TV100'de Taksim Meydanı programına konuk olan CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP'de değişen tüzükle ilgili "Evet dediğim doğru değil" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, HÜDAPAR'ın 4. madde çıkışıyla ilgili talebin daha önce AK Parti'den de geldiğini söyledi.

Normalleşme sürecine dair konuşan yapan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nin ikinci tur oylamasında Cumhur İttifakı’nı destekleyen ve seçim sonrası aldığı 120 milyonluk mülkle gündeme gelen Sinan Oğan ve Altılı Masa’nın ortaklarından, eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında dikkat çeken mesajlar verdi.

Normalleşme söylemi üzerinden Sinan Opan'a gönderme yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Size sayayım, Sayın Devlet Bahçeli bakın o da normalleşti Erdoğan’la. Sayın Numan Kurtulmuş, o da normalleşti. Şimdi TBMM Başkanı. Cesaret edip kendi vekili Can Atalay’a sahip çıkamıyor. Bu beyefendi saraydan cesaret alamadığı için normalleşti ve kendi milletvekiline sahip çıkamıyor. Süleyman Soylu o da normalleşti. Sinan Oğan hem normalleşti hem zenginleşti. Hepimiz biliyoruz. Sayın Meral Akşener o da normalleşti. Herkes biliyor. Normalleşerek iktidar olunur mu? Mücadele ederek iktidar olunur.”

SİNAN OĞAN VE MERAL AKŞENER'E SERT SÖZLER

'Özgür Özel'in normalleşme sürecine itiraz etmeniz parti içindeki tartışmaları derinleştirerek CHP'yi tartışılan bir parti haline getirmiyor mu?' sorusu üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: Sinan Oğan hem normalleşti hem zenginleşti. Bilmiyor muyuz? Hepimiz biliyoruz. Sayın Meral Akşener o da normalleşti. Herkes biliyor nasıl normalleştiğini. Partiler iktidar olmak ister. Bunun için mücadele edersiniz. Politika üretirsiniz. Normalleşerek iktidar olunur mu?

Kılıçdaroğlu, ‘Sinan Oğan’a 3 bakanlık teklif ettiği’ iddalarıyla ilgili de “Sinan Oğan’a ayakkabılarımı vermeyeceğime göre, 3 bakanlığı da vermem herhalde” diye konuştu.

“Bugünden baktığımızda siz Altılı Masa’yı yeniden savunur musunuz?” sorusuna yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Altılı Masa’daki sorunları Akşener’e sorun. Bütün yük sahtekarlık yapanların sırtında değil de düzgün çalışan Kılıçdaroğlu’nun sırtına yıkıldı” ifadelerini kullandı.

"ŞAŞKINLIKLA İZLEDİM" 

Tüzük değişikliği kurultayına neden katılmadığı sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Benim tüzüğe evet dediğim, hatta ben de şaşkınlıkla izledim. Ama doğru değil. Gittiğiniz zaman bu tartışmaların birinde olmak zorundasınız. Yanlış olduğunu söylemek zorundaysanız ben de bu tartışmaların içinde olmamak için gitmedim" ifadelerini kullandı. 

KILIÇDAROĞLU, İMAMOĞLU İÇİN ADALET YÜRÜYÜŞÜ YAPACAK MI? 

Kılıçdaroğlu'na programda, "Enis Berberoğlu için Adalet Yürüyüşü başlatmıştınız. İmamoğlu'na siyasi yasak gelirse büyük bir protesto yapar mısınız?" sorusu geldi. Eski başkan şu yanıtı verdi: Yani umarım olmaz. Bu karar Yargıtay'a gittiğinde de umarım bu ucube kararı bozar ve böyle bir olay olmaz umarım. "Kişisel insiyatif alır böyle bir hareket başlatır mısınız?" sorusuna cevap veren Kılıçdaroğlu, "Endişeniz olmasın" dedi.

Programdan öne çıkan diğer soru-yanıtlar ve Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TARTIŞMASI

Türkiye'nin haftalardır konuştuğu Narin kızımız var. Devlet olanca gücüyle yükleniyor ama cinayet bir türlü ortaya çıkarılamıyor. Cinayete ilişkin bir şeyler söylemek ister misiniz?

