KENDİNE AŞIK, KENDİNE TAPAN İNSANLAR
Narsizm psikolojide ''büyüklük hastalığı'' hastalığı anlamını taşır. Kişinin kendine aşık olması, kendine tapması, kendini herkesten üstün görmesi durumudur. ''Ben-merkezcilik'' baskındır. Başkalarının fikirlerine önem vermez ve sürekli kendi fikirlerinin doğruluğunu savunur. Bu durum insanlarla arasındaki iletişime de yansır. Karşısındaki aşağılayan ve küçük düşüren bir tavrı vardır. '' Narsizm'' söz konusu olduğunda empati yoktur. Karşısındakini dinlemek ve anlamak konusunda zorlanır.
Narsisistik Kişilik Bozukluğu Nedir?
Bu kişilik bozukluğunda görülen en belirgin özellik kendini büyük
görmedir. Kişi kibirlidir ve gerçekçi olmayan bir üstünlük
duygusuyla hareket eder. Söylemlerinde kendilerini öven, yaptıkları
işi harika ve kusursuz yaptıklarını anlatan ifadeleri sık sık
duyarsınız. Bencildirler, bir başkasının ilgi ve ihtiyaçlarını
umursamazlar. Onlar için önemli olan tek şey kendi ilgi ve
ihtiyaçlarıdır ve herkes içinde öyle olmalıdır. Bir başkası onların
ihtiyaçlarını önemsemediği zaman hırçınlaşır ve saldırganlaşırlar.
Asla hata kabul etmezler, bir şeyi yanlış yapacaklarına dair bir
düşünce inanç taşımazlar. Aksine eğer ortada bir hata varsa bu hata
için mutlaka başkalarını suçlarlar. Sürekli olarak sınırsız
güzellik, zeka, güç veya kusursuz sevgi üzerine kafa yorarlar. En
iyisi onlar olmak zorundadır ve her şeyin en iyisi kendilerinde
olmak zorundadır, aksini kabul etmezler. Bu kişilik bozukluğunun
temelinde ise çok ciddi bir özgüvensizlik yatar. Kişi bu
davranışlarıyla bilinçdışı olarak aslında temelde olan
özgüvensizliğini bastırmaya çalışmaktadır. Peki bu kişilik
bozukluğunun ortaya çıkmasının temelinde nasıl bir yaşantı yatar?
Çocuklukta gördüğü olumsuz tutum ve davranışlar bu rahatsızlığa
zemin hazırlar. Reddedilme, aşağılanma, tek başına bırakılarak
cezalandırılma çocuğun duygularını inkarına neden olur. Çünkü çocuk
kötü hissetmemek için duygularını görmezden gelme, inkar etme gibi
savunma mekanizmaları geliştirir. Bu durum pekiştiğinde ise
yetişkinlikte sağlıksız bir kişilik biçimi olarak ortaya çıkar.
Sağlıklı insan ilişkileri kuramazlar. Eleştiriye asla tahammül
edememekle birlikte karşılarındaki insanları sürekli eleştirir ve
aşağılarlar. Kimse için bir adım atmak istemez fakat karşılarındaki
insanlardan sürekli fedakarlık beklerler. Bekledikleri fedakarlığı
göremedikleri zaman ise karşıyı suçlama ve yargılama eğilimleri
vardır.
Narsizm Nasıl tedavi edilir?
Destek almak bu kişiler için aşağılayıcı
bir durumdur. Kendilerini mükemmel gördükleri için hata yapmış
olabileceklerine inanmaz ve yardıma ihtiyacı olduğu fikrine ikna
olmaz ancak ne zaman ki kişilik bozukluğundan kaynaklı semptomların
hayatını zorlaştırdığını fark ederse işte o zaman psikiyatrist veya
psikolog desteği ister. Eğer kendi fark edemiyorsa bu kişiler çoğu
zaman ailesinin zoruyla terapi almayı kabul ederler. Kişi bu
semptomlar yüzünden sağlıklı sosyal ilişkiler kuramaz.
Yalnızlaşabilir, değersiz hissedebilir, dışlanabilir ve sevilen
biri olmayabilir. Tedaviye gelirken amaçları çoğu zaman mükemmel
olduklarını tekrar kanıtlamak, özgüvenlerini geri kazanmak ve
güçlerine yeniden ulaşabilmektir. Başvurdukları uzmanın da
kendilerini övmesini, anlattıklarına takdir ve onay vermesini
bekleyebilirler. İstedikleri karşılanmazsa aşağılanmış
hissedebilirler, bu durumda terapiye devam etme ve bırakma arasında
gidip gelebilir, süreci zorlaştırabilir. Bu yüzden narsisist olduğu
bilinen bir hastanın terapiye bağlanma sürecini sağlıklı
geçirebilmesi açısından başlangıç aşamasında beklentilerinin
belirli bir seviyede karşılanması gerekmektedir. Bu tedavi süreci
zor olduğu kadar uzun da olabilir. Kişinin ailesinin desteği çok
önemlidir. İyileşme gözlenene kadar, semptomlarda azalma olduğu
saptanana kadar tedavi sürecinin bırakılmaması gerekmektedir.
Psikoterapide temel amaç hastanın diğerlerine bakış açısını
değiştirmek, empati geliştirmesini sağlamak, tedavi sürecinden
sonra da bu becerilerini sergileyebilmesini sağlamaktır.