SURİYE-IRAK VE FİLİSTİN MİLLİ MÜCADELEDE YANIMIZDAYDI-3
Suriye'nin İşgali
SURİYE, MİLLİ MÜCADELEDE BİZİMLEYDİ
Şerif Hüseyin’in oğlu Kral Faysal Suriye’ye ye İngilizler
tarafından getirildi. Fakat daha sonra halk ayaklanınca Faysal
Suriye’yi terk etmek zorunda kaldı. İngilizler tarafından Irak
Kralı yapıldı. Faysal Hükümetinin başında bulunan Ferik Ali Rıza
Rikâbi aşırı bir Türk düşmanı idi. Bu Fransız hizmetkârı
memleketini yabancı bir devlete satmakla kalmayıp halkın ruhundan
doğmuş olan Kuva-yi Milliye’nin gelişmesine mani olmak için elinden
gelen her çareye başvuruyordu. Bu zat Suriyelilerin Türklerle elele
vermek istediklerini anladığı gün Doğu Suriye’nin yani Faysal
hükümetinin idaresi altındaki havalinin işgali için Beyrut’taki
Fransız işgal kuvvetlerine müracaatta bulunmuştu. Fransızlar bu
vaziyetten istifade ederek İngilizleri Doğu Suriye’de kendilerini
serbest bırakmaları hususunda tazyik etmeye başladılar.
Suriye’deki bağımsızlık mücadelesi sonucu İngilizler ile Fransızlar
aralarında 15 Eylül 1919’da Suriye İtilafnamesi adıyla anlaştılar.
Buna göre Musul ve Suriye’yi aralarında paylaştılar. Musul
İngilizlere; Suriye, Antep, Maraş, Urfa ve civarı Fransızlara
bırakıldı. İngilizler Musul petrolüne, Fransızlar da Adana Pamuğuna
kavuştular.
Kasım 1919’da bölgenin yönetimini Allenby’den alan General Guro
(Goureaud) Osmanlı Devleti döneminde Beyrut, Şam ve Halep
vilayetlerinden oluşan Suriye ve Lübnan bölgesini 4 hükümet
mıntıkasına ayırdı. Birisi merkezi Beyrut olmak üzere büyük Lübnan
Hükümeti, ikincisi merkezi Şam olmak üzere Şam Hükümeti, üçüncüsü
merkezi Lazkiye olmak üzere Alevi Hükümeti, dördüncüsü merkezi
Halep olmak üzere Halep Hükümeti idi. İskenderun ise idareten
bağımsız fakat Halep’e bağlı bir sancak olarak kalacaktı.
Fransızların Suriye bölgesinde böyle bir idari taksimata gitmesinin
nedeni, bu hükümetlerin ve halkının birliğini ve beraberliğini
bozmak ve bunları birbirine düşman hale getirmekti. Bu suretle
Fransızlar bölgede daha rahat davranarak uzun süre burada
kalabilmeyi tasarlıyorlardı.
M. Kemal Paşa Suriye'deki Türklerin bu faaliyetlerinden son
derecede memnun kalarak, onlara gerekli her türlü desteği
vermiştir. Ingiliz Albay Meinertzhagen, Kahire'den Ingiliz
Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği bir telgrafta bu desteği şöyle
ifade etmiştir: "...Suriye'deki belli başlı liderlerden Yasin
Paşa'nın M. Kemal'le mektuplaştığı biliniyor. Bununla ilgili delil,
kurye olarak vazife gören kıyafet değiştirmiş Türk subayları
üzerinde şiddet kullanmakla elde edilebiliyor. Yasin Paşa Suriye'ye
Türk idaresini iade etmek hedefini güdüyor."
Yusuf el-Azme: Şerif Hüseyin oğlu Emir Faysal''ın kurmay başkanı
yarbay Yusuf el-Azme Fransızlara boyun eğmeyi içine sindiremedi ve
isyan etti. “Yusuf el-Azme”, “Şeyh Salih” ve “Sultan Atraş” Fransız
manda rejimine başkaldırının simge isimleriydi.
Fransızlara karşı ilk direniş hareketi eski Osmanlı yarbayı Yusuf el-Azme tarafından başlatıldı. Burada Fransızlarla Maysalun Savaşı yapan el-Azme ve askerleri şehit düştü. Fransızlar el-Azma direnişinden sonra Suriye’yi işgal ettiler.
Fransızlar, isyanları bastırmak için; Suriye’yi Sünni, Alevi ve Dürzi bölgeleri olmak üzere parçaladılar. Amaç, direniş gruplarının arasına nifak sokup parçalamak, yok etmekti.
Şeyh Salih: Fransızlar, Suriye’yi işgal ettiklerinde
Müslümanları parçalamak direnişi zayıflatmak için mezhebi ve etnik
yapıya göre 4 eşit parçaya böldüler. Bu duruma kendisi de bir Alevi
olan Seyh Salih karşı çıkmış, bir Alevi devletini kabul etmemiştir.
Çünkü o buradaki amacın güçlerini yok etmek olduğunu görüyordu.
Şeyh Salih el-Ali 1920''de Fransızlara karşı ayaklandığında
Anadolu''daki “Milli Hareket” ve “Mustafa Kemal Paşa”yla temas
halindeydi. Şeyh Salih İbn Ali, Mustafa Kemal Paşa tarafından
desteklenen bir direniş organize etti. Fransız işgalcilere karşı
Lazkiye civarındaki El Nuseyriye Dağlarında (Alevi dağları olarak
da bilinir) Şeyh Salih İbn Ali direnişe geçti. El Nuseyriye
Dağlarında Fransızları mağlup eden Seyh Salih, dağlara Arap
bayrağının ortasına Osmanlı bayrağının remzini de yer alan bayrak
dikmiştir. Fakat daha sonraları Henri Gouraud, El Nuseyriye
Dağlarına girmeyi başarmış ve isyanı bastırmıştır.
İbrahim Hananu: Başka bir direnişi ise Halep'te İbrahim Hananu
Büyük Millet Meclisinin büyük desteği ile Halep ve civarında büyük
bir direniş başlatmıştır. Halep Arapları Türkiye’ye bağlamayı
savunan en büyük Arap kentiydi. Bu nedenle Millet Meclisi burayla
özel ilgilenmiş, hatta Anadolu’da bulunan Kuvayı Milliye birlikleri
Özdemir Bey komutasında Fransızlarla çatışmaya girmiş ve Fransızlar
direnişi kıramamışlardır.
Ayrıca Fransızlara karşı direnen Ibrahim Henanu'ya Türkiye'den kuvvet sağlanmıştır. Türkiye'den sağlanan bu birliğin bayrağında Türkler ile Araplar arasındaki kardeşliğe işaret için bayrağın bir yüzünde Arap bayrağı diğer yüzünde ise Türk bayrağı vardı. Ayrıca bayrağın bir yüzünde "Inananlar kardeştir", ikinci yüzünde ise "kardeşlerinizin arasını düzeltiniz" ayetleri işlenmişti. Birlik Türk kuvveti olduğunu göstermesi için bir Türk bayrağı taşımaktaydı. Türkler ile Arapların birlikte hareketlerini sağlamak için Türkler ve Araplar arasındaki Islam kardeşliğini ön plana çıkarmıştır.