduğu felsefeye sahip olduğunu belirterek 'Ahilikteki sosyoekonomik meselede hayat bir bütündür. Din dünya diye ayrım yapılmaz. Hayat bir bütündür. Din dünya ayrımı yapılmaz bu şu demektir. Yani kişi her davranışından sadece burada değil inanmış olduğumuz öbür alemde de hesap verecek. Böyle olunca yanlış yapma ihtimali olabilir ama asgariye iner. Dolayısıyla hayat bir bütündür ahilikte.' dedi

"HELAL LOKMA ÇOK ÖNEMLİ"

Ahiliğin 3 temel prensibini aktaran Akdağ şu ifadeleri kullandı; 'Temel Prensip olarak üç temel prensipten bahsedilir iktisadi yapı olarak. Bir helal lokma. Mesela ne demektir helal lokma? Çok kullanıyor bizim işletmeci arkadaşlar bu kavrama ben onu tenkit ediyorum, sonuç odaklı diyorlar. Sonuç odaklı yaklaşımı iyi anlamak lazım. Ahilik de sonuç odaklı yaklaşım çok uygun görülmez. Ne demek sonuç odaklı yaklaşım? Yani sonuca ulaş nasıl ulaşırsan ulaş Bu uygun değil. Her yol mübah, tabi o olabilir, tabi gayrı olabilir, onu asla uygun görmez Ahilik. Elbette sonuca ulaşmak isteyebiliriz. İstemeliyiz. Ama o usul de çok önemlidir. Hani derler ya usul olmadan vusul olmaz. Yani teknik olacak bir şey olacak, ona göre ulaşacaksınız helal lokma çok önemli.

İki siftah prensibi vardır. Nedir siftah? Siftah kelimesi Arapça bir kelimedir. Fetih kelimesine sin getirilmiş siftah ahalini getirilmiş. Açmak demektir esasen. Ticarette uygulamadaki anlamını söyleyelim. Uygulamada ticarette, sabahleyin ilk alışverişe siftah deniyor. Şimdi siftah nedir, siftah şöyle anlıyoruz şöyle anlatıyoruz. Müşteri geldi, alışverişini yaptı, alacağını aldı, vereceğini verdi rızalaştılar. Sonra ikinci bir istekte bulundu dükkan sahibinden. Dükkan sahibi diyor ki ben siftahımı yaptım sizin istediğiniz ürün falanca arkadaşlarda var git ondan al. Ne demektir bu? Karı paylaşmak demektir, dayanışma örneğidir.

Üçüncü temel prensip ahilikte, kalite. Üretim mi yapacaksın? En iyisini yapacaksın, en mükemmelini yapacaksın. Arka planında ne varsa sahip olarak. Biraz önce söylediğim yine kul hakkı meselesi olur. En iyisini yapacaksınız. Mesela bu anlayıştan hareketle denir ki ahilikte üretim alabildiğin kadar üret ama tüketimde tevazu. Bu da aynı zamanda nefisle mücadele anlamına geliyor. Kendi kendinizde mücadele anlamına geliyor. Üretebildiğiniz kadar üretin ama tüketimde tevazu ihtiyacı var. Bu üç prensip ahilikte çok önemli.'

"ABARTIDA ALDATMA VARDIR"

Ahilik kavramında ekonominin tarifini yapan Prof. Dr. Ömer Akdağ şöyle konuştu; 'Hepimiz biliriz iktisatta, ekonomide, işletmede ekonominin tarifi yapılır. Farklı tarifler vardır ama ana hatlarıyla şöyle bir tarif yapılabilir diye düşünüyorum ben. Denir ki 'sınırsız ihtiyaçların sınırlı imkanlarla karşılanması' iktisatta böyle tarif edilir. Bu tarifte bir problem var problem şu sınırsız olan acaba ihtiyaç mı ihtiras mı? Ahilik bunu kökten çözüyor, sınırsız olan ihtiyaç değil ihtirastır biz ihtiras meselesini çözersek, o da tezkiye-i nefs anlamına geliyor, yani inançlarımızı kültürümüzü kadim değerlerimizi yakalayabilmek demektir.

