Türkiye'de ilk kez yapay zeka destekli olarak Cumhuriyet'in değerlerini, kurtuluş mücadelesini, Atatürk ilke ve inkılaplarını dijital bir deneyimle sunması planlanan tünelin açılışını Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş gerçekleştirdi.
“SÖYLEYEMEYENLERE İNAT, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuşma yapan ABB Başkanı Mansur Yavaş, “Bugün Cumhuriyetimizin 101. yılı nedeniyle düzenlediğimiz Cumhuriyet tünelinde sizleri ağırlayacağız. Öncelikle ben de iki gün önce gerçekleşen terör saldırısını tekrar tekrar lanetliyorum ve hiçbir haklı davanın, adam öldürmenin bir amacı olduğunu söyleyemeyiz. Katil katildir kim olursa olsun ne olursa olsun insan canı alan herkese katil gözüyle bakmamız lazım ve bu nedenle inşallah ülkemizin huzur bulacağı günleri de temenni ediyoruz. Atatürk ve silah arkadaşlarının, Nene Hatun'un, Şerife Bacı'nın, Kara Fatma'nın ve terör karşısında ülkeyi böldürmemek için canlarını veren şehitlerimizin kahramanlık hikayeleri bize güç veriyor, şeref veriyor. Asla unutmayacağız. Bizler Atatürk'ün Cumhuriyet'i ve ülkeyi emanet ettiği nesiller olarak ülkemizin sınırlarının başka devletler tarafından çizilmesine, bütünlüğümüze uzanan ellere karşı aynı milli mücadelede olduğu gibi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden giderek asla izin vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Aynı kararlılıkla Cumhuriyet'imize sahip çıkıyor ve tekrar ediyoruz; yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın Cumhuriyet ve söyleyemeyenlere inat, ne mutlu Türküm diyene" diye konuştu.
Programın sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Mansur Yavaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrısının ardından başlayan "yeni çözüm süreci" iddialarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Bir başkasına karşı işlenen suçu birisinin affetmesi gibi şeyler mümkün değildir. Toplum bu konuda çok acı çekmiştir.” Diyen ABB Başkanı Yavaş şöyle konuştu, "Her seferinde insanın aklının hayalinin almadığı açıklamalar var. Ben bu tür açıklamalara katılmadığımı söylerim. Hukuk devletiysek, yapılan her şeyin hukuka uygun olması gerekir. Varsa bu konuda plan proje, vekillerin bunu Meclis'te tartışması gerekir. Ayrıca bu da yetmez; bazı şeylerin halka da sorulması lazım. Bir başkasına karşı işlenen suçu birisinin affetmesi gibi şeyler mümkün değildir. Toplum bu konuda çok acı çekmiştir. Ortak yaşama iradesi olmasaydı bu toplum çoktan ayrışırdı. Bunların toplumdaki ortak yaşama iradesini yaraladığını düşünüyorum. Kim hangi grubun temsilcisidir, neye göre temsilcidir, bu yetkiyi kimden almıştır, bu kime sorulmuştur, bunların hepsi tartışma konusudur. Varsa böyle bir plan, proje bunların hem halka iletilmesi, hem de Meclis'te grubu olan partilerle paylaşılması lazım.”
"KİMSE KENDİ BAŞINA KARAR VEREMEZ"
Dışarıda hazırlanan bir proje varsa ve biz buna alet ediliyorsak, elbette biz buna karşıyız. Ne sınırlarımızın değişmesine ne de üniter yapımızın değişmesine asla izin verilemez. Bu konuda hiç kimsenin de kendi başına karar vermesi mümkün değildir. Buna karar verecek Türk milleti ve onların temsilcisi milletvekilleridir.
“MEŞRUİYET ANCAK VE ANCAK TBMM'DE ARANIR”
Ben bekliyorum önümüzdeki grupta bir el yükseltilip ne denilecek, gerçekten merak ediyorum. Çünkü hiç beklemediğimiz hadiseler. Dün yayınlanan bir rapora göre toplum bu talepten oldukça incindi. Hem Türk mahkemelerinde hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce verilmiş kararla terörist başı ve terör örgütü lideri olduğu kabul edişmiş ve cezası onanmış birisinin muhatap alınması gerçekten Türkiye'deki hukuk sistemine aykırıdır. Bence bunun tartışılması lazım. Meşruiyet ancak ve ancak TBMM'de aranır. Göreceğiz; önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir şeyler TBMM'ye gelecektir.
"İLK 4 MADDE TARTIŞMASI BU GÜNLERİN HABERCİSİYDİ"
Anayasa'nın ilk 4 maddesinin yavaş yavaş, olumlu-olumsuz denilerek tartışılmaya açılması, zaten bu günlerin geleceğini gösteriyordu. Ama ben Türk milletinin bu kadar kanlı terör eylemlerine rağmen, komşuluk ilişkileri, iş yerlerindeki ilişkileri ve bunun sonucu ortak yaşama iradesinde herhangi bie eksiklik görmedim. Eksiklik görenler terör örgütünün uzantılarıdır. Toplumumuzda ne bir anayasa değişikliği talebi vardır, ne de bu konularda bir rahatsızlık vardır. Rahatsız olanlar, rahatsızlığı kendisinde aramalıdır."
BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISINA ERDOĞAN NEDEN SESSİZ?
Gazetecilerin "Bahçeli'nin çağrısı karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sessizliği var. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?" sorusuna Mandur Yavaş, "Bunu da görüyoruz evet. Biliyorsunuz, hükümete yakın gazetelerde 'Öcalan'ın yeri İmralı'dır' şeklinde başlıklar çıktı. Bu başlıklar durup dururken atılmaz. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bugüne kadar bu konuda hiçbir şey söylememesi sanki bir başka kanadın harekete geçirildiğini gösteriyor. Bunlar ulu orta konuşulacak şeyler değildir. Varsa bir şey Meclis'teki bütün partilerin grup başkanvekillerinin yan yana gelip tartışması, daha sonra da bunların toplumun önüne getirilip tartışılmasında fayda var.”
ÇÖZÜM SÜRECİ HATIRLATMASI: 800 KADAR ASKER VE POLİSİMİZİN KANI HALA ORADA DURUYOR
“Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM'ye gelmeli, daha sonra Türk milletine sorulmalıdır” diyerek 800 şehit verilen çözüm sürecini hatırlatan Başkan Yavaş şöyle konuştu, “Daha önceki çözüm sürecinin başarısız olmasının en büyük nedeni; iki kişiden başka hiç kimse plan nedir bilmiyordu. Bu nedenle başarıya ulaşmadı, çözeceğiz derken daha da bozdular. 800 kadar asker ve polisimizin kanı hala orada duruyor.
“YENİ MACERALARA GEREK YOK”
Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM'ye gelmeli, daha sonra Türk milletine sorulmalıdır ve öyle karar alınmalıdır. Onun dışında hiç kimsenin bu konularda hiçbir yetkisi yoktur. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı'na da Sayın Bahçeli'ye de bu yetkiyi halk vermiştir. Türk milleti her şeyin üzerindedir. Ben de dahil, Sayın Cumhurbaşkanı da milletvekilleri de halktan alınan vergilerle maaşını alan birer memurdur. Kendi başına, sadece kendi kararlarıyla Türkiye'ye kimsenin bir şey dayatma hakkı yoktur, son söz Türk milletine aittir."
NE OLMUŞTU?
1 Ekim'de Meclis'in yeni yasama yılı açılışında DEM Parti'lilerle tokalaşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrı yaparak, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın" demişti