Donald Trump’ın iktidara geri dönüşü, Orta Doğu ve Avrupa’daki savaşların seyrini dramatik şekilde değiştirebilir. İsrail’in Gazze Şeridi ve Güney Lübnan’da yürüttüğü askeri kampanyaların enkazından, Rus güçlerinin ilerlediği Doğu Ukrayna’daki çatışma alanlarına kadar, ABD seçimleri aylarca, Washington’dan destek bekleyen müttefiklerin bu çatışmalarına gölge düşürdü.
İSRAİL'DE KUTLAMALAR YAPILDI
Çarşamba günü İsrail’de kutlamalar hızla başladı ve Başbakan Benyamin Netanyahu, Trump’ı “tarihin en büyük geri dönüşü” olarak adlandırdığı seçim zaferi için tebrik eden ilk dünya liderlerinden biri oldu. Bu coşkulu tepki, İsrail’in Kuzey Gazze’deki saldırısını sürdürmesine ve bir İran karşı saldırısına hazırlanırken daha fazla tırmanış endişesi doğurabileceğine bir delil olarak görülüyor.
UKRAYNA TRUMP SONRASI DÜŞÜNCELİ
Bir diğer ABD müttefiki ise muhtemelen kendine daha az güven duyacak olan Ukrayna.
Ukraynalı yetkililer Trump’a kendi tebriklerini sunsalar da, şimdi Biden yönetiminin ülkenin zayıf savunmasına sağladığı desteği azaltmıştı ve Kiev şimdi çok daha büyük bir belirsizlikle karşı karşıya. Rusya’nın Kiev’i kendi şartlarını kabul etmesi konusunda zorlayacağı da aşikar.
İKİNCİ DÖNEM ÖNGÖRÜLEMEZ
Eleştirmenler tarafından kınanan ama destekçileri tarafından da Amerikan çıkarlarını açıkça savunan biri olarak övülen Trump hakkında çoğu analist, en azından ikinci döneminin öngörülemez olacağı konusunda hemfikir.
Ortadoğu Enstitüsü kıdemli üyesi Brian Katulis, Trump'ın tekrar seçilmesi ile ilgili olarak sürecin “sürprizlerin olacağını” söylüyor.
İSRAİL HEYCaN İÇİNDE AMA...
İsrail’deki aşırı sağcı liderler, Trump’ın zaferinden büyük heyecan duydu; ancak Biden yönetiminin son günlerinde baskıyı artıracağı endişesiyle bu heyecan biraz gölgelenmiş durumda.
İsrail’in en aşırı milliyetçi bakanlarından Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Trump’ın başarısını sosyal medyada açıkça kutlayan ilk isimler arasında yer aldı.
ARAP DÜNYASI ENDİŞELİ
Trump’ın başarısı, sayımın şaşkınlık ve hayranlıkla izlendiği Arap dünyasında da yankı buldu. Diğer gözlemciler ise bu sonucun İsrail’i, zaten genişlemekte olan çatışmayı daha da tırmandırmaya teşvik edebileceği konusunda endişe ifade ettiler.
Biden yönetimi, İsrail’in Gazze’ye yönelik ölümcül saldırılarını durdurmak, hala Hamas’ın elinde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak, İsrail’in bombardımanını ve Lübnan’da Hizbullah ile devam eden çatışmaları durdurmak için şu ana kadar başarısız olan ateşkes sağlama çabalarını artırdı.
Trump, genel olarak Gazze’deki savaşın sona ermesini desteklediğini belirtse de, yeni yönetiminin bunu nasıl hızlandırabileceğine dair henüz net bir plan ortaya koymadı. Kampanya sırasında İsrail’in “terörle savaşını kazanma hakkını” destekleyeceğini söylemişti.
Bir İsrailli yetkili, Netanyahu’nun, Trump’a hızlı bir diplomatik zafer kazandırmak amacıyla Gazze’deki saldırıyı Trump’ın ilk döneminin başlarında sona erdirmeyi düşünebileceğini öne sürmüş, “İsrail’de hiç kimse Harris’i istemedi. Burada hiç kimse ona güvenmiyordu” ifadelerini kullanmıştı.
Londra Ekonomi Okulu’nda uluslararası ilişkiler profesörü olan Fawaz Gerges, Netanyahu’nun Joe Biden yönetimini “zaman aşımına uğratmasının” ardından Trump’a güvendiğini ifade etti.
