Kur’daki artışın etkileri
Dolar yükseldikçe, kişi başına isabet eden gelir düşer. Eylül ayında kişi başı gelir 9.243$ iken kur 3.30₺ olduğunda bu 8.402$'a düştü. Bizdeki hesaplama ne şekilde yapıldıysa ,milli gelirimiz ortalama 11 bin dolar civarında çıktı.Üstüne üstlük OECD bizi ‘’Yüksek gelirli ülkeler ‘’ statüsüne yükselti.Anlaşılır gibi değil.Anlamaya çalışsak da gece uykusunu kaçırırız.
Enerjide, petrol ve doğalgaz fiyatlarında dışa bağımlı olduğumuzdan maliyetler artar. Benzin, ulaşım ve ısınma giderleri zamlanabilir. Nitekim artışları da görüyoruz. Elektronik cihazlarda, otomotiv sektöründe ve ithalatı yapılan birçok üründe fiyat artışları muhtemeldir. Bu artışlar enflasyonu tetikler. Gıdadan kiraya temizlikten giyime hayatımızdaki birçok kalemi ilgilendirir ,kurdaki her 1 kuruşluk artış. Ekmek fiyatlarına artış olmayacağını açıkladık fakat genel olarak çoğu ilde ekmeğe zam geldi. Sadece bir örnek diyelim. Türkiye 1000 metreküp doğalgaz için; İran’a 431$ Rusya’ya 377$ Azerbaycan’a 290$ ödüyor Dolardaki her 1 kuruşluk artışın sonucu gayet açık. Son olarak kamu ve özel kesim dış borç stokumuz 421. 5 milyar$ Yani kur artışının etkileyeceği en önemli kalemlerden biri de dış borcumuz.? Sayılar milyara kadar çıkınca dış borçta ne kadar etkiler ,varın onun hesabınıda siz yapın.
Üreten bir sisteminiz yok ise 1 dolar 1 TL’ye eşit olsa bile bir işe yaramaz. Şu da bir gerçek, ülkemize dolar üzerinden bir küresel operasyon yapılmak isteniyor. Bu durumdan ders çıkartmalıyız.Bu durumu fırsata çevirmek elimizdedir.Üreten sisteme geçiş , bunun en iyi reçetesidir. Eğer yıllardır teknolojik gelişmelere yönelseydik, "Know-How" değeri olan ürünlerimiz olsaydı, katma değeri yüksek ürünler üretseydik bizi bu denli ilgilendirmezdi belki. Doların ne kadar olduğunu konuştuğumuz kadar üretimi konuşmaz isek ne yazık ki doların yükselişine çare bulmayız. Bu durumda tek çare üreten bir ekonomik sistemdir.