Bazı meslekler var çok tercih edilmeyen bir tanesi de tellallık mesleği, bugünkü ifadeyle reklam. Tercih edilmez. Neden? Önce reklamın tarifini yapalım niye reklam tercih edilmez bunun tespitini yapalım. Şunu biliyoruz iktisatta ekonomide reklam bir ürünün satılması ve tanıtılması için muhatapların beğenisini, tercihini temin etmek için yapılan faaliyet. Biz buna reklam diyoruz. Şimdi ahilikte itiraz edilen şurası; ürünün, mamulün tanıtımına bir şey demiyoruz. Elbette bir şey üretiyorsanız bir mamulat varsa tanıtacaksınız, itiraz şurası beynine sunarak onun tercihini çeldirmek buna itiraz ediliyor. Yani orada mübalağa var, abartı var itiraz buraya. Abartıda da aldatma vardır. Ayrıca propaganda var. Mesela propaganda meselesine Ahilik çok farklı bakar. Günümüzde seçimlerde propaganda falan yapılıyor ama esasen propagandayı ilk olarak ortaya koyan kilisedir. İslam'da propaganda yoktur. Biliyorsunuz İslam'da tebliğ vardır. Anlatırsınız muhatabı alır veya almaz ama olduğu gibi anlatırsınız buna tebliğ diyoruz biz. Propaganda böyle değil. Propaganda olduğundan farklı gösterme. Mesela bunun arkasında bir şey daha var kul hakkı meselesi yine gelir buraya. Aldatıyorsunuz çünkü insanları. Ahilikte bu çok önemli. Evet şimdi demek ki ekonominin tarifini böyle anlattık. Yani ekonomide Ahilik kökten çözüyor ihtirası frenle. Elbette üreteceksiniz çok kazanacaksınız çok kazanmaya itiraz yok ahilikte çok kazananın ama meşru kazanın, paylaşmak kaydıyla kazanın.'

Ahilik kültürüne dönebilmenin, doğru yaşam sürebilmenin nasıl olacağını aktaran Akdağ 'Önce bir teşhis yaptık doğru yapabilirsek tedavisi mümkün olur. Şüphesiz mesela benim ya da bizim gibi hocalarımızın tespitlerinden birisi şu; biz köklerimizden uzaklaştık. Bu tespiti yapalım bir vaka bu yani. Kim yaptı ona girmeyelim ama uzaklaştık ortada her şey. O halde bu uzaklaşmanın, nereden uzaklaştığımızı tespit edelim. Sonra uzaklaştığımız yere yaklaşmaya çalışalım. Mesele bu. Peki ben diyorum ki iki meselede şu anda sıkıntımız var bizim. Bu iki meseleyi çözmeye çalışırsak elbette kısa sürede bu olmaz ama sosyal meseleler uzun bir dönemi için alır. Bunu yapmaya çalışalım. Bir, biz kendi kültürümüzle alakalı bizim kültürümüzü bize yansıtan dili bozduk, lisanımızı bozduk. İletişim diyoruz ya buna, iletişim yapamıyoruz bozduk çünkü. Biliyoruz ki dil sadece günlük iletişimi sağlayan bir vasıta değildir. Bize geçmişten bilgi kültür medeniyet taşır. Biz bunu bozduk. Önce bunu tamir etmeye çalışmamız lazım. Yani mevcut lisanımızı korumaya muhafaza etmeye çalışmamız lazım.

İkinci husus beslenme problemimiz var. Yani midemizi ve ruhumuzu beslenme meselesi var. Şimdi ruhumuzu besleme uzun ve derin bir mesele ona şimdi girmeyeyim ama gıda ile alakalı da ciddi sıkıntılarımız var. Hangi gıdayı almamız gerekir, neyi ne kadar almamız gerekir. Şişmanlık meselesi var, obezite dünyayı perişan etmiş bizi de öyle perişan ediyor. Hangisi helal, hangisi helal değil hani her kanuni olan inancımıza uygun olmayabilir. Yasal olabilir ama işte o ilmihal dedim ya ilmihal meselesi çok önemlidir. Yani bizim inancımıza göre neyi ne kadar, nasıl o davranış bilimi meselesine iyi halletmemiz lazım.'

