İstikrara “DEVAM!”
Ülkemizin ekonomik, siyasi ve sosyolojik olarak gerilemesine bu millet asla müsaade etmeyecektir!
Evet, şu an bir ekonomik durgunluk var fakat bu durgunluğu aşabilme ve tekrar bir ekonomik kalkınma umudunu taşıyoruz...
Önümüzdeki seçimlerde Tayyip Erdoğan'ın tekrar kazanacağını düşünüyorum! Neden?
Tayyip Erdoğan’a oy verecek olan kitlenin bir kısmı Tayyip Erdoğan'ı tekrar cumhurbaşkan olarak görmek isteyeceği için, bir kısmı da “İstikrar yürüsün, tekrar 2000’li yıllardaki krizler yaşanmasın, ortalık karışmasın!” diye Tayyip Erdoğan'ı destekleyecektir. Örneğin şu an AK Parti'nin en büyük destekçilerinden biri bunu açıkça söylemese dahi Koç grubudur. Koç grubu yıllarca sol kesime çalıştı ve bu ülkenin ekonomisini elinde tuttu.
Şimdi görüyor ki ülkenin ekonomisi bir gruba ait değil; ülkeye ait!
Ve her kim ülke çıkarına bir şey yaparsa o grup, o şirket ya da o holding büyür!
Devletinin yanında olan küçük firmalar, bugün kocaman holding oldu! Milli sermayeyi her daim ön planda tutan ve milli projeleri destekleyen bir hükumet söz konusu olduğu için; iş dünyası istemese dahi kendi çıkarını korumak adına şu anki hükümete sahip çıkmak zorunda! Bunu açık açık ifade etmeseler bile istikrar için şu anki hükümete oy verecekler!
Bu tespitler ışığında diğer adayları değerlendirelim;
Kendi partisi içinde bile istikrarı sağlayamayan Kemal Kılıçdaroğlu mu bu ülkede istikrarı sağlayacak?
Yoksa İyi Parti mi? Üç partiye ihanet etmiş, kendi başına bir parti kurmuş bir liderin bu ülkeye ihanet etmeyeceğinin teminatını kim verebilir?
Geçmişte kısa zaman siyasetin nelere mâl olduğunu çok iyi bilen iş dünyası, uzun dönem istikrarlı siyasi duruşu kabul ediyor!
Muhalefetin amacı her ne kadar şu anki lideri devirmek ve kendi liderini başta görmek gibi yansıtılsa da asıl amaç; “Biz AK Parti gibi güçlü olamıyoruz, o zaman Ak Parti gibi bir gücü de istemiyoruz!” dur! Kısacası “Bu yorganda pire var ve ben pire için bu yorganı yakarım!"
Ülke menfaati için herhangi bir şey yapmayacaklar!
Bugüne kadar hangi ekonomik politikaları, hangi yönetim stratejilerini sundular?
Bırakın uluslararası siyaseti; Türkiye içerisinde kendilerine muhatap bulamıyorlar!
Artık şapkaya, makarnaya, kömüre oy verecek bir halk yok!
İstikrara oy veren bir halk var!
Daha önce “Meral Akşener'in 3 kozu olacak!” diye yazmıştım.
Bunlardan birincisi “Muhalefeti birleştirmek!”ti; elinde patladı!
İkincisi “Belge çıkartmak!” Bugünden itibaren falan bakan hakkında, filan milletvekili hakkında belge çıkartacak! Bu da elinde patlarsa üçüncü kozu hep birlikte oynayacaklar! İstikrarı yok edebilmek için meydana inecekler. Sokak çatışmaları çıkartacaklar. Devlet istikrarı sağlayamıyor yaygarası yapacaklar!
Aslına bakarsak, Meral Akşener kendi partisine ihanet edebilecek ve korkup saf değiştirebilecek kadar tırsık!
Bunun tek bir açıklaması var, o da “Koltuk sevdası!” Vatanı, milleti için çalışan bir insan çıkar görevini alnının teri ile yapar; başaramayınca da çeker gider!
Meral Akşener her batan partiden atlayıp; çıkan partiye geçti!
Devlet Bahçeliyi deviremediği için parti kurdu!
Kemal Kılıçdaroğlu yenilgiyi hazmedemeyecek duruma geldiği için yerine Muharrem İnce'yi aday gösterdi; “Ben rezil olacağıma Muharrem olsun!" dedi.
Evet, Kemal Kılıçdaroğlu bunu düşünerek Muharrem İnce'yi seçti! Çünkü partinin başından düştüğü zaman istifa etmek zorunda kalacaktı! Şimdi en azından parti başındaki koltuğu sağlam bir şekilde duruyor. Muharrem İnce nasıl olsa rakibi ve kazanamayacağı belli...
Bu kendinin aklı değildi; ona bu aklı kim verdiyse iyi bir akıl verdi!
Muharrem İnce’yi bertaraf etmenin en iyi yolu!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kazanamadığı gün! Muharrem İnce'nin CHP lideri olacağı gündü!
Ki zaten Kılıçdaroğlu'nun da amacı koltuk kavgası! Devlet değil…