‘FETÖ’ye haraket etmeyin’ diyen belediye başkanı kim?
İstanbul büyükşehir belediye başkanı Kadir Topbaş istifa etti. Daha doğrusu istifası istendi ve o da istifa etti. İstifasının istenmesinin geri planında tam olarak ne var kamuoyunu bilemiyor. Bilemediği için de çeşitli dedikodular havada uçuşuyor.
Bir kısım çevreler Kadir Topbaş’ın istifasının istenmesinin arkasında rüşvet, rant, gibi şeyler yok diyor. “Eğer öyle olsa istifası istenmez davalar açılırdı” şeklinde açıklamada bulunuluyor. Haklılar da; ortada, bir mahkeme kararı mı var? Kişi neye göre suçlanacaktır.
Bir kısım çevreler ise “Kadir Topbaş’ın istifasının arkasında FETÖ’ye geçmişteki haliyle cemaate yardımlarının etkisi var” diyor, ama bu dahi kabul edilemez, Topbaş eğer FETÖ’ye yani o zaman ki adıyla cemaate yardımlarda bulunduysa bu sadece kendisinin yaptığı bir şey değildi, hükümetin politikaları neticesiydi. Şu halde Kadir Topbaş’ın istifası istenirken aslında Ak Parti iktidarının istifası istenmiş olur.
Bir de şöyle bir konu var, Kadir Topbaş’ın 15 Temmuz gecesi İstanbul’da olmamasıdır. 15 Temmuz’dan üç, beş gün sonra İstanbul’a ancak gelmesidir. Kendisine bu konu iletildiğinde ‘uçak bulamadığı’ şeklinde bir cevap verdiği söyleniyor.
Galiba en çok da bu konu Kadir Topbaş’ın başını ağrıttı.
Ama Melih Gökçek 15 Temmuz gecesi Ankara’daydı. Ve bir ordu komutanı gibi belediye araçlarını sağa sola sevk etmişti. 17-25 Aralık’dan sonra da kolay kolay kimse Fetö’ye bir şey söylemezken Beyaz Tv’de Melih Gökçek’in gayretini cümle alem bilmektedir.
Eğer Kadir Topbaş’ın istifasının istenmesinin arkasında 15 Temmuz gecesi İstanbul’da olmaması veya İstanbul’a da üç-beş gün sonra gelmesi var ise Melih Gökçek neden istifa edecek ki?
17-25 Aralık’tan sonra FETÖ ile kelle koltukta mücadele eden, 15 Temmuz gecesi ise FETÖ’nün üstüne yürüyen Melih Gökçek’in eğer istifası isteniyorsa kimlerin kimlerin istifası istenmelidir bir bakmak gerekir…
Defalarca yazdım, çizdim bu zaman olmuş FETÖ’ye FETÖ demeyen AK Parti’li bürokratlar, belediye başkanları var mı yok mu? Bir bakılsın.
Telefon şirketlerinden 15 Temmuz gecesinden başlayarak sayın belediye başkanlarının vatandaşa gönderdiği mesajlara bakılsın. O mesajlarda halkı meydanlara çağırırken FETÖ terör örgütünden bahsetmişler mi?
Bu belediye başkanları “Al bayrağını meydanlara gel”, “Demokrasi için toplanalım” demekten başka “FETÖ hain kalkışmasına karşı bir oralım” demişler mi, dememişler mi?
Dememişlerse sormak gerekmez mi? “Neden cumhurbaşkanı, başbakan üstüne basa basa FETÖ derken, sen neden FETÖ demiyorsun, demedin” diye sorulmayacak mı?
Gelip anlattılar 15 Temmuz gecesi bir şehirde halk valiliğin önünde toplanıyor. Vali bey “burada sizin yapacağınız bir şey yok diyor, cumhurbaşkanımızın dediği gibi meydana toplanın, meydanları tutun” diyor.
Halk, AK Parti binasının önüne bu sefer geliyor. AK Parti il başkanı halka “Tamam bir şey yoktur, dağılın” şeklinde sesleniyor. Bu sesleniş üzerine insanlar İl başkanının üzerine yürüyor, gençlik kolları araya girip “yanlış anladınız” diyor halka.
Bundan sonra, istikamet meydandır. Halk başlıyor Fethullah Gülen’e ve taraftarlarına sövüp saymaya. Ama bu sırada belediye başkanı halka dönüp diyor ki “Yok yok, hakaret etmeyelim!”
Neresidir bu yer?
Ben ne bileyim. Bilsem bile söyler miyim? Söyleyeyim de hakkımda bin bilmem kaçıncı dava mı açılsın?
FETÖ’cüler içinde henüz bir gün bile içerde yatmış adamlar varken, 15 Temmuz gecesi “FETÖ’ye hakaret etmeyin” diyen adam hala elini kolunu sallayarak dolaşırken benim bir gün bile olsa içerde yatmaya niyetim yoktur.
15 Temmuz gecesinin önemli direnişçilerinden Melih Gökçek’in bile istifası isteniyorsa artık bahsettiğim şahıs gibilerinin de istifasının istenmesi gerekmiyor mu, zamanı hala gelmedi mi?
Not: Bu gazete de benim ağacım. Neticede gazete kağıdı da ağaçlardan elde ediliyor. Ben de bu ağaca çıktım. Cumhurbaşkanımız beni de yanına çağırsın ben de o yarbayın hanımı gibi kendisine bilgi vereyim.