Her kul hayatında imtihanlara uğrar. Bir kulun en zayıf anı ise imtihanda olduğunu unuttuğu andır. İmtihan elbette kolay bir şekilde gelmez.
Her kul hayatında imtihanlara uğrar. Bir kulun en zayıf anı ise imtihanda olduğunu unuttuğu andır. İmtihan elbette kolay bir şekilde gelmez. İmtihan kula her zaman ağır bir şekilde gelir ama unutmamak lazım ki Rabbimiz ne diyor: 'Biz kula gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz.' (Bakara/286) Rabbimiz elbette kula imtihan verir, ama bu imtihan gücünden fazlası olmaz. Bir Hz. Ebubekir olmak var, bir de Salebe olmak. Bir imtihanı kazanmak var, bir de o imtihanı kaybetmek. Bir Peygamber övgüsüne layık olmak var, bir de zelil olmak, rezil rüsva olmak. Bugün bu iki örneği vereceğim sizlere.
İMTİHANI KAZANMAK
Bir gün En Büyük Sultan Hz. Muhammed Mustafa (SAV) dedi ki fakirler için bir şeyler getirin. Hz. Ömer anlatıyor: 'Ben Ebubekir'le yarışmayı çok severdim.' Yanlış anlamayın. Onların yarışı yardımlaşmada, rahmette yarıştı. Hz. Ömer diyor ki: 'Evimdeki her şeyin yarısını aldım yanıma. Evde 2 kaşığım varsa 1 tanesini evime bıraktım. Diğerini de yanıma aldım. Bu sefer dedim ki Ebubekir beni geçemeyecek.' Hz. Ömer bütün her şeyi yanına alır Hz. Peygamberin yanına getirir. Oturur ve beklemeye başlar. Biraz sonra Hz. Ebubekir gelir. Yanında evindeki kilimi bile vardır. Evinde hiçbir şey bırakmamıştır. Hz. Peygamber bakar Sıddik-i Ekber'e ve der ki: 'Evindeki çoluk çocuğuna ne bıraktın Ebubekir?' Hz. Ebubekir sükut içerisinde der ki: 'Onlara ben Allah ve Resulünü bıraktım Ey Allah'ın Resulü. Allah ve Resulü onlara yeter.' Hz. Peygamber biraz sonra yüzünde gülümsemeyle döner Hz. Ebubekir'e: 'Ebubekir! Cebrail geldi. Ve bana dedi ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Yüce Allah beni özel göndermiştir. Ebubekir'e selam göndermiştir. Ve demiştir ki: 'Ben Ebubekir'den razıyım! Ebubekir benden razı mıdır?' Kalkar Hz. Ebubekir ayağa İmam Suyuti'nin ifadesiyle, kendi ekseni etrafında dönmeye başlar. Bir cebze haliyle. Kendisinden geçerek. Bir taraftan da der ki: 'Ebubekir kim ki Allah'tan razı olmayacak!' Bu imtihanı kazanmaktır. Hem de çok büyük bir teslimiyetle. Şimdi de gelin sizlerle imtihanı kaybetmeye bakalım.
İMTİHANI KAYBETMEK
Mescidin kuşu olarak anılan bir Sahabi vardı. Adı Salebe'ydi. Bir gün Hz. Peygamber'in yanına geldi: 'Ey Allah'ın Resulü! Bana dua et çok malım olsun. Çok param olsun. Ben vallahi dine çok hizmet edeceğim.' Dedi. Hz. Peygamber baktı Salebe'ye dedi ki: 'Salebe! Hakkını verebildiğin az mal, hakkını veremediğin çok maldan daha iyidir.' Sonra gitti Hz. Peygamber. Salebe ikinci gün yine aynı şeyi ister. Hz. Peygamber'in ikinci kez cevabı yine aynıdır. Üçüncü gün Salebe yine isteyince Hz. Peygamber ellerini açar: 'Ya Rabbi! Salebe'ye ver!' Salebe'nin malı o kadar artmaya başlar ki. Koyunları, inekleri, danaları o kadar çoğalmaya başlar ki Medine'ye sığmaz olur. Salebe yatsıdan yatsıya mescide gelmeye başlar. Sonra 2 güne bir başlar. Sonra cumadan cumaya başlar başlar. Sonra Salebe'nin ayağı mescidden kesilir. Mescidin kuşu olan bu adamın ayağı mescidden kesilir. Zekat ayetleri iner. 'Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekat) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.' (Tevbe/103)
Hz. Peygamber zekat memurlarını görevlendirir zenginlerden alınması için. Salebe'ye de bir Sahabi gider. Zekat ister. Salebe der ki: 'Peygamberin bu isteği benim hoşuma gitmedi. Benim malımda fakirin neden hakkı olsun ki? Ben bu kazancı kendi el emeğimle yaptım. Ben zekat falan göndermeyeceğim.' Zekat memuru olan Sahabi eli boş döner. Mescid-i Saadet'e girdiğinde Hz. Peygamber bakar Sahabiye. Tek bir söz söyler. 'Yazık oldu Salebe'ye!' Salebe artık Münafıklar listesinde kendi yerini almıştı. Salebe bütün malını önüne katarak Medine mescidine geldi. 'Ya Resulallah! Bunları alıp beni temizle!' Dedi. Hz. Peygamber Tevbe suresinin ayetlerini okudu: 'İçlerinden, 'Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse, mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz' diye Allah'a söz verenler de vardır. Fakat Allah, lütuf ve kereminden onlara verince, onda cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler. Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için O da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir nifak soktu.' (Tevbe/75-77) Sonra döndü Hz. Peygamber: 'Allah bana Münafıklardan zekat almayı haram kıldı Salebe!' Salebe Hz. Ebubekir döneminde de zekat vermeye çalıştı. Hz. Ebubekir: 'Allah Resulünün almadığını bende almam.' Diyerek geri çevirdi. Hz. Ömer zamanında da getirdi. Hz. Ömer: 'Allah Resulünün ve Ebubekir'in almadığını bende almam.' Diyerek geri çevirdi. Ve Salebe Hz. Osman zamanında helak oldu gitti.
İşte ince bir çizgidir bu kadar. İmtihanı kazanmak ve kaybetmek arasında çok ince bir çizgi vardır. Allah hepimizi imtihanı kazananlardan eylesin.