85 milyon derin bir üzüntü içinde. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi? Hepimiz merakla bekliyoruz: Katil kim? Bu aynı zamanda devletin yapılanmasındaki çürümeyi de gösteriyor. 85 milyon hep beraber katili aramaya başaldık. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi?

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile yarın bir görüşme yapacağınızı öğrendik doğru mu?

Genel başkan olarak seçildikten sonra kendisini ziyaret etmemiştim, o nedenle ziyaret edeceğim.

Geçtiğimiz hafta tv100'de HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu 'Anayasa'nın 4. maddesi demokrasi açısından sakıncalıdır, tartışılabilmeli' şeklinde konuşma yaptı. Siz bu ifadelerle ilgili ne diyorsunuz?

Zekeriya Bey'in şöyle bir ifadesi var: 'Ahmaklara anlatır gibi anlatıyorum.' diyor. İlk 4 madde tartışmaları yeni değil. HÜDAPAR Meclis'te olmadan önce de tartışılıyordu. Benim TOBB Genel Kurulu'nda yaptığım bir konuşma var.

Bu talep daha önce AK Parti cenahından gelmişti. Kime söylüyor 'Ahmaklara anlatır gibi.' diye? İttifakın diğer aktörlerine söylüyor. Onlar da 'Nasıl dersin?' diyemiyorlar.

Ben TOBB'da konuşma yaparken Erdoğan neredeydi? Bahçeli niye konuşmuyor bu konuda? Aynı ittifakın içinde olup da nasıl oluyor da beraber el kaldırıyorlar. Aynı hedefe yürüyor bunlar. Toplumdan gelen tepki üzerine geri adım atmış gibi görünüyorlar. 

TEĞMENLERİN "MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİYİZ" YEMİNİ

Teğmenlerin yemin töreninde kılıçla yaptıkları "Atatürk'ün askerleriyiz" yemini çok tartışıldı. İktidardan tepkiler, muhalefetten destek geldi. Siz ne diyorsunuz?

O genç teğmenlerin pırıl pırıl evlatlarımızın ettikleri yemin var. Bunun hangi sözcüğünden rahatsızlar? Öğrenmek isterim. Erdoğan'ın oturduğu odada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafı yok mu? Her asker kendisini Atatürk'ün devrimlerine bağlı hisseder. Ne diyecek bu askerler? Kural şu, siz ülkenizin bağımsızlığı için mücadele eden ve o bağımsızlık için 7 düvelle savaşan bir kahramanı dillendirdi diye kimseden rahastzılık duymayacaksınız. Rahatsız olursanız başka yere gideceksiniz.

CHP'DE TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ

Altı ok tartışması var. Saygı Öztürk'ün yazısında geçiyor. Yeni parti programında da altı okun yeni yorumunun yer alması lazım demişsiniz. Bu sözler size mi ait?

CHP'nin her programında altı ok yeniden yorumlanmıştır. İlkelerinden ödün vermeksizin yeniden yorumlanmalı. Ben bunu konulduğu gibi alacağım derseniz dünyadaki değişimi kaçırmış olursunuz.

Tüzük kurultayına neden gitmediniz?

Özgür Bey ile yediğimiz yemekte Mansur Bey’de vardı il başkanı da vardı. Özgür Bey tüzük ile ilgili bilgi verdi. Yazılı metin olmadan fikir beyan etmem doğru olmaz değil dedim. Son şekil aldıktan sonra size göndeririz, düşüncelerinizi belirtirseniz seviniriz dedi. Bana kurultaydan bir gün önce akşam 19 civarında geldi. Dolayısıyla bir görüş hazırlama fırsatım olmadı. Kurultay da yapılan açıklamalar, benim tüzüğe karşı olumlu düşündüğüm anlamına gelmiyor.

Oldu bitti mi oldu o zaman?

Benim tüzüğe evet dediğim, hatta ben de şaşkınlıkla izledim ama doğru değil.
Gittiğiniz zaman bu tartışmaların birinde olmak zorundasınız. Yanlış olduğunu söylemek zorundaysanız ben de bu tartışmaların içinde olmamak için gitmedim.

