Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, haftalık basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bakanlık kaynakları, terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı sonrasında terör örgütünün kendini feshine ilişkin olarak, şöyle konuştu:

"TERÖR ÖRGÜTÜ KONGRE TARİHİNİ BİR AN ÖNCE AÇIKLAMALI"

"Terör örgütü tüm uzantılarıyla birlikte faaliyetlerine son verdiği, kendini feshettiği, koşulsuz olarak silah bıraktığı, silahları teslim edeceği kararını alacağı kongre tarihini bir an önce açıklamalıdır".

 Bakanlık kaynakları, Suriye’deki son duruma yönelik sorular üzerine şu ifadeleri kullandı:

“Suriye’nin savunma kapasitesinin geliştirilmesi, yeniden inşası ve kalkınması kapsamında askeri, ekonomik, siyasi, insani ve sınai alanlarda çok sayıda işbirliği yapılmasına yönelik temaslarımız devam etmektedir. Suriye’nin aciliyet gerektiren ihtiyaçlarının tespiti ve çözümü noktasında karşılıklı olarak Savunma Bakanlıklarında askeri danışman/irtibat personeli görevlendirilebilir. Suriye halkının refahı, istikrarı ve güvenliği bağlamında Türkiye olarak her türlü desteğe hazırız ve bunun için çalışıyoruz. Daha önce ifade ettiğimiz gibi Suriye’de görev yapan unsurlarımızın gelişen yeni durumlara göre konuş değişiklikleri söz konusu olabilir demiştik. Bu kapsamda faaliyetlerimiz devam etmektedir.

"MUHATAPLARIMIZA İLETİLMİŞTİR"

Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz hafta Sayın Bakanımız, Dışişleri Bakanımız ve MİT Başkanımız Suriye’ye bir ziyaret yapmışlardı. Bu ziyaret de tamamıyla Suriye’nin tamamında istikrar ve güvenliğin tesis edilmesi için bizim onlara sağlayabileceğimiz desteği görüşmek üzere yapılan bir ziyaretti. Burada da bölgesel güvenliğe yönelik son gelişmeler ele alınmıştır. Ayrıca Türkiye olarak, Yeni Suriye Hükümetinin SDG ile vardığı mutabakat ile ilgili sahada yapılması gerekenlere yönelik beklentilerimiz ve çekincelerimiz muhataplarımıza iletilmiştir.”

“GIPTA İLE TAKİP EDİLMEK”

Bakanlık kaynakları, Avrupa Güvenlik Mimarisi ve Türkiye’nin katkılarına ilişkin sorulara şu yanıtları verdi:

“Ülkemizin Avrupa güvenlik mimarisindeki yeri Avrupa’nın beklentilerine göre değil, milli hak ve menfaatlerimize göre belirlenecektir. NATO ve AGİT üyesi, AB’nin ise aday ülkesi olarak ülkemiz; jeostratejik konumu, gelişen savunma sanayisi, bölgesel krizlerin çözümünde üstlendiği önemli rollerle Avrupa güvenlik mimarisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sayın Bakanımızın da vurguladığı gibi ‘Ordumuzun sahip olduğu yüksek operasyonel tecrübe, muharebe kabiliyeti ve modern teçhizat kapasitesi pek çok ülke tarafından gıpta ile takip edilmektedir.’

Üstün nitelikli personeli ve sahip olduğu yüksek teknoloji ürünü silah sistemleri ile etkin, caydırıcı ve saygın niteliklerini her geçen gün daha da artıran,
Kazandığı imkân ve kabiliyetler ile gücüne güç katan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz güvenlik mimarisinin yeniden şekillendiği bu süreçte bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrar için vazgeçilmez bir aktör hâline gelmiştir.
Bu çerçevede; ülkemiz Avrupa güvenliğine de millî hak ve menfaatlerimize uygun olarak gereken katkıyı sağlamaya devam edecektir.”