"MESLEK ÇOK ÖNEMLİ"

Ticari ahlakın haksız rekabetin önüne geçilebilmesi sömürü düzeninin son bulabilmesi ve gelir dağılımının daha adil olabilmesi adına açıklamalarda bulunan Akdağ, 'Şimdi ne yapılabilir meselesi teşhisten geçtiğini söylemiştik. Şöyle bir bilgi var bizim ahilikte, ahiliğe giriş şartları var. İki temel şartı var ahiliğe girişin, birisi Müslüman olmak. Sonra bu Müslüman olmak biraz daha genişletiliyor Osmanlı'nın son döneminde ama daha önemli bir şey var. Her ahinin mutlaka bir meslek sahibi olması lazım. Meslek sahibi şimdi günümüzde meslek sahipliği var. Fakat günümüzde olmayan, ahilikte var olan bizim hatırlamamız ve süratle hayata geçirmemiz gereken bir husus var. Şimdi söyleyeceğim husus sanayinin şu andaki en büyük sıkıntısı. Sanayici çırak bulamıyor, sanayici kalfa bulamıyor. İşte Suriyeliler Afganlar çalıştırıyor. Öyle zaman zaman gündeme geliyor Suriye meselesi. Gündeme geldiğinde ahilikte meslek çok önemli. Meslek değiştirmek o kadar çok ağır hakarete maruz kalır ki meslek değiştiren değiştiremez. Mümkün olduğu kadar neredeyse imkansızdır ahilikte ustalık çok önemlidir. Yani mesleği icra edebilmek çok önemlidir. Mesela ahilikte bir Hiyerarşi vardır. Mesleği öğrenirken yiğit diye başlar. Yiğit herkestir. Sonra yamak sonra çırak yukarıya doğru sayıyorum. Aşağıdan yukarıya doğru; çırak, kalfa ve usta. Şimdi esasen İslam'dan besleniyor Ahilik. Sünnet ve Kur'an'dan besleniyor. Şimdi de öyle, suç şahsidir fakat ahilikte çırak bir kusur bir suç işlediği zaman çırak değil usta itham edilir. Bu neyi gösterir, usta çok dikkatli olur çırak daha çok dikkatli olmak zorunda. Şimdi çözüme gelelim, çözüm bir sanayide biz eğer personel eksikliği hissediyorsak Ahilik anlayışını tekrar hatırlamak mecburiyetindeyiz. Şimdi bir başka husus emek meselesi, şu anda en büyük sıkıntı bu. Emek alamıyoruz diyorlar insanlar, emeğimizin karşılığını alamıyoruz diyorlar. Ahiret sisteminde şöyle prensip vardır, mesela başka sistemler var işte Sosyalist sistemler falan emeklilikten bahseder ama İslam kadar Ahilik kadar emeğe değer veren başka bir sistem yoktur ve olamaz. Ayeti kerime var 'Sizin sayenizden başka hiçbir şey yoktur' buyuruyor Cenab-ı. Emek çok önemli olduğu için peygamberimiz bir ara şöyle bir ifade kullanmışlar musafaha yaparken Ashab-ı Kiram ile birlikte Muaz ibn-i cebell'in elindeki nasırlar Peygamberimizin eline temas etmiş. Nasır çalışınca elde gelen sertlik biliyorsunuz. Öyle olunca Peygamberimiz o nasırlı eli alıyor öpüyor ve Ashab-ı göstererek buyuruyor ki 'Bu eli cehennem yakmaz' Ne demek bu? Emeği verilen değerin en çarpıcı örneğidir. Bir başka örnek yine sevgili peygamberimizle alakalı toparlıyım. Şimdi Peygamberimiz sohbet yaparken hızlı hızlı bir genç geçiyor önlerinden. Şöyle düşünüyorlar 'Ya şu dünyalık işi' için falan kendi aralarında böyle diyorlar Peygamberimiz buyuruyor ki 'Hayır öyle demeyin eğer o kişi ailesini meşru olarak kazanmak için gidiyorsa o ibadet gibidir.' Biz bu anlayışı temin etmek mecburiyetindeyiz. Yani Ahilik bizim Temel prensibimiz Türk'ün Müslüman Türk'ün baharı olması gerekir diye düşünerek sözümüzü tamamlamış olduk.' dedi.