3 dönem kuralını Özgür Bey'e iletmiş miydiniz?

Bunu özel bir tartışma konusu yapmak istemem ama verilen sözler varsa o sözlerin tutulması gerekir. İşin özeti budur.

Tüzük Kurultayı'nda sizin fotoğrafa girmek istemediğiniz öne sürüldü. Kurultaya gitmediniz. Neden fotoğraflara girmediniz?

Önceden çok fotoğraflarım var. Yeni dönemde yok. CHP'de genel başkanlık yapanlara her zaman saygı gösteririz.

CHP GENEL MERKEZİ'NİN KILIÇDAROĞLU TAVRI

Son dönemde bazı gazetecilerle çok sert tartışmalara giriyorsunuz. Genel Merkez'in sizi savunmakta biraz ihmal ettiklerini düşünüyor musunuz?

Hayır. Bir siyasetçi eleştiriye açık olmak zorundadır. Hiç olmayan şeylerin eleştiri gibi sunulması ve bunları yapanların da bir dönem gazetecilik yapmış olmaları beni rahatsız eden o. Gazeteciliğin de bir onuru vardır. Kalemini satmaz, parayla pulla yazı yazmaz. Hem bunu hem başka şeyleri yapacaksınız. Sonra da iftira üstüne iftira atacaksınız. Ben de onun anlayacağı dilden yanıt veriyorum.

KILIÇDAROĞLU'NUN PLANI NE?

Seçim kazanamadınız, kurultayda da genel başkanlık yarışını kaybettiniz. Torunlarınıza vakit ayırmanızı bekleyenler oldu. Siz ofis açarak siyasete devam etme kararı aldınız. Kemal Bey ne planlıyor sorusu tartışma konusu oldu. Yeni bir siyasi oluşum kurmadınız ama çekilmediniz de. Kılıçdaroğlu'nun planı nedir?

Önce CHP'yi tanımak gerekiyor. CHP'li olmak demek hangi düzeyde olursanız olun ülkenin sorunlarına kilitlenmek ve çözüm üretmek demektir. Bütün önceki genel başkanların hepsinin ofisleri var, ben açınca neden haber oluyor? CHP'nin kimliği sıradan bir kimlik değildir. CHP, devlet kurmuş bir partidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği söz çok önemlidir: 'Benim iki büyük eserim var biri Türkiye Cumhuriyeti, biri de CHP.'

Neden biliyor musunuz? Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir sorun yaşayacaksa bunu çözecek olan CHP'dir. Uyuşturucu baronları geziyorlar, küçücük bir kızın katilini bulamıyorlar. Faili meçhul cinayetler. Fuhuş 13-14 yaşına indir. Kara paracılar hapse atılıyor, ellerini kollarını sallayarak çıkıyor. Bu ülkede bir savcı yargıda çete oluştu diye yazılar yazıyor. İstediğiniz kişiyi istediğiniz saatte hapisten çıkarabiliyorsunuz. Devlette her şey bir kişi,nin iki dudfağı arasında. Rüşvet alanlardan büyükelçi atandı. Üniversitelere çöküldü, bilgi üretemz oldu. Gencecik çocuklar, yaşlılar intihar ediyorlar. Kim düzeltecek? Partiye büyük görevler düşüyor. Ben partinin bir üyesiyim. Sorumlu hissediyorum.

Yavaş tüzük kurultayında geç verilen bir söz hakkıyla ilgili 'Fitne ateşine odun taşımış oluruz.' dedi. Yavaş-İmamoğlu rekabetini nasıl görüyorsunuz?

Yaşamın her alanında rekabet vardır. Rekabetin iyilikte olması lazım, kötülükte değil. Mansur ve Ekrem beylerin iyilikte yarıştıklarını biliyorum.

İki ismin cumhurbaşkanı adaylıkları tartışılıyor.

Seçimlere ne kadar var? Bunu neden tartışıyoruz? CHP dışındaki bir kesim bunun tartışılmasını sitiyor. Memleket ateş yeri. Yeri zamanı gelince partinin yetkili organları var.

Kaynak: HABER MERKEZİ