İngiltere'deki güvenlik şefleri toplantısı

Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, İngiltere Başbakanı’nın Londra’da gerçekleştirdiği Güvenlik Şefleri Toplantısı ile ilgili sorulara şu yanıtı verdi:

“Genelkurmay Hârekat Başkanlığı koordinatörlüğünde Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları temsilcilerinden oluşan bir heyet 20 Mart 2025 tarihinde İngiltere’de icra edilecek olan Ukrayna Güvenlik Sempozyumuna (UKRAINE SECURITY SYMPOSIUM) katılmaktadır. Önümüzdeki süreçte yapılabileceklere ilişkin görüş alışverişi yapmaya yönelik bir toplantı. Ukrayna’ya bir barış gücü gönderilmesi için şuan erken. Öncelikle ateşkesin sağlanması, ondan sonra da görev tanımı belirlenmiş bir misyonun hangi esaslar çerçevesinde oluşturulacağının belirlenmesi gerekmektedir. Akabinde hangi ülkenin ne kadar katkı sunacağının ortaya konulması gerekmektedir. Henüz belli bir zemine oturtulmamış bir öngörü üzerinden değerlendirme yapmak doğru değil.”

F-35, CAATSA, F-16 VE EUROFİGHTER

Bakanlık kaynakları F-35, CAATSA, F-16 ve Eurofighter konularındaki son duruma ilişkin sorular üzerine de şunları söyledi:

“F-35 uçağı tedarikine ilişkin olarak S-400 silah sisteminin tedarik edilmesi gerekçe gösterilerek ABD tarafınca yürürlüğe konulan CAATSA yaptırımları nedeniyle ülkemiz F-35 programından hukuksuz olarak çıkarılmıştır. Biz müttefiklerin birbirine yaptırım uygulamasını doğru bulmadığımızı defaatle ifade ettik. CAATSA yaptırımlarının kaldırılması durumunda F-35 tedarik sürecine geri dönülmesi değerlendirilecektir.

F-16 Blok 70 uçağı tedarik projesinde sürecin devamına yönelik faaliyetler ABD’li paydaşlar ile koordineli olarak yürütülmektedir.

Eurofighter Typhoon uçağının tedariğine yönelik, BAE Systems firmasından alınmış olan resmî fiyat teklifi değerlendirilmekte olup Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı ve BAE Systems temsilcileri ile koordinasyon faaliyetlerine devam edilmektedir.”

21 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Düzenlenen toplantıda terörle mücadelede son bir haftalık bilanço da açıklandı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, terörü kaynağında yok etme stratejisi çerçevesinde sürekli ve kapsamlı olarak operasyonlar gerçekleştirdiği belirtildi.

Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyi dahil, son bir haftada 21 teröristin etkisiz hale getirildiği açıklandı.

Bilgilendirmeye göre; 1 Ocak tarihinden bu yana etkisiz hale getirilen terörist sayısı 523'e yükseldi.

Son bir hafta içerisinde 3'ü terör örgütü mensubu olmak üzere 70 şahıs yakalandı.

Böylece, 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlardan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı bin 86, hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 15.025 oldu.

"İSRAİL, ULUSLARARASI HUKUKU BİR KEZ DAHA AYAKLAR ALTINA ALMIŞTIR"

Milli Savunma Bakanlığı Basın-Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, Gazze'deki gelişmelere ilişkin şu bilgileri verdi:

"İsrail, Gazze’ye yönelik yoğun saldırıları yeniden başlatarak uluslararası hukuku ve insani değerleri bir kez daha ayaklar altına almıştır. Tüm uluslararası kamuoyu kalıcı barış ve ateşkes beklerken İsrail’in savunmasız ve masum Filistin halkına yönelik yeni bir katliama girişmesi, Gazze sakinlerini göçe zorlayacak adımları ısrarla dillendirmesi bölgesel ve küresel istikrara zarar vermeye devam etmektedir. Küresel huzur ve barışın temini, uluslararası toplumun yaşanan bu vahşete karşı kararlı bir duruş sergilemesiyle mümkün olacaktır"

Kaynak: HABER MERKEZİ