CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV Yazarı İpek Özbey'in sorularını yanıtladı.

''Üstesinden gelmemiz gereken birden fazla alan var'' diyen Kılıçdaroğlu ''Türkiye'nin sosyolojik olarak da, psikolojik olarak da, ekonomik olarak da, yönetimsel olarak da rahatlaması için bazı kararları kolektif ve eşzamanlı almak zorundasınız.'' ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun Özbey'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Tweet atıyorsunuz, 'sabredin' diyorsunuz, bazen 'sınava girme' diyorsunuz.

Yanlışa imza atmayın diyorum…

Ne için sabredeceğiz? Bugün burada biraz daha somut bir fotoğrafı konuşmak istiyorum.

Toplumun tahammül sınırları çok zorlandı. Devlet memurundan işçisine, çiftçisinden sanayicisine herkes şöyle veya böyle biraz çekinerek şikayet ediyor. İktidar da sürekli olarak bu kişileri tahrik etmek için sinir uçlarına dokunuyor. İstiyor ki bir kavga çıksın, bir gerilim olsun. O gerilim doğal olarak insanları başka bir yere yöneltiyor ve insanların sağlıklı karar almalarını engelliyor. İktidar da bunun farkında. Sosyolojik bir gerçek bu aynı zamanda. O nedenle biz toplumun biraz sabretmesini istiyoruz. Biz toplumu kutuplaştırmadan ve her görüşten insanı düşünerek sandığa gidebileceği, vicdanının sesini dinleyebileceği bir ortamı yaratmak istiyoruz. Evet, 'sabredin' diyorum. Ben sizden özel olarak 'Gelin CHP'ye oy verin' gibi bir talepte bulunmuyorum, ama sizden şunu istiyorum: Sandığa gidin, vicdanınızın sesini dinleyin, doğru partiyi bulacaksanız. Arzumuz güzel bir gelecek inşa etmek ve herkesin düşüncesini ifade edebileceği ortamı yaratmak.

"UZLAŞMANIN ÖNCELENDİĞİ BİR TÜRKİYE"

"Provokasyona gelmeyin" diyorsunuz. Bunun karşısında, "Peki biz demokratik haklarımızı kullanamayacak mıyız, yanlışı haykıramayacak mıyız" diye eleştirenler var sizi…

Elbette haksızlığa uğradığı zaman 'Haksızlığa uğradım' diye söyleyecek. Şenyaşar ailesi adliyenin önünde 'adalet istiyorum' diye beklerken onu ziyarete giden bendim. Toplumsal çatışmaya ortam hazırlanmaması gerektiğini söylüyorum. İktidar bu çatışmayı istiyor, tahrik ediyor. En son öğretmenlerin gayet masum talepleri karşısında bir polis çıkıp bir öğretmeni yerde sürükledi ve 'Bunu alın' dedi. Ben o polise işaret ettim, bütün polislere değil, çünkü toplumu tahrik eden o kişi. Dolayısıyla bu tip olaylar karşısında hepimizin dikkatli olması lazım.

Yaşadığımız birçok sorun var ve siz bunları dile getiriyorsunuz. Liyakat yoksunluğu, yolsuzluk, yoksulluk, rüşvet vs. Nasıl çözeceksiniz?

Üstesinden gelmemiz gereken birden fazla alan var. Türkiye'nin sosyolojik olarak da, psikolojik olarak da, ekonomik olarak da, yönetimsel olarak da rahatlaması için bazı kararları kolektif ve eşzamanlı almak zorundasınız. Örneğin; bir taraftan 'Hasar Tespit Komisyonu' kuralım darken, öbür taraftan Merkez Bankası'nın bağımsızlığıyla ilgili karar almak zorundasınız. Hemen ardından BDDK'yla ilgili… Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplamalıyız hemen. Üniversiteler vasatlaştı, onlarla ilgili süratle karar almak zorundasınız. Çiftçinin beklentisi farklı, sanayicinin beklentisi farklı, esnafınki, üniversite öğrencisininki farklı. Biz her kesimi rahatlatacağız, "Özgürlük geldi, demokrasi geldi" dedirteceğiz.