İhsan Şenocak meselesi

Son bir haftadır İnsan Şenocak diye nur topu gibi bir meselemiz oldu.

Aylar önce ise Diyanet İşleri eski başkanı Mehmet Görmez’den rahatsız olanlar derhal onun görevden alınmasını istiyordu. Bununla ilgili kampanyalar yapılıyor, imzalar toplanıyordu. Sonunda Görmez gitti. Ama Görmez’den sonra işte İhsan Şenocak’ta gitti.

Demek ki Görmez’in gitmesini isteyenler, “Görmez’i istemezük” diyenler aslında İhsan Şenocak’ın gitmesini istiyormuş…

İhsan Şenocak, Görmez’in başkanlığındaki Diyanet’te çalıştığına, çalışabildiğine göre demek ki İhsan Şenocak’ı bu zamana kadar aslında muhafaza eden sayın Görmez’miş.

Çünkü eğer söylendiği gibi Şenocak’ın Diyanet’ten gönderilmesinin sebebi son vaazlarında ki ifadeleri, konulara yaklaşımı ise bu tavrı, Şenocak’ın yeni takındığı bir tavır değildir. Bu onun eskiden beri hep var ola gelen tavrıdır...

Demek ki, neymiş; öyle birisine gitsin “İstemezük” derken yerine kimin geleceğini de iyi hesap etmek lazımmış. Yani Mehmet Görmez’in kıymetini bilmeyenlerin bugün Şenocak’a yazık ediliyor, “Ah Şenocak”, “vah Şenocak” demeye hakkı yoktur.

***

İhsan Şenocak’ın görevde alınmasının vaazlarda ki bazı sözlerinden kaynaklandığını düşünmemekteyim.

Ha, o beyanları, yaklaşımı tabi ki doğru değil. Cami cemaatine kadınların rujundan, kot pantolonundan teferruatlıca bahsetmek doğru değildir.

Zaten, cami cemaati iyi kötü kendisine ve gücü yettiğince ailesine çeki düzen vermiş insanlardır.

Bizim rujdan ve kot pantolondan çok daha önemli dertlerimiz vardır.

Bir kadının ya da erkeğin çıplaklığı ne kadar haram ise, bir kişinin dedikodusunu yapmakta haramdır.

Bir kadının ya da erkeğin çıplaklığı ne kadar haram ise, yalan söylemek, hırsızlık, çalmak çırpmak, rant sağlamakta o derece haramdır.

Bir kadının ya da erkeğin çıplaklığı ve içki içmek ne kadar haram ise, emaneti ehline vermemek, adam kayırmak, FETÖ’cüyü himaye etmek, hakkı haykırmamak da haramdır...

Şenocak hoca elbette bu dediğim şeylerden de bahsetmiştir.

Ama keşke daha daha çok bahsetseydi…

Keşke erkek çıplaklığından da bahsetseydi.

Mesela keşke Şenocak deseydi, “ey erkekler iç çamaşırınıza ve pantolonuza dikkat edin. İç organınıza kadar belli oluyor.”

Keşke Şenocak deseydi, “ey erkekler yolda yürürken elinizi önünüzden çekin; bazen kaşıntı tutsa da siz bunu yapmayın.”

Keşke Şenocak deseydi, “ey erkekler oturmanıza kalkmanıza dikkat edin. Dar dar pantolonlar giyiniyorsunuz bir de tutup bağdaş kuruyorsunuz, otururken ayağınızın birini dikiyorsunuz ortaya hiçte edepli olmayan bir görüntü çıkmaktadır.”

Ama tüm bunlar bir tarafa Şenocak’ın görevden alınması sebebi onun diyanete bağlı bir vaazın ötesinde bir durumudur.

Şenocak son birkaç yıldır diyanete bağlı bir vaaz efendi olmaktan çok bir cemaat lideri gibi bir pozisyona bürünmüştü ya da büründürülmüştü.

Öyle ki, birçok insan, İhsan Şenocak görevden alınana kadar kendisinin diyanette görevli bir kişi olduğunu bilmiyordu.