Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (SASAM) düzenlediği “GDO’lu Besinler, Gıda Güvenliği ve Kısırlık” konulu söyleşiye konuk olan Nano Bilim, Nano Teknoloji ve Nano Tıp Derneği (NANO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu çarpıcı açıklamalarda bulundu. Prof. Uslu, söyleşide kısırlaştırma projesi, kısırlaştırma projesinin bir aracı olan aşılar, kısırlaştırma ve nüfus azaltmanın bir yöntemi olan GDO’lu gıdalara ilişkin önemli bilgiler verdi.

690 BİN KİŞİ KISIRLAŞTIRILDI
İnsanların bilinçli olarak kitlesel bir projeyle kısırlaştırıldığına dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Uslu bazı ülkelerde kısırlaştırmanın bir kanun olduğunu söyledi: “ABD’de Virginia’da halkın bir kısmı ‘uyumsuz’ oldukları gerekçesi ile Virginia eyaletince kabul edilmiş bir kanun gereği, sistematik olarak kısırlaştırıldılar. Kısırlaştırma olayı sadece Virginia eyaleti ile sınırlı değildi. ABD’nin çok sayıda eyaleti benzer kanunları kabul etti. Sadece 25 yıl içinde 100 bin insan kısırlaştırılmıştır. Almanya hastalıklı ve akıl hastası kişileri 1900’lü yılların başlarında kısırlaştırmaya başladı. Almanya’da 400 bin kişi ‘beyinsiz ve hastaları kısırlaştır’ sloganından nasibini almışlardı. İsveç’te 60 bin kişi, Kanada, Norveç, Finlandiya, İzlanda ve Estonya’da 70 bin insan kısırlaştırıldı.”

GDO EN ÖNEMLİ SORUN
Kadın ve erkek kısırlığındaki yüksek orandaki artışın gıda ve çevresel faktörlerden kaynaklandığına dikkat çeken Uslu, GDO’lu ürünlerin ve çevresel kirliliğinin erkeklerde yüzde 50’ye varan kısırlığa neden olduğunu Rus ve Fransız bilim adamlarının da bu gerçeği ispat ettiklerini ifade etti. Prof. Dr. İbrahim Uslu “GDO’lu gıdalar sorunu devletin bütün mekanizmasını ilgilendirir. Ne sağlık, ne tarım, ne çevre ne de başka bir bakanlığa ve oradaki bürokratların insafına terk edilemeyecek kadar önemli bir meseledir GDO sorunu. Bu yüzden herhangi bir bakanlıktan ziyade bunun bir devlet politikası olması gerekir” dedi.

SURİYELİ MÜLTECİLERE KİTLESEL AŞILAMA
İbrahim Uslu, UNICEF tarafından 17 senedir çocuk felci görülmeyen bölgede ‘çocuk felci aşısı’ yapıldıktan sonra çocuk felci vakaları görülmeye başladığını söyledi: “2013’te UNICEF tarafından satın alınan 1 milyon 700 bin doz canlı çocuk felci aşısıyla Suriyeli mültecilere de ‘kitlesel aşılama’ uygulandı, oysa bu ülkede de 1999’dan beri çocuk felci görülmemişti. Bu kampanyadan sonra da çocuk felci vakaları görülmeye başladı. UNICEF, geçen sene de Filipinler’deki Süper Tayfun’dan sonra 500 bin doz canlı çocuk felci aşısıyla benzer bir kitlesel aşılama kampanyası yürüttü. Oysa bu ülkede 1993’ten beri çocuk felcine rastlanılmamıştı.”

İKİ EVLİ ÇİFTTEN BİRİNİN ÇOCUĞU OLMAYACAK
“hıbrıt’ın ana tehlikesi; eğer bitkinin, tohumun içindeki üreme organını yok ederseniz, besinin en az yüzde 50’sini otomatikman yok etmiş olursunuz. Dolayısıyla insanları fiziki olarak beslersiniz ama biyolojik olarak aç bırakırsınız. Biyolojik olarak aç bıraktığınız zaman bunlar sıhhatlerini de kaybederler, üreme yetilerini de kaybederler. Bugün evli çiftlerin en az 3’te 1’inin çocuğu olmuyor. 10 yıl sonra 2 evli çiftten birinin çocuğu olmayacak. CIA’in 2030 perspektif raporunda bile yer almış durumda. Türkiye’nin üreme yetilerini kaybedeceği belirtilmektedir. CIA’in 2030 perspektif raporunda bile yer almış durumda Türkiye’nin üreme yetilerini kaybedeceği belirtilmektedir.”

TETANOSLA DÜŞÜK YAPTIRILIYOR
İbrahim Uslu kadınların kısırlaştırılmasına ilişkin şunları söyledi: “Tetanos aşısıyla HCG’nin insana taşınması sonucu, kadınlar kısırlaştırılmakta ve hamile kadınların çocuğunu düşürmesi sağlanmaktadır. Kısırlık aşılarının başarıyla gerçekleştirilmesinden sonra, HCG aşıları birçok üçüncü dünya ülkesinde kullanılmıştır. BBC’de yayınlanan insan laboratuarı belgeselinde, Filipinli kadınların aşı sonucunda nasıl kısırlaştığı anlatılmıştır.”

Kaynak : Vahdet