Gerges, Trump döneminde Washington’un zaten İsrail’in en büyük silah tedarikçisi olarak Netanyahu’ya “temelde istediği her şeyi vereceğini - özellikle de Gazze ve Lübnan’da savaşa devam etmesine ve hatta İran’a karşı mücadeleyi tırmandırmasına” yeşil ışık yakacağını” belirtti.
Brown Üniversitesi’nin Savaşın Maliyetleri Projesi’ne göre ABD’nin İsrail’in askeri operasyonlarına yaptığı harcama geçen 2023'ten 7 Ekim’den 2024 30 Eylül’e kadar 17,9 milyar doları geçti.
Gerges, 2016 Trump yönetimini hatırlatarak, Cumhuriyetçi başkanın Netanyahu’ya “görev sınırlarını aşarak her şeyi vermeye” istekli olduğunu, buna Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini kabul etme gibi tartışmalı kararların da dahil olduğunu söyledi.
Bu endişelere rağmen Gerges, Arap dünyasındaki genel hissiyatın Beyaz Saray’ı kimin kazanacağının en nihayetinde bir fark yaratmadığı yönünde olduğunu, çünkü “Amerikan dış politikasının tarihsel olarak İsrail’e bağlı olduğunu” ifade etti.
Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan birçok Filistinli de, Trump’ın zaferinin, İsrail’in yerleşimleri genişletme konusunda daha fazla özgürlük anlamına geldiğini düşündüklerinden aynı duyguyu paylaşıyor.Bazı Filistinliler Trump’ın zaferi nedeniyle derin endişelerini dile getirirken, bazıları ise Trump’ın, aylarca başarısız olan ABD çabalarından sonra çatışmayı durdurabilecek doğru kişi olup olmadığını merak ediyor.
UKRAYNA TOPRAK KAYBEDEBİLİR
Ukrayna, seçim sonucunun ABD’nin Avrupa’daki savaşa yaklaşımını nasıl değiştirebileceği konusundaki endişesini yansıtmamaya çalıştı.
Trump, göreve gelmeden önce Rusya’nın işgalini çözeceğini söylemişti ki bu, Kiev’in kabul edemeyeceği büyük tavizleri gerektirirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i öven Trump, savaşın başlaması konusunda Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i hatalı olarak suçladı ve Ukrayna’ya daha fazla yardım göndermeyi reddetmişti.
Tüm bunlara karşın Zelenskiy, Trump’ın zaferini kamuoyuna hoş bir şekilde karşılayarak Trump’ın “kararlı liderliğinde güçlü bir Amerika” dönemini beklediğini söyledi.
ABD, Ukrayna’ya 175 milyar dolardan fazla yardımda bulundu. Eğer Trump Amerikan desteğini geri çekerse, Ukrayna’nın Kremlin’e karşı savunması büyük bir darbe alır ve Putin’in topraklarının büyük bir bölümünü ilhak etmesini ve NATO’ya katılmama sözü vermesini içeren bir teslimiyete zorlanabilir.
RUSYA NE DÜŞÜNÜYOR?
Rus yetkililer, Trump’ın iktidara gelişiyle değişiklikler beklediklerini söylerken batı medyasına konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Rus diplomat, “Daha az öngörülebilir bir dönem geliyor. Sonuç en ilginç kısmı değil. En iyisi bundan sonra ne geleceği.”dedi.
Yetkili, Ukrayna’nın kaybetmesi ABD için büyük bir sorun gibi görünmese de Putin, bununla sınırlı kalmayacağını ima etti ve birçok Batılı uzman, bu zaferin Putin’i diğer Doğu Avrupa komşularına saldırmaya teşvik edebileceğine inanıyor.
Bu durumda Trump, NATO’nun temel taahhüdüne, yani bir üyeye saldırı durumunda diğerlerinin yardıma gelmesi gerektiği vaadine sadık kalıp kalmayacağı merak konusu. İlk döneminde, başkan bu konuda sadık kalmayabileceğini ima etmişti ki bu, ittifakın bütün amacını baltalayacak bir durum olarak değerlendiriliyor.
Bununla birlikte, Ukrayna aylardır Biden yönetiminin desteğinin sınırlı olmasına tepki gösteriyordu.
Kiev merkezli düşünce kuruluşu Policy Making Merkezi başkanı Maksym Kostetskyi'nin ifadesi aslında süreci özetler nitelikte. Kostetskyi, “Trump’ın zaferi büyük riskler ve fırsatlar anlamına geliyor. Bunun nereye varacağını yalnızca zaman gösterecek.”dedi.