İsraf ihanettir, iktisat ise ibadet...
Doymak bilmeyen nefsin ihtiyaçlarını giderme uğruna maddiyat kölesi olanların, kapitalizmin tüketim çarklarında nasıl da yok edildiğini önceki yazımızda dile getirmeye çalışmıştık. Bilindiği gibi sömürü gücünü elinde tutmak isteyen kapitalist sistem, anlamsız ihtiyaç listeleri oluşturarak tüketim alanını genişletmekte; açgözlülük ve bencil hazza dayalı israf melanetini üzerimize musallat etmektedir. İsraf, kişinin elindekileri ölçüsüz ve gereksiz şekilde heba etmesidir. Yüce Hâlık ve mahlûkata karşı açık bir ihanet olan israf, fütursuzca haddi aşma ahlaksızlığıdır. Kur’an’da “Yüce Allah’ın müsrifleri sevmediği” açıkça vurgulanır (A’raf, 31). Çünkü yalnız kendini düşünen müsrif insan, elindekileri kimseyle paylaşmadan kendisi için tüketmek ister. Tabii ki israf sadece mal, mülk ile sınırlı değildir. Değeri bilinmeyen insan, dikkat edilmeyen sağlık, boşa harcanan zaman, şükrü eda edilmeyen nimet... Her birini hesapsızca harcamak, israfın bir başka çeşididir; yeryüzüne yayılmış rahmet ve bereketi ortadan kaldırmaya teşebbüstür; kesinlikle kaçınılması gereken haramdır.
2013 yılındaki “Ekmeğini İsraf Etme” adlı kampanyanın araştırma sonuçlarına göre ülkemizde günde 4,9 milyon adet, yılda 1,79 milyar adet ekmek israf edildiği tespit edilmiştir. Bunun başta gelen sebebi, ekmeğin ihtiyaçtan fazla alınması ve üretilmesidir. O dönemdeki hesaplamalara göre bu israfın yıllık ekonomi boyutu 1,3 milyar TL’ye karşılık gelmektedir. Bu tutar 2013 yılında her biri 100 yataklı 63 hastaneye, 16 derslikli 394 okula, 300 öğrenci kapasiteli 217 yurda eşittir. İnsan kaynağımıza dair böyle bir hesap yapmak ise abestir. Takdir edersiniz ki tüm maddi hesaplar, bir tek insanımızın bile can kaybına denk gelmez. Boşa geçen zamanı geriye getirebilmekse maddeten ne mümkündür!
İslam; inançta, amelde, ahlakta, kazançta, harcamada, infakta, hâsılı hayatımızın her safhasında ölçülü/dengeli olmayı esas almaktadır. Gürül gürül akan bir nehrin başında bile olsak, abdestimizi yeterli miktarda suyla almak durumundayız. Gün boyu tuttuğumuz Ramazan oruçlarımıza ait iftar sofralarının israf sofralarına dönüşmesine asla izin veremeyiz. Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından “Orta yol, işlerin en hayırlısı” olarak tavsif edilmiştir. Ne elimizi adeta boynumuza bağlayıp cimri kesileceğiz ne de büsbütün açıp sonu pişmanlığa varan savurganlık içinde olacağız (İsra, 29). Müslüman, her işinde itidali kendisine rehber edinmelidir. Tüketim ve harcamada itidal üzere olmak, cimrilik ve savurganlıktan kaçınarak iktisatlı davranmaktır. Diğer ifadeyle iktisat, ayete muvafık değerlendirildiğinde bir ibadettir. Sevgili Peygamberimiz “İktisatlı/tasarruflu davranan fakir düşmez” buyurarak geçimde dara düşmemenin formülünü bizimle paylaşmaktadır. İktisat, bir plan ve programa göre düşünerek akıllıca davranmaktır. İktisadın gereği; haddi aşmamak, ölçüyü kaçırmamak, nihayetinde kanaatkâr olmaktır. Kanaat ise tükenmez bir hazinedir. Başta ailemiz olmak üzere tüm yakınlarımıza ve ulaşabildiğimiz herkese tasarrufu öğütlemeliyiz.
Birleşmiş Milletler’in 2015 yılı açlık raporuna göre dünyada aç olan insanların sayısı 795 milyon... Bu ne demek? Dünyada dokuz kişiden biri aç yatıyor! Aynı zamanda raporda 24 Afrika ülkesinin gıda kriziyle karşı karşıya olduğu da vurgulanıyor. Üstelik bu sayı, 1990’ların iki katı... Ülkemizde yapılan sağlık konulu bir toplantıda yetkililer tarafından dünyada aynı yıl obeziteye bağlı hastalıklardan ölenlerin sayısının açlıktan ölenlerin üç katına denk geldiği bildiriliyor. Yılda 10 milyon insanın açlıktan öldüğü bir dünyada 1,3 milyar ton gıda da israf ediliyor. Gelişmiş ülkelerin çöpe attığı miktar bile açlık çeken birçok toplumu doyurmaya yetecek durumdadır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, geçen yılki bir zirve konuşmasında, gelişmiş ülkelerde yılda ortaya çıkan 222 milyon ton civarındaki gıda israfının, neredeyse Sahra Altı Afrika’nın 230 milyon ton olan yıllık gıda üretimine denk olduğunu söylüyor. Ortadaki sorun, ahlak ve değerler merkezli değil de nedir! 2017 yılının ilk günlerinde, 8 milyarderin servetinin dünyanın yarısına eşit olduğunu öğrendik haber ajanslarından... Habere göre, Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in başı çektiği en zengin sekiz milyarderin sahip olduğu 426 milyar dolarlık servet, dünya genelinde 3,6 milyar kişinin varlığına denk geliyor.
Gönül coğrafyamızın bin yıllık sarsılmaz kalesi olan Anadolu’muzda devletimiz ve milletimizin himayesine sığınan nice soy ve din kardeşlerimiz oldu. Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Orta Doğu’dan Asya’ya şefkatle yüreğimizi açtık. Bugün de 3 milyon civarında Suriyeli var anavatanımızda... Çoğu da 18 yaş altı çocuklar ve kadınlardan oluşuyor. Türkiye mülteci sayısı bakımından dünyada en önde gelen ülkeler arasında... “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” şiarıyla bir yandan hamiyetli devletimizin resmi kurumları diğer yandan da gönlü zengin milletimiz tarafından sığınmacılara yapılan yardımlar hız kesmeden devam ediyor. Yapılan resmi açıklamalarda, Suriye'deki çatışmalar sebebiyle bize sığınanlar için harcanan miktarın 3,5 milyar doları aştığı ifade ediliyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 19 Eylül’deki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, ülkemizin 2016 yılında yaptığı 6 milyar dolarlık insani kalkınma yardımlarıyla bu alanda dünyada ikinci sırada, milli gelirine oranla ise birinci sırada yer aldığını belirtti. Aklı, duyguları ve iradesi nesilden nesile aktarılan temel insani ve ahlaki değerlerle bezenmiş milletimiz, insanlık âlemi için huzur ve güven kaynağıdır.