BİR SEÇİM DEĞERLENDİRME YAZISI -2
BAŞKANLIK
Erdoğan, yeni dönemde başkanlık sistemini oturtmaya çalışırken diğer yandan da partiyi yeniden toparlaması gerekmektedir. Seçim sürecinde gördüğümüz Ak Parti’nin başsız bir görüntü çizdiğiydi. Çünkü parti başkanı cumhurbaşkanı olunca partiye tüm enerjisini verememekte bunu da partiyi vekillerle (başkan vekili) idare etme yoluyla çözmeye çalışmaktadır. Fakat gördüğümüz vekilin başkan gibi güçlü olmadığından parti içerisinde dört veya beş grubun oluştuğuydu. Bu gruplar kendi içerisinde çatışarak, birbirlerinin ayağını kaydırarak çalışmaları sekteye uğratmakta bu durum listelere bile yansımakta ve sonuçta herkes birbirinin adayının önünü kestiğinden ortada hiçbir söylemi ve iddiası olmayan zayıf adaylar çıkmaktadır.
Seçim sürecindeki patates ve soğan fiyatların yükseltilmesi vatandaşta tepkiye neden olurken, doların yükselmesi de halkta Erdoğan’a karşı dış güçlerin bir operasyonu olarak görülüp tepkiye neden olmuştur.
Bu seçim aslında Erdoğan için zor bir seçim olacaktı fakat muhalefetin bütünlük arz etmemesi ve herkesin kendi adayı ile seçime girmesi halkta güvensizliğe neden olmuştur. Başkanlığa talip olan adayların net bir proje ortaya koymadığı gibi birbirine zıt kişilerin başkan yardımcısı yapılacağı söylenmesi de iyi bir strateji olmadı. Böyle bir söylem ikinci tura kaldığında söylenebilecek bir söylem olmalıydı. Halk, partisinde bile aday yapılmayan Muharrem İnce’yi yeterli bulmadığı gibi iktidarı alacak bir Muharrem İnce’nin hangi kadrolarla ülkeyi yöneteceğini de görmedi. CHP içerisindeki kliklerin devletin tepesinde de sorun çıkaracağı endişesi yaşanacağını düşünmüştür.
Ak Parti yine bir seçim zaferini elde etti. Üstelik hem Türkiye’nin ilk başkanını ve hem de seçimi kazandı. Fakat bu seçim aynı zamanda Ak partiye bazı mesajlar da veriyordu. Umulur ki Ak Parti bu mesajları doğru okuyup gerekli önlemleri alacaktır.
Öncelikle Ak Parti’nin başarısı MHP’nin kendisini desteklemesi ile sağlandı. Bu hem meclis partinin %40 bandının altına düşmesini engellemiş ve hem de Cumhurbaşkanlığı için ihtiyaç duyulan kritik oyun verilmesini sağlamıştır. Zatin Ak Parti’nin aldığı oy ile Cumhurbaşkanığı için verilen oyları karşılaştırdığımızda aradaki farkın nereden kaynaklandığını görmekteyiz.
Tabi bir de olayı başka türlü de okuyabiliriz. Yani Ak Parti seçmeni hükümetin yaptıklarından ve partinin performansından memnun kalmadılar ve milletvekilliğinde oyları MHP’ye verirken Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a verdiler.
Meral Akşener
Meral Akşener’in beklenen çıkışı yapmaması Erdoğan’ın izlediği akıllı siyasetin bir sonucu olmuştur. Erdoğan, belli çevrelerce alternatif olarak sunulan ve karşısında şişirilen birisini muhatap almayarak ve hatta mitinglerde hiç eleştirmeyerek gündemden düşmesini sağladı. Erdoğan, nispeten zayıf gördüğü Muharrem İnce’ye yüklenerek Meral Akşener’in alternatif olmasını engelledi.
Edoğan, İnce’yi muhatap alarak sol oyların Akşener’de yoğunlaşmasını önlemiş oldu. Seçimin ilk dönemlerinde sol kesimler İnce’yi sevmelerine rağmen Erdoğan karşısında milliyetçi ve muhafazakar oy da alacağını düşündükleri Akşener’i desteklemek gibi bir eğilim çizerken Erdoğan’ın İnce’yi muhatap alması ve İnce’nin de iyi bir hatiplik sergilemesi oyların oraya kaymasına neden oldu. Erdoğan, böylece karşı tarafı bölmüş oldu.
Muharrem İnce
İnce’nin en büyük başarısı da partisine rağmen bu oyları almış oldu. Bu onun için büyük bir başarıdır. Bu başarı Chp muhalefetinde güç almasına neden olacaktır. Chp, birçok çalışmada İnce’yi desteklemezken Kılıçdaroğlu’nun onu Cumhurbaşkanı olarak değil harcamak için ortaya attığını göstermiş oldu. Buna rağmen İnce’nin kullandığı birleştirici ve esprili dil, sol siyaset açısından ümit vaad etmiş olacağı gibi, ilk kez sol kesimde bir heyecan ve başaracaklarına olan güveni oluşturdu. İlk kez sol seçmen bir mitinge bu kadar büyük bir katılım gösterdi. Sol kesimin heyecanlanması ve siyaseti bir değişim aracı olarak görüp başka yollara tevessül etmemesi açısından da önemlidir. İnce’nin CHP’nin başına geçmesi muhalefeti daha yapıcı ve uzlaşıya açık şekle getirecektir. Fakat, onun dili ve söylemi CHP tarafından sindirilebilir mi? Zaman gösterecek.
Eksik olan nokta, proje yoksunluğu ve stratejinin yıkım, Erdoğan karşıtlığı üzerine oturtmasıdır. Bu konuda kendilerini yeniler öz eleştiri yaparlarsa Türkiye ve CHP kazanmış olur.
Aldığı oyların CHP’den ve hatta geleneksel sol oylarından farklı olması diğer oyları nereden aldığı sorusunu akla getirse de İyi Parti ve HDP adaylarının partilerinden daha az oy almaları, İnce’ye verilen oyların nereden geldiğini göstermektedir. Bu da, seçmen üzerinde İnce’nin daha güçlü ve hatta daha inandırıcı görüldüğünü göstermektedir.